~5.BÖLÜM~

80 9 0
                                    

Alışık olduğum sınıfımın sıraları arasında ilerlerken, hissettiğim duygulara hiç de alışık değildim.

Garip, diye geçirdim içimden. Tamamiyle zıtlıktaydım.

'Hazır olmadığım' yüz Duman'ın yüzüydü. Açıkçası okula bu kadar erken geleceğini -üstelik benim sıramın bir arkasında oturacağını- hiç beklemiyordum. Dün aramızda yeterince gariplik yaşanmamış mıydı ?

Oturacağım cam kenarındaki sırama yaklaştığımda bedenim heyecan duygusuna yenik düştü. Ne yapacağımı bilmiyordum, bende belli belirsiz bir gülümsemeyle ona bakıp yerime oturdum.

Sıranın arkasında onu hissedebiliyordum. Saçlarıma bakan o mavi gözlerini, enseme değmek üzere olan sıcak nefesini ve -ıım, hayatımda gördüğüm en güzel koku. Daha önce sigara kokusundan bunu farkedememiştim herhalde.

Acaba sigara bağımlılarından biri miydi yoksa sadece arada bir mi içiyordu ?

Hocanın sınıfa gelmesiyle düşüncelerimi kovdum. Herhalde hoca yeni gelen'den kendisini tanıtmasını isteyecekti, değil mi ?

"Günaydın gençler. Bugün aramıza yeni iki tane daha arkadaşımız katıldı. Önce hanginiz kendini tanıtmak ister, beyler ?" diye sorunca bakışlarım sınıfı taradı. Beyler mi ? Gözlerim Batıkan'ı bulunca hocanın neyden bahsettiğini anladım. Tabi ya, Batıkan da bizim sınıfımızdaydı ve Duman'ın arka çaprazında oturuyordu.

Ona baktığımı anlayınca sıcak bir şekilde gülümsedi. Bende gerginliğimi bir anlığına unutup içten bir gülümsemeyle Batıkan'a baktım.

Dersin o kırk dakikası öyle büyük bir işkence gibi geçti ki, ders bittiğinde sesli bir şekilde nefesimi vermiştim.

Doğru ya, Duman arkamdaydı !

Kendimi onunla konuşmakta zorunluymuş gibi hissediyordum. Sonuçta bu sınıfta tanıdığı tek insan ben olmalıydım.

"Günaydın. Bu kadar erken okula geleceğinizi bilmiyordum."

Bilerek 'geleceğinizi' dedim çünkü 'geleceğini' desem ilgimin tamamiyle onun üstünde olduğunu sanırdı.

Sanki değil, aptal.

Yüzünü telefonundan ağır ağır kaldırarak bana kısa bir bakış attı.

"Çok mu rahatsız oldun ?"

Yüz ifadesi sertti, şaka yapar gibi durmuyordu. Niye bu kadar dengesiz olduğunu merak ettim. Dün bana 'melek' diyen ama aslında kendisi 'melek' kadar güzel olan çocuğa ne olmuştu ?

"Onu kastetmek istememiştim. Bu kadar erken gelmeniz beni şaşırttı sadece," dedim yumuşak bir tonda.

"Tamam," diyerek sınıftan çıktı. Onun ardından da Batıkan çıkmıştı tabi.

Hemen Derin'in yanına gitmem gerekiyordu. O da muhtemelen Uzay'la aynı sınıftaydı.

Derin'i sınıftan alıp kantine gitmeye başladık. Ama bu bugünün en doğru seçimi sayılmıyordu anlaşılan. Duman'lar da kantindeydi. Kantinin en uzak tarafındaki masada o, Batıkan ve Kuzey beraber oturuyorlardı.

Kantine adımımı atar atmaz Duman'ı gördüğüm için o da büyük ihtimalle izenmişlik hissiyle bana döndü.

Benim mavilerim onun mavi - yeşil - gri karışımı gözleriyle birleştiğinde, hissettiğim heyecan duygusunu bile tarif edemiyordum.

Yüz hatları çok ciddiydi, sanki biri onun canını çok fazla sıkmış gibi.

Sıraya girmem, yemeyimi almam ve Derin'in yanına dönmem sırasında geçen süre boyunca gözünü bir kere bile benden ayırmamıştı. O kadar ciddi bakıyordu ki bakışları arasında eriyeceğimi hissediyordum.

GRİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin