Isabella korku dolu bakışlar altında konuşmaya başladı.
- Bay Throckmorten projeme bakmadan önce izah etmeme izin verin. Aslında projem diğerleri gibi gayet düzenli ve kahvesizdi fakat bir sakarlık sonucu bu hale geldi. İsterseniz size aynı şekilde anlatabilirim. Dedi ve sustu Isabella.
Bay Throchmorten tatlı bir gülümseme ile " Tabi dinliyorum seni Isabella " dedi.
Isabella başladı anlatmaya, o heyecanlı heyecanlı anlatırken garip bir şekilde ona bakıyordu Bay Throckmorten. Isabella fark etmişti fakat bisey diyememişti. Herşeyi anlatıp bitirince son olarak "Tabi inanmazsanız anlarım efendim " dedi. Bay Throckmorten sözünü keserek " İnanıyorum Isabella " dedi Isabella şaşkın bir şekilde "Efendim " dedi Bay Throckmorten ayaklaranak Isabellaya yaklaştı ve " Diğer projelere baksaydin sende böyle düşünürdün" dedi ve devamında "Sana özel birşey değil yanlış anlama" dedi ukala bir biçimde. Isabella "Ne münasebet" dedi.
Bay Throchmorten "Çıkabilirsiniz" dedi. Isabella uzaklaşarak çıktı.
Dışarda ona meraklı gözle bakan bir yığın çalışan vardı. Renk vermeden masasına geçti. Bay Throchmorten diğerlerinin çalışmalarına bakmaya devam etti. O sırada musteriler gelmeye de devam ediyordu. Saat 11.56 da Isabella sevindi öğle saatinde rahatlayabilecek ve en önemlisi şu gergin havadan kurtulacaktı.
~~~~
Mesai bitimini belli eden zil çaldı. Isabella son 100 metre koşucusu misali hızla kapıya yöneldi. Birşey unutmuştu hava çok soğuktu ve üşümemek için paltoya ve şapkaya ihtiyacı vardı. Geri dönüp siyah üzerinde minik taşlar bulunan paltosunu ve kırmızı şapkasını takıp çıktı. Her zaman ki gibi köşedeki cafede Lattesini yudumlayip şehrin koşuşturmasını izleyecekti. Hızlı adımlarla ilerliyordu kar yağmaya başlamıştı. Isabellanın çocukluğu geldi aklına annesini ve Babasını kaybetmeden önce ki gibi kar oynamak, kar da koşup kayıp düşmek istiyordu. Olmayacaktı öyle birşey 5 yaşından beri olmadığı gibi. Bu düşünceleri kafasından silip yürümeye devam etti. Cafeye geldiğinde onu yakın arkadaşı Jane karşıladı. Gerçek bir gülümsemeyle Isabellayı öptü.
- Hoşgeldin sayıların kadını dedi. O Isabellaya hep böyle derdi.
- Hoşbuldum canım dedi.
- Ne ikram edeyim diye sormuyorum yine Latteni getiriyorum dedi Jane.
- Ah elbette dedi Isabella.
Jane uzaklaşırken huzurun Nirvanasinda olan Isabella herşeyi unutmuş ve mutlu olmuştu.
Aklında aslında başka şey vardı aslında şey değil bir kişi vardı. Bu kimdi ?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
∆ SONU AŞK ∆
RomanceMonoton hayatı olan Isabellanın hayatına anlam katan Daniel gelince hayatı nasıl değişecek bu roman da tanık olacaksınız. İsimlerin okunuşları hakkında sıkıntı yaşamanızı istemem bu yüzden :) 1. Bay Throckmorten: Tırokmortın 2. Isabelle Earl: Isabel...