4.Feribot

41 3 0
                                    

Gözlerim hala kapalıydı.Annemin hayali bile güzeldi.Hayal etmeye devam ederken annemin görüntüsü bulanıklaştı ve etraf simsiyah oldu.Bir an yine bayılıcam zannettim.Dengemi yitirip yere düştüm.Ali hemen eğilip kafamı eliyle kaldırdı.Bende hafifçe doğruldum.Birden midemde fena bir acı hissettim.Hayır kusmak istemiyordum.Kusucağımı anladığımda Ali'ye,
"Lütfen beni lavoboya götür çok kötüyüm"dedim, sesimde anlayamadığım bir acı ve çaresizlik vardı.Çaresizlikten nefret ediyordum.Hayır kendim halledebilirdim herşeyi kimseye ihtiyacım yoktu.Ali'den yardım almadan kalkmaya çalıştım.Ama ne yapsamda fayda etmiyordu.Ayakta kalmaya bile gücüm yetmiyordu.Ali belimi sıkıca kavrayıp ayağa kaldırmaya çalıştı.Yavaş da olsa adım atmaya çalışıyordum.Bu arada midemin bir an kalktığını hissettim.Elimi hızla ağzına götürdüm.Engellemeye çalıştım.Etraftaki insanlar acıyan gözlerle bakıyorlardı.Şuan kendimden nefret ediyordum.Kusmam geldikçe ezilip büzülüyordum.Lavobonun önüne geldiğimizde hemen öne attım kendimi.Eğilerek midemde olanların hepsini çıkardım.Bu arada Ali de önüme düşen saçlarımı geriye çekiyordu.Boğazımın çok acıdığını hissettim.Bir yeri tutmak istiyordum.Yoksa düşücektim.Elimi saçımda olan Ali'nin eline götüdüm.Sımsıkı tutmaya başladım.Kendimden iğreniyordum. En sonunda bu iğrenç durum bittiğinde doğruldum.Aynadan kendime baktığımda karşımda savunmasız kocaman bir yıkıntı vardı.Gözlerim hala elimi sımsıkı tutan Ali'ye kaydı.Öylece gözlerime bakıyordu.Hiç bir ifade yoktu.Ne bir iğrenme ne de acıma.Boştu,hemde bomboş.Suyu açtı, eline az az su alıp yüzümü yukadı.Ben bile kendimden şuan okadar iğreniyordum ki.Onun ise yüzünde hiç bir ifade yoktu.Yüzümü yıkadıktan sonra saçlarımı geriye çekti.Bu sırada eli hala elimdeydi.Bıraktığım an düşüceğimden emindim.Adım atmaya çalıştım ama kuvvetim hiç yoktu.Ali bunu farkedince elini belime götürdü,sımsıkı kavradı.Neredeyse bütün bedenimi o taşıyordu.Yukarı merdivenlere yöneldik.Bana döndü,
"Yukarda sıcak birşeyler iç iyi gelir " dedi.Sadece kafa sallamakla yetindim.Bir an ne olduğunu anlamadan kucağında buldum kendimi.
"Böylesi daha iyi senin için" dedi.Evet gerçekten daha iyiydi.Bu merdivenleri çıkmak şu halimle imkansız gözüküyordu.Gözlerim gözlerini buldu.Yüzünde düşünceli bir ifade vardı.Kafeterya'nın kapısını bacağıyla ittirdi.Kapı açılınca bütün gözleri üzerimizde hissettim.Şuanki durum her nekadar saçma gözükse de umrumda değildi.Ali'ye baktım onunda pek umrunda değil gibiydi.Boş bir masa bulduk.Burası çok kalabalıktı.İnsanlardan uzaklaşıyım derken hep kendimi kalabalığın içinde buluyordum.Yumuşak bir sandalyeye oturtu.Karşıma geçti.Bir beş dakika sesizce oturduktan sonra,
"Daha iyi oldun mu ?"dedi.
"Yani evet"dedim boğucu sesimle.Yüzümü dikkatlice inceliyordu.Gözlerimi kaçırdım hemen.
"Sıcak birşeyler alıyorum ozaman.Daha da rahatlarsın."dedi.Sözleri düşünceliydi ama sesi bir okadar umursamazdı.Kafamı onaylarcasına salladım.Hafif bir gülümsedi.Sıcacıktı gülümsemesi.Masadan kalkıp kafeterya bölümüne ilerledi.Bu sırada onu göz hapsine aldım. Değişik bir havası vardı.Hem çekici,yakışıklı ve karizmatikti.Bu üçün bir arada bulunması büyük bir şans olsa gerek.Tam incelerken elinde iki bardakla geri döndü.Ona baktığımı farketmişmiydi acaba.Gözlerim yan masadaki bir kadına yöneldi.Kucağında ki bebeğiyle ilgileniyordu.Çok mutlu gözüküyordu.Aklıma annemle olan bebeklik fotoğraflarım geldi.Onunda yüzünde güller açıyordu.Gözlerimin dolduğunu hissettim.Ama göz yaşım kalmamıştı.İçimden her nekadar ağlamak gelsede olmuyordu.Kadına dalıp kalmıştım ki Ali'nin sesi düşüncelerimden sıyırıp almıştı beni.
"Belçim.İyimisin? Belçim." Gözlerim ona yöneldi.
"Şeyy evet iyiyim " ağlamaklı bir ifadeyle.Bana uzattığı bardağa baktım.Kokusundan da anlaşıldığı üzere papatya çayıydı.Bardağı görünce hafif bir tebessüm ettim.En sevdiğim bitki çayıydı.
"Teşekkürler" dedim.Memnun olmuş bir ifadeyle.Bir yudum aldığım an hemen rahatlamıştım.İkinci yudumu alırken gözlerinin üzerimde olduğunu farkettim.
Bende ona baktım.Kusursuz gözüküyordu.
"Noldu sana ?" dedi. Bu sorusuyla bir an afalladım.Ne diyeceğimi seçemiyordum bir türlü.Kalbim güm güm atıyordu.Sadece,
"Kimsesiz kaldım."diyebildim.Anlatmamı ister gözlerle bana bakıyordu.Gözlerim dolmuştu yine.Hemen konuşmaya başladı.
"Şimdi Esenköye geçicez,ordanda benim yazlığıma.Hiçbir konuda benden çekinme istediğin kadar kalabilirsin" dedi güven veren bir sesle.Konuyu değiştirmesi rahatlamıştı beni.Yine teşekkür edicekken.
"He bu arada teşekkür etmeyi bırakabilirsin"dedi.Yüzünde kendinden emin bir ifade vardı ve hafifçe gülümsedi.Karşılıksız kalkmayıp bende tebessüm etmiştim. Bu arda papatya çayımda bitmişti.Ali de bitirince,
" On dakikaya oradayız, yürüyebileceksen aşağı inelim."dedi.
"Tamam inelim " dedim.Ayağa kalkarken içimden yürüyebilmek için kendime yalvarıyordum.Yürüyebilince rahatlamıştım.Aşağı yöneldik.Arabaya vardığımızda Ali'ye döndüm.Yüzünde yine düşünceli bir ifade vardı ve bu beni ürkütüyordu.Arabaya geçtik.Oturduğumda karnıma ağrı yine girmişti.Ayaklarımı karnıma doğru çektim.Ali bana döndü,
"Üşüyorsan arkada ki battaniyeyi veriyim ."
dedi.
"Çok iyi olur " dedim.Arkaya doğru uzandı.Parfümünün kokusunu alabiliyordum.Hadinden fazla erkeksi kokuyordu.Bu düşüncelerden hemen kurtardım kendimi.İyice saçmalıyordum.Battaniyeyi üzerime geniş çaplı örttü.Gözlerim gözlerine takılmıştı.Farkedince hafif bir gülümseme belirdi yüzünde.Hemen önüme döndüm.
"İstersen uyu biraz daha yolumuz var " dedi.Ona döndüm.Arabanın içinin karanlığı gözlerini dahada koyu gösteriyordu.Bu gerçekten ürkütücüydü.Feribot durduğunda hafif hafif ilerledik.Sonunda karaya varmıştık.Ama hala sallanıyordum.Kafamı cama yasladım.Burası çok güzel gözüküyordu.Denizi izlemek uykumu getirmişti.Yavaş yavaş gözlerim kapanıyordu.Yine uykuya teslim etmiştim bedenimi...

UÇURUMHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin