Tabloda Maskeli Kız onun boynunu kesiyordu. Dehşet vericiydi. Kestiği yerden akan kana dokundu. Sonra eline baktı. Bu gerçek kandı. Geriledi. Sonra ayağı bir şeye takıldı ve yere düştü. Hızla ayağa kalkıp ayağına takılan şeye baktı. Bu bir iskeletti! Çığlığını tutamadı.
Sonra iskeletin elinde birşey tuttuğunu farketti. Bir kağıt. Tırnaklarıyla çekip aldı.
Ölüm oyunu
Göğüs kafesinin içinde teyp olduğunu fark etti. Elleriyle kırmaya çalıştı ama yapamadı.
Gözü duvardaki tabloya gitti.
Sonra gidip tabloyu duvardan aldı. Onu iskelete vurup, göğüs kafesinden teybi almayı planlıyordu ama aldığı tablonun arkasında bir bölme olduğunu fark etti. İçini yoklamak için elini uzattı.
Elini çıkardığında bir levye tutuyordu. Üstünde bir not vardı,
İşini kolaylaştırdığıma inanamıyorum!
Levyeyi alıp, iskeletin göğüs kafesini açtı. Sonra teybi aldı. Ama kaset neredeydi? Teybin içine baktı ama yoktu. Sonra gözüne iskeletin kafatasından gelen bir parlaklık takıldı. Kaset oradaydı. Levyeyi tekrar alıp kafatasına vurdu. Küçük bir çatlak oluştu. Sonra tekrar tekrar vurmaya başladı. Evet kafatası kırılmıştı. İçini yokladı. Kaset eline geldi. Düşünmeden teybe taktı.
"Kurbaaaan. Yanlış odaya girdiğinin farkında mısın? Keşke iyi baksaydın. Diğer kapıların da önlerinde saat vardı." Ne diyordu bu böyle? "Ve sen en çoğa ayarlanmış saatin bulunduğu odaya girecektin. Bu arada geldiğin yerin kapısı kapandı ve kilitlendi. Bu odada ezilerek öleceksin çünkü dakikada bir metre küçülen bir odadasın! Aynı zamanda ipucun, bu oda mehter misali. Yani iki dakika içinde iki metre küçülüp, sonraki dakika bir metre açılıyor. Kapiş!"
