4. BÖLÜM - SERT ÇOCUK

24 1 0
                                    

Televizyon sesi ve yanık kokusuyla pek iyi bir güne uyandığım söylenemezdi. 

Gözlerimi açmaya çalışırken şiş oldukları net bir şekilde hissedebiliyordum. Gözlerimi zorla açtığımda arkamdaki camdan az da olsa güneş ışığı girip evin içini aydınlattığını gördüm.

Artan ses ve yanık kokusuyla mutfağa baktığımda Caner'in bir şeyler yapmaya çalıştığını ama ocağın üstündeki tavadan yoğun derece duman çıktığını gördüğümde yerimden kalkıp koşarak mutfağa gittim. Caner'i kenara itip sandalyenin üstünde duran peşkiri aldım ve tavanın sapını peşkirle tutmama rağmen sıcaklığı net bir şekilde hissedebiliyordum.

Tavayı hızla alıp lavaboya attım ve suyu açtım. Suyun sıcak tavayla buluştuğu anda çıkarttığı ses geçince suyu kapattım ve geri dönüp ocağı kapattım.

"Evi yakıyorsun sandım." Sandalyeye otururken kenarda duran Caner'e baktım.

"Uyanmasaydın muhtemelen yakmama az kalmıştı." Gülümsedikten sonra tezgahın üzerinde duran malzemelere baktım.

"Melemen mi yapıyordun?" 

"Sen seviyorsun ve benimde canım çekmişti sen uyanmadan yaparım diye düşünmüştüm."

"Sen kötü çocuksun. Yapma böyle şeyler. Duygulanıyorum." Kahkaha atmaya başladığında bende ona katıldım. 

Yerimden kalkıp salondaki ses sistemini açtım. Çalan şarkılarla havaya giren Caner'i görünce kahkahamı bastıramamıştım yine. Önce mutfağı pislikten arındırdıktan sonra melemen için gereken eksik malzemeleri çıkarttım.

Şarkıya eşlik eden Caner'i omzundan dürtükledim. Bana dönüp hala şarkıyı söylemeye devam etti. Ona gülümseyince elimde duran iki soğanı ona uzattım. 

"Bunları doğrar mısın?" Şarkıyı söylemeye devam ederken beni başıyla onayladı ve dolaptan iki tane kesme tahtası ve bıçak çıkardı. 

Ben domatesi ve biberi doğradıktan sonra Caner'e döndüm. İkinci soğanı doğramaya başlamamıştı bile.

"Beril. Kör oldum." Kırmızıya dönen gözlerini ovuşturdu.

"Git elini yüzünü yıka. Ben hallederim." Kahkahamın arasında ne kadar anlaşıldı bilmiyorum ama şuan gözlerini sım sıkı yummuş bir Caner vardı ve çok komik gözüküyordu. 

Gözlerini açmadan banyoya doğru giderken duvara çarpmasıyla kahkaham evi inletirken dayanamayıp yerde tepinmeye başladım. Şuan saçma gelebilir ama gerçekten çok komikti.

"Gülmeyi bırak ve gel bana yardım et." Bir süre daha yerde güldükten sonra hala gözlerini açmamış Caner'in yanına gittim. Kolundan tutup banyoya götürdüm. Elimle başını lavaboya eğip suyu açtım ve yüzünü yıkamaya başladım. Bir kaç kere yüzüne su çarptıktan sonra suyu kapattım ve havluyu yandan alıp yüzünü sildim. Gözleri açık bana bakarken gülümsedim.

"Abartmadın mı sence?" Omuz silkince gülümsemem yüzümde büyüdü. Elimdeki havluyu yerine astım.

"Açlıktan bayılıyorum. Hadi." Banyodan çıkınca Caner'in yarım bıraktığı soğanı doğrayıp dolaptan yeni bir tava çıkarttım ve içine yağ koyup ocağın üstüne kodum.

Domatesleri pişirdikten, soğanı ve biberide pişirdim.

"Caner buzluktan yumurta verir misin?" Caner üç yumurtayı tezgaha koydu. Yumurtaları bir birine vurup ilk yumurtayı kırdım. İkinci yumurtayada aynı işlemi uyguladıktan sonra üçüncü yumurtayı tezgaha vurup çatlattım ve onuda tavanın içine kırdım. Baharatınıda ekleyip karıştırmaya başladım.

ÖzneHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin