UKALA

SEN BENİM NEYİMSİN¿¿

Evet kısa bi aradan sonra yeniden beraberiz. Niye ara verdin diye sorarsanız şöyle yanıt vereyim. Son zamanlarda aklıma çok fazla fikir gelmiyo bu yüzden önce birkaç bölüm yazacağım sonra yayınlıyacağım.

Lütfen beni affedin :(

İyi okumalar...

Kurs bitmiş herkes çadırlarına dağılmıştı. Ben ise dün ve bugün yaşadıklarımın şokuyla tek başıma oturmuştum. Ne yaparsam yapayım bu düşüncelerle uyuyamayacağımı bildigim icin çadıra gidip Selin'i rahatsız etmek istememistim.

Şu iki günde ne çok şey yaşamıştım ama...

Önce daha doğru dürüst tanımadığım biri benden hoşlandığını söyleyip benimle dalga geçiyor. Sonra sadece ismini bildiğim kişi beni öpüyor.
Hey Allahım çıldıracam..!

Oysa bu kampa gelmeden önce ne kadar sıradan bi hayatım vardı.

Ablamın sözleri geldi aklıma
'sen sen ol ne olursa olsun gerçek Serra'yı kaybetme!"

Onun bu sòzlerini çok fazla kafaya takmamıstım.

Halbuki simdi eski Serra olsam benimle dalga gecen kisinin ağzının payının iki katını verirdim. Ben gerçekten böyle her isteyenin kolayca oynayabileceği biri değildim.

Birden ablamı kampa başladığım günden beri aramadığımı fark ettim.

Elime telefonu aldım ve ablamın :

'Cadı -,-' diye kaydettigim numarasını tuşladım. Telefon bir-iki kere çaldıktan sonra uykulu bir ses cevap verdi.

"Bu saatte ne arıyosun Allahın cezası!?"

"Üzgünüm. Saat farkını unutmuşum. Ayrıca sensin Allahın cezası!!Ben aramazsam hic umurunda olmayacağımm hanımefendi!"

"Sen onu bunu bırak da nasıl geciyo kamp?"

"Eh iste iyi...Paris nasıl?"

"Kızım burası bir harika. Her gün bir yeri geziyorum. Eyfel kulesini yakından görmek muhteşem..!!"

"Hmm.."

" 'Hmm' mı? nasıl yani sen bana çıkışmayacak mısın seni gòtùrmedim diye."

"Yok kızım ya ne çıkışacam..."

"Bana bak senin sesinin böyle garip olması hiç iyiye alamet değil. Dökül bakıyim!!"

"Off abla senden de hiçbir sey saklanmıyor...!!"

"Saklayamazsın canım. Hadi dökül!"

Ben de yaşadığım her şeyi anlattım.

Ablam arada 'aa'     'oha'
gibi şeyler söylese de beni sonuna kadar dinledi.

"Ee abla ne diyosun senin nasihatlarına ihtiyacım var.

"Söyle diyim şu Anıldan uzak dur iyi bbirine benzemiyo-"

"Hadi ya ben de iyi biri sanmıştım "dedim alayla.

"öff. bi sus da dinle!"

"Tamam tamam sustum -,-"

"Ama şu koreli olan kötü birine benzemiyor. Sanırım bu çocuk senden hoşlanmaya başlamış!"

"Yapma abla ya en fazla beni gıcık edenn o zaten. "

"Valla ben bilmem. Sadece fikir. Hatta sana bir şey diyim mi Serra,sen de bu çocuğa karşı bir şeyler hissediyorsun.."

"Yapma abla Allah aşkına!çekik gözlülere karşı tutumumu biliyosun.."

"Biliyorum Serra,ama bu farklı!"

"Neyse abla ya çok yazıyo yurt dışına hadi bb"

"Sanki faturayı sen ödüyosun da. "

"Off her neyse seni daha sonra ararım öptüm. "

"Ben de.."

--
(solucan özentiliğ i asfdgdsss)

Dün olanların tersine şu anda kendimi çok enerjik hissediyordum.

İlk defa erken uyanip digerleriyle kahvalti ettim.

Bu arada Shinin bakışlarından kaçıyordum. Bana sanki en sevdiği oyuncağını klozete atmışım gibi bakıyordu ve bu beni rahatsız ediyordu.

Kahvaltıdan sonra tam çadıra gidiyordum ki Shin Woo kolumdan tuttu ve beni kendine çevirdi.

"Sen bu kadar mıydın?"

"Nasıl yani?"

"Kampta her isteyen erkekle öpüşecek ve birlikte olacak kadar sürtük bi kız mısın?"

"Her şeyi yanlış anladın gerizekalı!Anıl beni zorla öptü ve o benim ilk öpücüğümdü. Ayrıca ben sana neden hesap veriuorum ki. Bundan sanane ki!
SEN BENİM NEYİMSİN Kİ¿¿

Vee bölüm sonu böyle bitsin istedim. Herkese iyi gecelerr...