Vay be o 'merhaba' demişti değil mi? Ben o 2 dakika görüşmemizde konuşamadığını düşünmüştüm. Yanılmışım. Hala bön bön çocuğa baktığımı fark edince içeriye davet ettim.
"Geçsene içeriye kek de yapmıştım."
dedim gülümseyerek o da içeriye geçince kapıyı kapatıp mutfağa gidip bir dilim daha koydum. İki bardağa da meyve suyu da koyduktan sonra içeriye geçip masanın üstüne bıraktım. Ardından koşup hemen mutfağa girip çatal da aldım. Ne bende insanım o kadar şeyi taşıyamam sonuçta. Çatalı da koyunca kendi tabağımı elime alıp kekimi afiyetle yemeye başladım. Çarşı da çarpışmamızın ardından burada olması biraz garipti. En iyisi konuşup neden burada olduğunu öğrenmekti.
"Şey..."
"Ben..."
Aynı anda konuşunca içim gülme isteğiyle dolsa da dudağımı dişleyerek kendimi tuttum. O da aynısını yapmıştı. Bende onun konuşmasını bekliyordum. 'Sen konuş' işareti yapıp kollarımı göğsümde kavuşturdum ve arkama yaslandım.
"Ben karşı komşunum. Buraya taşındığını görünce bir de çarpışınca tanışma kararı verdim. Hem de hayırlı olsun demiş olurum diyerek geldim. Bu arada ben Yankı."
Çocuğa baktığım da koyu kahve saçları ve mavi gözleriyle çok çekiciydi. Gözleri, okyanus mavisinden bile güzeldi. Baktıkça daha çok bakmak istiyordun o derece. Bu düşünceleri sonraya saklayarak gülümsedim.
"Bende İzem memnun oldum bu arada teşekkürler." Gülümsedi ve kekini yemesine geri döndü. Bende kendiminkini bitirdiğim için bulaşıkları alıp tezgahın üzerine koydum. İçeriye geri geçip soru sormaya başladım.
"Peki. Bu günden sonra komşuyuz. Birbirimizi daha iyi tanımalıyız değil mi?"
"Evet. O çarpışma için de kusura bakma telefon da dalmışım önüme bakmıyordum." Ben bu konuyu unutmuştum bile. Ama ilk günden birine saygısızlık yapmaya meyilli olmadığım için nazik davranacaktım.
"Evet bende biraz fazla çıkışmış olabilirim. Neyse kapatalım bu konuyu. Biz seninle önceden bir yerlerde hiç görüşmüş müydük?"
Dememle yüzü birden düştü. Bana baktığında gözlerinden pişmanlık okunuyordu peki ya neden? "Yok. Görüşmedik herhalde ben seni hiç hatırlamıyorum."
"Peki."
"Neyse geç oldu kek için teşekkürler. Ben kalkayım artık yardıma ihtiyaç duyarsan karşında kapımı çalman yeterli" Diyerek ayaklandı. Onun ayaklanmasıyla bende ayaklandım. Kapıya geçip karşılayıp ' görüşürüz ' faslını da geçtikten sonra evine girdi bende kapıyı kapatıp içeriye geçtim. Bulaşıkları makineye dizdikten sonra koltuğa oturup bugünü düşünmeye başladım. Ne çok şey yaşamıştım şu 1 günde...
****
Tam kapıyı açmış ayakkabılarımı bağlarken karşıdan bir kadın ardından Yankı'nın çıkmasıyla dondum kaldım. Kadın son kez Yankı'nın dudağından öptükten sonra gitti. Taşınalı bir haftadan fazla olmuştu ve Yankıyla iyi geçiniyorduk. Sadece arkadaştık. Arkadaş... Ve şuan onun evinden biri çıkıyordu tabi ki de kıskanmadım. Biz arkadaşız benimde, onunda sevgilisi olabilir sonuçta. Hemen kafamı tekrar ayakkabılarıma çevirerek sporumun iplerini bağladım. Ayağa kalkarak üzerimi silkeledikten sonra okul çantamı da alıp hızlıca merdivenlerden indim.
Neden bilmiyorum ama bugün Yankıyla konuşmak istemiyordum. Okula onunla gidiyordum ama onu bile beklemeden ilk otobüse binip gittim. Okula geldiğimde okulun başından beri yakın olduğum Mina yanıma geldi. Çok şeker bir kızdı. Ve de çok utangaç... İyi anlaşmıştık. Okul işini de Yankı sağ olsun o gün kek yedikten sonra kendi gittiği yere kaydetmişti. İşimi de kolaylaştırmıştı da, neyse diyerek yürümeye devam ettim.
"İzem"
Mina'ya baktığım da gözleri dolmak üzereydi. İsmimi söylerkende sesi kırık çıkmıştı.
"Efendim canım"
"Benim ev bulmam lazım ama bu aralar o kadar da param yok ve yarın beni yurttan atacaklar." Hemen yüzümü ona döndüm. Ne demişti. Kavgacı bir kızda değildi.
"Ne! Neden?" Çıktı ağzımdan. Ama fena bir durum olmalıydı. Mesela benim param olmasa da ben de yurtlarda kalacaktım ve o çöplükten kurtulduktan sonra öyle bir yerde kalamazdım. Boğardı beni.
"Benim ailem öldüler. Biliyorsun. Yurttan bir kaç kişi ailemle dalga geçip, küfür ettiler. Biliyorum kavgacı bir kız değilim ama konu ailem olunca bu kadar da sakin karşılamam. İyi dövdüğüm için kızın aileleri şikeyetçi olmuş. Müdüre Hanım beni sever ama bu mahkemeye kadar çıkabileceği için en iyi karar olarak oradan atılmam oldu."
O kızların çıktıkları yere geri sokacaktım. Tamam bir hafta tanışmış olabiliriz ama bu kısa sürede kız kardeşim gibi oldu. Tanımanızla sevmeniz bir olur o kadar iyi kalpli ve saf bir kız. Ben ona hayatımı anlatmadım geçmişimi... Babamın yaşadığını ve annemin öldüğünü biliyor yani benim bildiklerimi işte...
"Aslında ben evde tek başıma kalamıyorum zaten. Sıkılıyorum düşündüm de bende kalabilirsin. Hem birlikte kalırız oda arkadaşı yani." Gözleri birden sevinçle parladı.
"Gerçekten mi?"
"Gerçekten" Dedim ve güldüm. Onun bu çocuksu hallerine baktığım zaman kendimi gülmüş bir şekilde buluyordum.
"Seninle iyi ki tanışmışım. İlk haftadan kız kardeşim gibi oldun. İyi ki varsın. İyi ki bu okula geldin İzem."
"Rica ederim kız kardeşim. Bende seni çok sevdim." Güldü. Güldüm. Sınıfa girip ben yerime oturdum. O da yerine geçti. Ayrı oturuyorduk. Buradaki öğretmenler oturma planı yapıyorlardı. Lisede değilde orta okuldayız sanki. Okul bir değişik, öğretmenlerde... O kadar not alıp öğretmenleri dinlememe rağmen hiç bir şey anlayamamıştım.
Şu kız... Yankının ki. Adı Heja olmalı. Bana anlatmıştı sevdiği kız olarak... Ama o olmalıydı çünkü her konuştukları kelimelerden biri hep o kıza çıkıyordu. Of! Derslere odaklan İzem. Düşünme bunları senin geleceğin önemli. Derslere odaklan artık. Kendimi dersleri anlamak için zorlamam bile işe yaramıyordu. Daha geç veya erken çıkıp da o görüntülerle karşılaşmasaydım olmaz mıydı?
Okuldan Minayla birlikte çıkıp onun yurduna uğradık eşyalarını topladıktan sonra bize gittik ve eşyalarını boş, misafir odasına dizdi. Artık misafir odası değilde Mina'nın odası oldu. Birlikte gülüşüp, konuşarak yemek yedikten sonra leptopu televizyona bağlayıp film açtık. Filmin adı Şansa bak dı. İkimiz de izlememiştik ama güzel olabileceğini düşünerek açtık. Filmin bitmeye yakın olduğun da Mina uyumuştu. O uyuduğu için bende leptobu kapatıp kenara koydum. Devamını yarın birlikte izlerdik aslında normallerde bir filmdi. İzlenebilirdi. Üstüne de içerden örtü alıp üstünü örttüm. Işıkları ve televizyonu da kapattıktan sonra kendi odama gidip üstüme şort pijama takımımı giyindim. Yatağın altına girip yorganı da üstüme örttükten sonra uyku bedenimi çoktan ele geçirmişti.
*************
Hmm. Canlarr sizce kitap güzel mi? yorumlarınızı ve oylarınızı bekliyorum açık konuşabilirsiniz iyi günler... Seviliyorsunuzz.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Siyah Sır #Wattys2017
Mystery / ThrillerYazılma tarihi: 21 ağustos 2016 Yayınlanma Tarihi: 4 temmuz 2017 Bozguna uğramış bir kalp nasıl acı çeker ise öyleydi benim canımın acısı. Kimseye muhtaç kalmamak için yaşam mücadelesi veyahut sevdiklerini onca yıl bulamamış olmak. Pişmanlıktı tüm h...