12 yıl boyunca Ankara'dan başka bir yere gitmemiştim. Ankara sokaklarını adım gibi bilirdim.
7 yaşında başlamıştı benim Ankara maceram. Zaten benim için hayat 7 yaşıma kadar güzledi. O günden sonrası kabustu. Ankara'dan İstanbul' taşınmamızın nedeni bana bir tek Çiğdem teyzem kolkanat germişti ve o zaman 15 yaşındaydı.
7 yaşındaki bir çocuğa 15 yaşındaki bir çocuk kol kanat geriyor.
Eee bizde İstanbul'da kendimize nasıl bakacağız? Teyzem zaten çalışmaz lisede okuyor. Sabahta akşama kadar okuda. İşte sonra annemin ikizi olan teyzem bize yardım edecekti. Tabi teyzem bunu kabul etti daha 15 yaşındaydı nasıl bakabilirdi ki bize. Ondan sonra bizde Ankara'ya taşındık. O günden beri sapasağlam ayakta duruyoruz ama bu hiç kolay olmadı. Çünkü 7 yaşında anne ve babamı kaybettim teyzemde ablasını yani ikimizde her şeyimizi kaybetmiştik tek dayanağımızdı onlar ve iki çocuk birbirine teselli veriyorlar. Ne kadar zor olduğunu bilemezsiniz!Omuzumun dürtülmesiyle düşüncelerimi artık eskiyen tozlu bir rafa kaldırdım.
"Dalmışsın sanırım beni duymadın. Sana kahve aldım içer misin?" diyerek bardağı kibarca bana uzattı.
"Teşekkür ederim." dedim hafif bir gülümseme eşliğinde.
Benim tanıdığım insanlar böyle değildi yani Barış kadar nazik ve yumuşak.
Gerçi onu çok fazla tanımıyorum hatta hiç tanımıyorum ama görebiliyorum.
"Gerçekten hiç iyi bir yol arkadaşı değilsin." dedi şakayla kırgın bir sesle. "Tamam şaka yaptım yüzüme öyle bakma!" dedi. "Nasıl bakıyorum ki?" dedim yüzüne soran gözlerle bakarken. "Kırılmış bir ifadeyle işte yani kırgın kırgın bakma!" dedi sakince.
"Özür dilerim. İyi bir yol arkadaşından ziyade iyi bir arkadaş değilimdir."
"Hayır, öyle düşünme. Bence sen çok macera dolu bir yol arkadaşısın hem kimin yol arkadaşı düğünden kaçan bir gelindir ki!" dedi tatlı bir alayla.
"Dalgamı geçiyorsun sen benle?" dedim kızgınca.
"Geçiyor muyum sence?" diye sordu alayla.
Sonra Serra neden insanlarla muhabbet kurmuyor. Asosyal asosyal oturuyor. Çünkü kiminle komuşsam muhabbetin sonunda alay edilen taraf Serra oluyor. Gerçi ben ona laf sokmasını bilirim ama iyi çocuk ya kıyamam.
"Tamam ya şaka yaptım sen bana aldırma otobüs yolculuklarını sevmem bir de gece gece soğuk oldu falan ya o yüzden." dedi mahçupça tebessüm ederek.
"Yok sorun değil. İnsanların benimle konuşmalarına alışkın değilim." dedim ve duraksadım.
"Biraz hava alalım mı? Yol arkadaşım." dedim yol arkadaşıma baskı yaparak.Otobüstekiler yetmezmiş gibi bir de mola yerindeki insanlar bana bakıyor. Gerçi bende olsam bende bakardım.
Ama gerçekten rahatsız olmuştum. İlk defa anne ve babamın cenazesinden sonra ilk defa gözler bu kadar üstümdeydi.
Barış'ta rahatsız olduğumu anladı ve beni bu durumdan kurtarmak için "Ben üşüdüm. Sen bu halinle nasıl üşümedin? Hadi gel otobüse geri dönelim."dedi. Barış hayatımda karşılaştığım en düşünceli erkek hatta en düşünceli insan.Allah'ım ben neden uyuyamıyorum ya? Ayrıca çok sıkıldım ve telefonumuda açamıyorum.
Barışa baktım. Bu da uyuyor ya.
Önüme döndüm ve önümdeki koltuğu incelemeye başladım.
"Uyumadın mı sen?" diye sordu Barış. "Uyuyamıyorum ya!" dedim Barış'a dönüp sitem eden bir sesle.
"Ya şey Barış..." dedim nazikçe. "Telefonunu kullanabilir miyim?"
"Niye sevgilini mi arayacaksın?"dedi sırıtarak.
"Barış farkında mısın ama hiç komik değil. Ayrıca sevgilim yok. Şimdi telefonunu verecek misin?" dedim hafif sinirle.
"Tamam ya farkındayım komik olmadığının. İnan seninde salak salak espiriler yapan bir arkadaşın olsaydı sende böyle olurdun." dedi sırıtarak.
"Neyse boşver tamam al ara." diyerek telefonu bana uzattı.
Hızlıca teyzemin telefon numarasını tuşladım ikinci çalışta açtı. Teyzemin sesini duymak gözlerime yaşların dolmasına sebep oldu.
"Alo teyze benim."dedim teyzem daha alo demeden.
"İyim teyzem ama önce sana anlatmam gereken şeyler var."
"Ne biliyor musun?"
"Ben İstanbul'a gidiyorum."
"Biraz param var ama kalacak yer bulmam lazım. Teyze bir de okul işi var onu sen halledersin değil mi?"
"Kendime yeni bir numara alayım ararım seni."
"Oy oy kuzum beni merak mı edermiş. Tamam gönlümün sultanı asıl sen kendine dikkatbl et ben başımın çaresine bakarım."
"Bende seni!" dedim ve telefonu kapattım.
"Teşekkür ederim." dedim ve telefonu Barış'a verdim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Psikopat'ın Gelini
Teen FictionArabanın önüne atladı. "Bana yardım eder misin?"diye sordu telaşla. "Sana neden yardım edeyim ki?" diye soğuk bir tonda sordu. Aslında bu sorudan çok cevaptı. "Çünkü yardıma ihtiyacım var!"dedi çaresizce. Gerçekten yardıma ihtiyacı olmasa ona karşı...