MERHABA. BU HİKAYEYİ OKUMAYA BAŞLADIĞINIZDA LÜTFEN SONUNA KADAR OKUYUN BEĞENMEZ VE GERİ DÖNMEZSENİZ ZATEN BİR ŞEY DEMEYE HAKKIM YOK. AMA LÜTFEN HER HİKAYE GİBİ BENİM HİKAYEME DE BİR FIRSAT VERİRSENİZ SEVİNİRİM. ÖNCELİKLE AŞAĞIDAKİ METİN GELECEK BÖLÜMLERDEN. BU YÜZDEN OKUMAYA BAŞLAYANLAR İÇİN SADECE BURAYI OKUYARAK HİKAYEMİ DEĞERLENDİRMEMENİZ VE DEVAMINI DA OKUMANIZI RİCA EDİYORUM.
BU YAZIYI OKUYAN YA DA GÖZ ATIP ÇIKAN HERKESE TEŞEKKÜR EDİYORUM. VE LÜTFEN BEĞENİRSENİZ DE YORUMLARINIZI VE VOTELERİNİZİ DE EKSİK ETMEYİN. TEKRAR TEŞEKKÜRLER :)
************
-Ne istiyorsun?
Gözlerini kırpmadan bana bakarken o gözlerde hiç bir duygu görememiştim. Gecenin bir yarısı kolumdan tutmuş beni bu ıssız sokağa doğru çekiştirmişti.
-Ne istediğimi bilmiyor musun gerçekten?
-Biliyor muyum?
Sadece ileride olan lambanın aydınlattığı sokakta durmuş sorusuna karşılık sorduğum sorunun cevabını bekliyordum. Hiç bir hareketini kaçırmamaya çalışarak bakarken birden hareketlenip üzerime doğru gelmeye başlamıştı. Bu ıssız sokakta benden ve ondan başka kimse yoktu. Şu an ondan korkuyor muydum? Evet.
-Ne..ne..ne yapıyorsun?
Korkum dilime vurduğunda dudaklarının biraz yukarı kıvrılması bir olmuştu. Bu hareketi gözlerimi gözlerinden çekip dudaklarına takılmama sebep oldu. Sırtım sert bir şeye çarptığında duvar olduğunu anlamam uzun sürmemişti. Kaçacak yerim ise kalmamıştı.
-Sensin.
Dudaklarından çıkan kelimeyi anlamazken kaşlarımı çattım. Gözlerine bomboş bir şekilde baktım. Bakışımla kaşları çatılmıştı. Ona böyle bakmama mı kızmıştı.
-Sensin diyorum.
-Ben ne?
-İstediğim şey... sensin.
Dudaklarımdan engelleyemediğim bir 'hah' sesi çıktığında gözlerimi devirdim. Bana nasıl böyle bir şey söylerdi. Böyle bir şeyin gerçekliğinin olmadığını ikimizde biliyorduk. Kaşlarını öncekinden daha çok çattığında gözlerime inanamazmış gibi baktı. Tabi yanlış görmediysem..
-Bana inanmıyorsun?
Dudaklarından çıkan soruya inanmak istemiyormuş gibi şaşkınlığını da bir an görmüştüm. Ne bekliyordu ki. Ona sorgusuz sualsiz güveneceğimi mi? Tekrar bana baktığında yanlış anlamadığımı gözleri bana yeterince anlatmıştı.
-Gerçekten..inanmıyorsun?
Hemen yanımdaki duvara yumruğunu indirdiğinde böyle bir hareket beklemiyordum. Artık yorulmuştum. Benden hala ne istiyordu. Ahh pardon beni istediğini söylemişti değil mi? Hayal kırıklığı.. Yaşadığım tam anlamıyla buydu.
-Gözlerime bak!
Daldığım düşüncelerden sözleriyle çıkarken bana çekinmeden öfkesini gösteriyordu. Karanlık bir kuyuya düşmek ne kadar doğruydu. Hiç bir insan sonu gelmeyen bir yere atlamak istemezdi. Ben ise bunu bir çok kez yapmış ve yine yapıyordum. O kuyuya hiç bitmeyecek ve oradan hiç çıkamayacak gibi bakıyordum. Kendine bir şey kanıtlamak ister gibi gözlerini bir kaç saniye kapatıp açtığında az da olsa sakinleşmişti. Birden aramızda hiç mesafe kalmayacak şekilde bana yaklaşması şaşkınlığıma gelirken nefesinin dudaklarıma değmesiyle gözlerimi kapatmamak için direndim. Bana bu kadar yakın olmasından, erkeksi kokusunun beni başka bir dünyaya çekmesinden nefret ediyordum. Onun etkisi altında kalmaktan da...
-Sen bana aitsin. Benimsin...
Dibimde durmuş bana bu kadar yakınken düzgün düşünemiyordum. Sözlerine kanmayacaktım. Bir an zihnim geçmişi gözlerimin önünden sahne sahne geçirdiğinde ne zaman kapattığımı bilmediğim gözlerimi açtım.
-Yalan söylüyorsun.. Biz birbirimize hiç ait olmadık...
Bu kelimeleri söylemek benim için o kadar ağırdı ki.. Kalbim parçalara ayrılmış bir daha hiç bir araya gelemeyecek gibi hissetmiştim. Sözcüklerin gerçekliği boğazıma bir yumru gibi oturdu. Yüzümdeki dokunuşla ağladığımın bile farkında değilken ondan hiç beklemediğim bir şefkatle göz yaşımı sildi. Gözlerine baktığımda orada hiç görmediğim bir duygu yoğunluğuyla karşılaştım. O kadar yoğun bakıyordu ki.. Dudakları hafif kıpırdandığında ise beni benden geçirebilecek kelimeler dudaklarından döküldü.
-Gözlerine baktığım ilk an senin olmuştum zaten...
Kelimeler ağzından bir kurşun gibi yüzüme gelirken kalbim benden bağımsız yürürken koşmaya başladı ve ben onu durduramadım. Gözlerine baktım. Doğru mu söylüyordu? Bir yanım aldanma derken diğer yanım ona koşmak için çıldırıyordu. O gözlerde yalan yoktu. Peki ben neden hala ona inanamıyordum?
-Bana yaşattıklarından sonra...Güvenebilir miyim sana?
-Güvenmelisin...
-Ya güvenmez ve bu söylediklerine inanmazsam?
-İşte o zaman kaybederiz birbirimizi hem de sonsuza kadar.....
*************
Şimdiden hikayemi okuyacak arkadaşlara teşekkür ederim yorumlarınızı ve votelerinizi eksik etmeyin lütfen!
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Birbirimize Tutsak
Teen FictionAŞK... Tek kelime, üç harf ve bir heceden oluşan bir kelime... Her insan aşkı bulamaz ama bulanlar da kıymetini bilmez.. Ya da.... Kıymetini anlarlar ama artık çok geçtir... Bakalım duygularıyla olan savaşlarında kim kazanacak?