¤4¤

8 0 0
                                    

Sabah uyandığımızda Aynur Teyze evde değildi. Dün gece Buğra'ya söylesem mi? diye çok düşündüm. Şimdilik söylemicem. En azından belki bana aşık olur ve o ilk önce itiraf eder diye beklemeyi planlıyorum. Çok mu zor?

Kahvaltıdan sonra biraz televizyon izledik. Hala çizgifilm izlediğimiz gerçeği de bize eşlik etti.
Ona baktığımda gerçekten olgun birini görüyorum.
Ama ben onu her haliyle seviyorum. O benim için en değerli kişi. Annem çoğu zaman iş gezileri ve toplantılarına katılıyo. Babam da öldüğü için Aynur Teyze, Faruk Amca ve Buğra'yla kalıyorum. Öz ailemdense onları tercih ederim.

Kapı zilinin sesiyle düşüncelerimden ayrıldım. Aynur Teyze gelmiş. Bu gün cumartesi olduğundan Buğra dışarı çıkmak istermiyim diye bana sordu. Canım ya ne kadar da kibar. Ben de evet dedim.

Birlikte parka gittik. Beni salladığında aklıma eski günlerimiz geldi. Beraber parkın yanındaki gondolda otururken onu yanağından öpüvermiştim. Sonra da o benim yanağıma bir öpücük kondurmuştu. Orda sallanırken birbirimize sarılıp uyuya kalmıştık.

"Güzel günlerdi"
"Ne?"
"Sesli düşündün"

Ah! Yine mi?

Birşey belime dolandı. Ne olduğunu anlamak için döndüğümdeyse o yumuşacık dudaklarla benim dudaklarım buluştu.

Evet doğru. Biz öpüşüyorduk. Hiç bitmesin istiyorum. Geri çekilmeyi de düşünmüyorum. Buğra'nın da benden geri kalır bir yanı yok.
" Zeynep ben... Şey... Özür dilerim"
" Benimde suçluluk payım var. Birden döndüm."
" Beni affedebilicek misin?"
" Evet. Peki ya sen?"
" Senden ayrı kalamam ben tatlı meleğim. Benim gitmem gerek."
O giderkem arkasından bağırdım
" Buğra! Seni seviyorum"
Bana cevap vermedi. Arkasına dönüp bana gülümsedi.

Aşkım...Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin