Multimedia Tunç
Çocuklarla bir kaç tur çalıştıktan sonra Poyraz'a kendimi kanıtlayabilmiştim. Soyunma odasında üstümü değişip kafeye indim. Poyraz ve Derin bizimkilere ısınmışlardı. Karşı masada sevimsiz üçlü otururken dövdüğüm çocuk bana kötü kötü bakıyordu ki bence az bile yapmıştım.
"Seninkilerin sınavı ne oldu?" Aykut konuştuğunda ağzımda bir küfür mırıldandım ve telefondan hemen Umut'u aradım. Caner hoparlöre al diye fısıldamıştı. Ben hoparlöre alırken üçüncü çalışta telefonu açmıştı.
"Efendim?" Sesi sinirliydi. Sınavlarının kötü geçmesinden başka aklıma bir şey gelmemişti.
"Noldu? Sınavınız mı kötü geçti? Ya hayır yaa-"
"Beril bir dur kızım ya. Sınavlarımız güzel geçti sadece senin şu sakar arkadaşın var ya." Kaşlarım çatılmıştı. Benim tüm arkadaşlarım sakardı.
"Ege mi?" Oflarken ben hala bir şeyleri anlamaya çalışıyordum.
"Hayır kız olan. Sınavdan çıktıktan sonra Buğra Hocanın peşine takıldı senin ne kadar iyi dans ettiğini falanmış söyleyecek. Birde senin bilgisayardan çalıştığın ve videoya aldığın kareografilerden bir kaçını aldı. Gösterdi. Buğra Hocada beğendi." Argo kelimeler ağzımdan dökülürken Teo dudağıma hafifçe vurmuştu. Ona dönüp omuz silktim. İstemeden olmuştu. Daha sonra aklımda bazı şeyler oturmaya başlamıştı.
"Ee?"
"İşte bu salak senin için sevindi falan çünkü Buğra Hoca seninle görüşmek istedi." Oturduğum koltuktan hızla kalktım. Neden kalktığımı bende bilmiyordum ama kalktım. Etrafta gözlerimi dolaştırırken sevimsizlerle buluşmuştu gözlerim. Teo kolumdan çekerek beni oturttuğunda tekrar Umut'u dinlemeye devam ettim.
"Gevezeliği falan tuttu işte. Merdivenlerden inerken son iki basamağı es geçip yerle bütünleşti. Bileği burkuldu. Arabadayız şimdi eve gidiyoruz."
"Tamam birazdan geliyorum ben. Akşama çıkabilecek mi?" Aklımda olan soru bu değildi ama bunları telefonda konuşmakta pek mantıklı değildi.
"Bilmiyorum ama ufak bir burkulma."
"Tamam. Gelince konuşuruz." Masadan telefonu alıp kapatmıştım. Buğra Ünalan benimle görüşmek istiyor. BUĞRA ÜNALAN BENİMLE GÖRÜŞMEK İSTİYOR.
"Buğra Ünalan benimle görüşmek istiyor." Sağ tarafımda oturan Caner'e sıkıca sarılmıştım. Caner'den ayrılınca Derin bana bakıyordu.
"Ben anlamadım zaten Altınkaya Üniversitesinde okumayacak mısın?"
"Öylede. Normalde dünya tarihi okuyacaktım ama hayalim konservatuardı. Babam istememişti bende onu üzmemek için itiraz etmemiştim. Bu bir fırsat olabilir. Buğra Ünalan belkide yetenekli olduğumu düşünüyordur. Başka niye benimle görüşmek istesin ki?" Daha sonra bizimkilere baktım.
"Akşam geliyorsunuz değil mi?" Caner, Su ve Aykut evet derken Teo bir şey dememişti.
"Teo?"
"Bu akşam gelemeyeceğim ama yarın akşam söz." Tamam derken Poyraz ve Derin aklıma geldi.
"Cuma ve Cumartesi geceleri arkadaşlarımla Aliz Bar'da çıkıyoruz. Uygunsanız gelin." Derin Poyraz'a baktığında Poyraz'da bana dönüp olumlu cevap verince gülümsedim.
Beynimin içinde hala Buğra Ünalan'la görüşeceğim geçerken kalbimin ritmi bozuluyordu.
"Bizi davet etmek yok mu?" Üç sevimsizden, en sevimsiz olan baktığımda küçümsercesine bakmıştım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Özne
Teen FictionBeril. Babasının erkek çocuk istemesine karşı doğan bir kız. Babası yinede onu sevdi ama Beril için yeterli değildi ve babasının oğluyla kurduğu hayalleri çok küçük yaşta sırf babası onu biraz daha sevsin ve erkek değilde kızı olduğu için gurur duys...