Her canım sıkkın olduğunda yaptığım gibi kulaklığımı kulağıma takıp en sevdiğim müziği açtım ve dışarı çıktım. Beynim o kadar çok şeyle doluydu ki artık yorulmuştum kavgalardan sorulardan gücüm kalmamıştı. Şarkının verdiği hüzünle ağlamaya başladım gözümden minik minik düşen damlalar artık hızlanmaya başlamıştı ve artık dayanamyıp bıraktım kendimi hıçkırıklara boğuldum dizlerimde hal kalmamıştı yürüyemiyorum ve yere düştüm ellerimi yumruk yapıp seslice çığlık attım. Gök gürüldemeye başlamıştı yağmur yağıyordu ve ben sırılsıklam olmuştum. Durmadan ağlıyordum arakamdan birinin bana seslendiğini duydum. Ses tanıdık değildi '' Hey iyimisin
Uyandığımda kendimi koltukta buldum. Başım çok ağrıyordu gözümü açmakta zorlanıyordum ne olmuştu bana böyle. Üstüme baktığımda üstümde kendi giysilerim yerine bi erkek tişörtü vardı. Neredeydim ben ? Niye burdaydım ? Kim beni buraya getirmişti ? ve beni buraya getiren her kimse beni soymuştu sen şimdi bittin diyip yerimden zar zor kalktım. Ne cürretle beni soyardı böle bi hakkı kimden almıştı o adını bilmediğim şahıs. Kalkıp etrafa bi göz gezdirdim oda çok güzel dekore edilmişti ve adını bilmediğim şahıs zengindi sanırsam. Odaya göz gezdirdikten sonra kapıya doğru yöneldim ve kapıyı açtım koridorda çok güzel birşey kokuyordu. Kokunun geldiği yöne doğru ilerledim ve gittiğimde gördüğüm manzara beni şok etmişti. Boynuna asmış olduğu önlükle çok tatlı gözüküyodu kasları eşsizdi ve yemek yapma konusunda başarılı olduğu belliydi. Tam kapıda durup onu süzerken gözleri gözlerimi buldu. Sırıtarak '' Günaydın '' dedi. Bende '' Sen beni nasıl soyarsın pislik herif kendini ne zannediyorsun öyle beni neden buraya getirdin amacın ne? '' diyip bağırdım. O da boynunda ki önlüğü çıkarım ban doğru geldi '' Hey bebeğim sakin ol alttarafı üstünü değiştirdim yağmurda sırılsıklam olmuştun. Seni buraya getirme sebebim yağmurda yere çökmüş ağlıyordun ve çok ıslanmıştın yanına gittiğimde bayıldın bende seni evime getirmek zorunda kaldım. Ne yapmamı bekliyordun seni orda bırakıp gitmemi mi?'' dedi. bende '' Sanane ya benden bıraksaydın beni orda yardım etmeseydin '' dedim. Tam yanağıma elini koyucakken geri çekildim. '' Dokunma bana. Eğer bidaha bana dokunmaya kalkışırsan seni öldürürüm'' diye sert bir şekilde konuştum.
Biran önce burdan çıkıp gitmeliydim. Aklıma defne geldi beni merak etmiştir dedim ve odaya koştum elime telefonu aldım ama şarjı bitmişti telefonu koltuğa sinirle fırlattım. Defne benim 4 senelik arkadaşımdı. Birbirimizden hiç birşeyi saklamazdık. Her zaman birbirimizin yanında olup destek olmuşuzdur. Biz onla etle tırnak gibiyiz o benim kardeşim ablam yeri geldiğinde ailem. O yüzden birbirmize hiç küsmeyiz.Koltuğa geçip oturdum tam oturduğum sırada mutfaktan seslendi adını bilmediğim şahıs. '' Haydi gel kahvaltı hazır bi kaç bişeyler ye '' diye. Bende odadan hızla çıkıp mutfağa doğru gittim '' Ben bişey yemek istemiyorum. Eve gidicem eşyalarım kuruysa verebilirmisin zahmet olmazsa '' dedim. O da bana doğru dönüp '' Otur kahvaltı yap sonra gidersin nereye gidiceksen'' dedi. Bende iyice sinirlenerek heceledim. '' Ye-mi-cem anladın mı istemiyorum. Kıyafetlerimi verirmisin şimdi '' dedim. Yemeğini bölmeden cevap verdi '' Peki o zaman. Bekle birlikte çıkalım bende çıkıcam '' dedi. Bende '' Gerek yok ben kendim giderim. Şimde kıyafetlerimi verirsen sevinirim '' dedim ve kapıya yaslandım. O da '' Üstündekiyle çıkabilirsen çık sen bilirsin '' dedi ve sırıttı. Üstüme baktığımda uzun bi tişörtten baaşka bişey olmadığını fark ettim ve beklemekten başka çarem olmadığına karar vermiştim. Odaya geçip koltuğa oturdum ve on-on beş dakika bekledim öylece ve sonunda elinde kurumuş kıyaflerimle önüme dikildi. '' Al kurumuşlar. Bu arada seni soyduğum için kızıcağına boynuma sarılmalıydın. Üstündekileri çıkartmasaydım zature olabilirdin. Dua et sadece soydum daha fazlasını da yapabilirdim ama öyle biri deyilim '' diyip göz kırptı ve odadan çıktı. Bak bak havalara bak boynuna sarılıcakmışım çok beklersin ne sarılıcam lan senin boynuna. Neymişte daha fazlasını yaparmış ama öyle biri değilmiş. Hele bi deneseydin ben seni ne yapıyodum öküz ya . Bi yandan söylenip bi yadan giyindim. Masanın üstünden telefonu alıp cebime koyduktan sonra birde saçımı toplayıp topuz yaptım ve odadan çıktım.
Evden çıktık ve bahçede olan YBR-125'i görünce gözlerim irice açıldı. Haylimdeki alıcağım motor du karşımda duran. Adını bilmediğim şahıs motora binmiş kaskını takıyodu. Bana dönüp '' Şşştt davetiye filan mı bekliyosun. Hadisene '' diyip bağırdı. Bende yanına gidip '' Bu motor senin mi '' diye sordum. O da kafasını bana doğru çevirip '' Görünüşe göre evet '' dedi ve kaskı uzattı. Kaskı kafama geçirip arakasına geçtim. '' Sarıl istersen yoksa düşüceksin. Kimsenin kaza geçermesini istemeyiz sonuçta demi '' dedi. Bende '' Gerek yok ben böyle iyiym '' dedim. O da '' Peki sen bilirsin '' dedi ve gaza bastı. Gaza basınca aniden geriye doğru gittim ve sarılmak zorunda kaldım. Şuan kesin gülüyodur pislik. yolda tek evi tarif ettim ve sonra hiç konuşmadık. Acaba by ismini bilmediğim şahısın ismi neydi çok merak ediyodum ama sormak istemiyordum. Banane ya kendisi sölesin umrumda değil dedim içimden. Sonunda eve gelmiştik. Motordan inip kafamdan kaskı çıkardım ve ona uzattım ve '' beni eve getirdiğin için saol. Hiç gerek yoktu ama neyse. Umarım bidaha hiç görüşmeyiz ismini bilmediğim şahıs '' dedim. O da gülümseyerek '' Önemli değil. Bende seni çok özlicem hırçın ve tatlı kız '' dedi. Tam birşey dicektim ki gaza basıp gitti. Bende seni hiç özlemicem ismini bilmediğim şahıs ''dedim.
Arkadaşlar umarım birinci bölümü beğenmişsinizdir. Daha önce hiç bir kitap yazmadım ilk deneyimim. Bu kitap beğenilirse hkayenin devamı gelicek. Okuyanlara ve oylayıp beğenenlere teşekkür ederim <3
ŞİMDİ OKUDUĞUN
UNUTULAN
ChickLitBir kızın ne zorluklarla ayakta kaldığı ve neler yaşadığını unutmaya çalışıp kendine yeni bir hayat çizme yolunda olduğu ama önüne gelen zorlukların onu fazlasıyla yorduğu. Onun için onun yanında olan en yakın arkadaşları ve arkadaşlarıyla yaşadığı...