Duyduklarımla birlikte nefesim kesilmişti sanki.Bir süre nefes almakta zorluk çektim.Müsabakada o da vardı.Finale kalmıştı.
Tahminlerimde yanılmamış olduğuma o kadar üzülmüştüm ki,şuan yaşadığım üzüntü ve endişe sözlerle anlatılacak gibi değildi.Onu bu kadar zaman görmememe rağmen hala unutamamış olmak,birde ona bir şey olacak diye hala endişeleniyor olmak onu eskisi gibi sevdiğimi gösteriyordu.Emma'da bendeki bu değişikliği fark etmiş olacak ki,endişeli bir ses tonuyla konuşmaya başladı."Isabella,iyi misin?Ne oldu birden yüzün solgunlaştı?"Can dostumu,hayatımdaki tek gerçek arkadaşımı daha fazla endişelendirmemek için kendimi konuşmaya zorladım."İyiyim Emma,merak etme.Sadece uzun bir yolculuk yaptığımız için yorgunum.Şu final müsabakasından sonra odama çekilip biraz dinlenirim."Emma'nın yüzündeki endişe bu sözlerimle biraz olsun dinmişti.Sözlerime cevap olarak kafasını olumlu manada sallamayı da ihmal etmemişti.Bu konuşmadan sonra biraz daha bahçede gezindik,biraz da ormanda gezmeye karar vermiştik ki sadık yardımcım Lydia yanımıza geldi."Prensesim,leydim.Birazdan müsabaka başlayacakmış;kraliçe Davina,sizi çağırmamı söylediler."Bu sözlerle içimdeki sıkıntı dahada artmıştı.
Lydia'ya cevap olarak titrek bir sesle konuşmaya başladım.
"Tamam,Lydia.Gidelim bakalım neler olacak müsabakada?"Sesimi sakin tutmaya çalışsamda titrek çıkmıştı.Ona birşey olacak diye çok korkuyordu.İyi kılıç kullanırdı ama bu tür müsabakalarda her an herşey olabilirdi.Bir anlık dikkatsizlik çok kötü sonuçlar doğurabilirdi.Benimde korktuğum buydu yoksa onun deneyimlerinden ve yeteneklerinden biran bile kuşkum yoktu.Ben düşüncelerime dalmışken müsabakanın yapılacağı yere geldiğimizi anladım.Burası yeşil düz bir alandı ve etrafı alanı çevreleyen balkonlarla kaplıydı.Bizim bulduğumuz yer ise yeşil alanı karşıdan gören ve diğerinden biraz daha yüksekte bir balkondu.
Karşımızdaki geniş balkon kısmında ise halk vardı.İnsanlar heyecanla müsabakanın başlamasını bekliyordu.Etrafı inceleyerek kraliyet ailesinin ve ailemin oturduğu tarafa doğru ilerlemeye başladım.Gözlerim Emma'yı aradığında ben düşüncelerimle boğuşurken onun,ailesinin ve diğer soyluların yanına gittiğini fark ettim.Kraliyet ailesi ve ailemin olduğu yere geldiğimde iki aileye de reverans yaptım ve babam Assor kralı Michael Stanford'un yanındaki boş yere oturdum.Bir yanımda babam varken diğer yanımda Reddragon kraliçesi Davina Lutwig oturuyordu.Ona baktığımı fark ettiğinde kraliçede bana döndü ve gülümsedi.
Kraliçenin de tıpkı annem gibi saf bir güzelliği vardı.İkiside sanki kraliçe olmak için doğmuşlardı.Nerede,nasıl davranacaklarını çok iyi biliyorlardı.Halkla ve soylularla araları çok iyiydi.Bazen asla onlar gibi bir kraliçe olamayacağımı düşünüyordum.Her an her şeye hazırlıklıydılar,bense bazen bir terslik yada beklenmedik bir durum olduğunda durumu kurtarmak için bir şeyler yaparken durumun daha da kötüye gitmesine neden olabiliyordum.Bunları düşünürken,beni düşüncelerimden halkın coşkulu ve heyecanlı sesi ayırdı.John ve Alexander sakin ve yavaş adımlarla her balkonun kolayca gördüğü yeşil alana doğru ilerliyorlardı.Gözlerim ona takıldığında 2 yıl önceki yakışıklı ve güçlü çocuktan hiçbir şey kaybetmediğini hatta daha yakışıklı ve güçlü göründüğünü fark ettim.Ben ona bakarken bir çift gözün de beni incelediğini hissettim.Beni inceleyen gözlerin ona ait olması için herşeyimi verirdim ama beni inceleyen kişi o değildi.Beni inceleyen kişiye döndüğümde onunda benim gibi hiç değişmediğini fark ettim.Eskisi gibi kibirli,hırçın ve gizemliydi.Bakışlarına karşılık vermekten kendimi alıkoyamıyordum.Ne kadar nedenini bilmesemde duygularım ona bakmam için beni zorluyordu.O da gözlerini gözlerimden çekmiyordu.En sonunda bu anlamsız bakışmaya ben son vermiştim. Etrafıma baktığımda herkesin müsabakaya hazır olduğunu ve Reddragon kralı Robert Lutwig'in müsabakayı başlatmasını beklediklerini gördüm.Kral da bu beklemeden sıkılmış olacak ki,John ve Alexander'a müsabakayı başlattığını bildiren bir işaret yaptı.İki asil genç,önce birbirlerine baktılar;sonra halkın olduğu yere ve soyluların bulunduğu balkona doğru reverans yaptılar.Artık bu hareketten sonra müsabaka resmen başlamıştı ve ben heyecandan ölmek üzereydim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KRALİYET ATEŞİ
Historical FictionBen Assor prensesi Isabella Mariana Stanford.21 yaşındayım;ailem ve halkım için yapamayacağım hiçbir şey yok.Onlar için gerekirse kendi mutluluğumdan ve hayatımdan bile vazgeçerim.Sırf onların iyiliği için hayatımı değiştiren ve beni kabus gibi bir...