2. BÖLÜM - TERS GİDEN ŞEYLER

23 0 0
                                    

Yazardan;

-sınav sonuçlarının açıklandığı gün(temmuz başı)-

Sınava gireli bir ay olmuştu ve sınav sonuçları bugün açıklanıyordu. Beril'lerin evinde 4 aile toplanmıştı. Yemek masasında 4 dizüstü bilgisayar açılmış, 4 bilgisayarın başında oturan 4 genç vardı. Arkalarında ise bekleyen aile bireyleri. Hepsinin içinde biraz korku, biraz heyecan, biraz umut, birazda tedirginlik vardı. Herkes bilgisayarlara odaklanmış sayfaların yüklenmesini bekliyordu.

"Yüklendi!" Defne'nin sesi tüm evi inletmiş ve ilk açılan sayfa onun ki olmuştu. Daha sonra kazanmasının verdiği mutlulukla çığlık atmaya başlamıştı. Defne'nin çığlıkları sona ermeden aynı heyecanı hissetmiş ama dışa o kadar vurmamış Umut'ta kazanmıştı üniversiteyi. Daha sonra Defne'ninkiyle bir olan bir sevinç daha yaşandı evin içinde. Tıpkı Defne gibi evin içinde koşuyordu Ege. Herkes bu mutluluğa gülümserken sadece 3 cevap geldiği fark edildi ve yavaş yavaş tüm gözler Beril'e döndü. Beril ekrana bakmaya korktuğu için gözlerini kapatmıştı. İlk cesaret eden Umut olmuştu ve Beril'in arkasından eğilip ekrana bakmıştı. Ekrana bakıp gülümsedikten sonra Beril'in omzunu dürttü. Beril kafasını hayır anlamında salladığında genç adam oflayıp kızın sandalyesini kendine çevirip dizlerinin üstüne çömeldi.

"Beril aç gözlerini." Umut genç kızın bu haline kahkaha atmak istesede kendini tutuyordu. Beril olumsuz homurtular çıkarıp gözlerinin kapalı olduğu yetmezmiş gibi bir de elleriyle yüzünü kapatmıştı. Umut tavana bakıp sabır çekerken diğer aile bireyleri gülmemek içim kendilerini tutuyorlardı.

"Kızım çek ellerini." Beril'in babası Burak Bey konuşunca genç kız ellerini çekmiş ama gözlerini açmamıştı. Defne artık kendini tutamayıp kahkaha atınca Beril'de şaşırmış olacak ki hızla gözlerini açtı. İki genç kız bakışırken Umut Beril'in çenesinden tutup kendine çevirmişti.

"Kazanamadım değil mi?" Bu sefer genç kız dolan gözlerini saklama gereği duymamıştı. Yavaşça akmaya hazır olan gözyaşları sabırsızca bekledi genç kızın gözlerinde.

"Kazandın." Doğru olup olmadığını emin olmak için Umut'un gözlerine tıpkı genç adamın ismi gibi umutla bakmıştı.

"Gerçekten mi?" Genç kızın sesi duygu değişimlerinden dolayı nasıl çıkacağını şaşırmış gibi titremişti.

"Evet." Genç kız önce karşısında duran Umut'a daha sonra ise evde olan herkese sarılmıştı. O kadar sevinmişti ki sanki hiçbir derdi yokmuş gibi hissediyordu. Bu mutluluk sona erdiğinde Emir'in ve babasının açtığı yarayı hissedecekti. Her zaman hissettiği ve unutamadığı gibi.

***

Beril'den;

Sınav sonuçlarını önce öğlen yemeğiyle kutlamıştık şimdiyse çaldığımız bardaydık.

Geçen sene yaz tatilinde 3 ay boyunca Aliz Bar'da çalmıştık. Ailelerimiz ilk başta bir yerde çalma işine hayır desede tanıdık bir yer bulup izin vermişlerdi. Sesimin güzel olması dışında hep müzik aleti çalmak istemişimdir. Sanki bir şeyler çalsam dans ederken daha fazlasını hissedermiş gibi hissediyordum ama babam pek ılımlı davranmamıştı. Küçükken bende fazla üstelememiştim. Babamın hep erkek çocuk istemesi ve benim doğmam zaten onu etkilemiştir eminim.

İlk okuma yazmaya başladığım dönemler yani 6 yaşındayken annemin çekmecesinde bir defter bulmuştum. Annemin daha önce söydikleri aklıma gelince çocuk aklımla kendimi tutamayıp açıp okumuştum. Biraz zordu okumak. Kesik ve heceleyerek okuyordum. Çok merak etmiştim ve okumayı yeni öğrenen çocuklarda olduğu gibi her şeyi okuma isteğiyle doluydum. Bu defter annemle babamın tanıştıkları dönemden itibaren tüm anıları ve hayalleriydi. Sayfaları çevirirken arasını sıkıştırılmış başka bir kağıdı açıp okumuştum. Mektupta yazanları beynim unutmak istemezmiş gibi ezberlemişti. Babamın bir erkek çocuğu istediği ve onunla olan hayallerini anlatmıştı babam o kağıtta. O an anladım aslında. Çocuk aklımla babam beni daha fazla sevsin diye o hayallerinin hepsini gerçekleştirdim. Annemin beni o dönemden önce baleye yazdırmış olması dansa karşı içimdeki aşkı büyütürken bir yandan da babamın hayallerini gerçekleştirmeye çalışıyordum elimden geldiğince. Dövüş kursuna gittim hem de birçoğuna. Kick-box, MMA, jiujitsu. Babama mektubu okuduğum ertesi günü söyledim dövüş sporu yapmak istediğimi. Gözlerindeki şaşkınlık bir süre sonra kendini sevince bırakmıştı. Bunu gördüğümde ilk üzülsemde sonra sevinmiştim. Babam oğlunun hep basketbol oynamasını istemişti. Basketbolda oynadım. Babam oğlunun motor sürüp yarışlara katılmasını istemişti. Motor sürüyorum 3hafta sonrada yarışım var. Babam oğluyla arkadaşlarının yanında gururla bahsetmek istemiş motor kullanışı hakkında. Oğlu yerine benden bahsediyor gururla ama oğlu olsaydı daha çok mu gururlanırdı? Bu soru hep aklımda gelip gitsede yapacağım başka bir şey yoktu. Tek bildiğim şey babamın hayalleri benimkilerini engellediğiydi. Daha çok dans etmek istemiştim ama dövüş antenmanlarım yüzünden yapamamıştım. Enstrüman çalmak istemiştim ama babam pek istemediği için yapamamıştım. Resim kursuna gitmek istemiştim ama basketbol antrenmanlarım ve dövüş antrenmanlarımın yoğunluğundan babam izin vermemişti en önemlisi ise konservatuar istemiştim ama tarih okuyacaktım. Benim gerçekleştire bildiğim tek hayalim annem sayesinde biraz dans ve şarkı söylemekti. Diğer yaptığım her şeyi babam istediği için yapmıştım.

ÖzneHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin