3.Bölüm

944 139 34
                                    

Multimedya elbise

Dilan'ın Ağzından

Hava nihayet kararıyordu. Nisan ayına göre sıcak bir gündü. İnledim. Başım dönüyordu. Sanki ruhum bedenimden ayrılmak istiyordu. Midem alt üst olmuştu. 

Ama kötü hissetmeme rağmen gitmem gereken bir yer vardı. Melike beni aramıştı ve bir cafe-bar gibi bir yer tutacağımızı, bu gece buraya gelişimizi kutlayacağımızı söylemişti. Bir kaç işleme yardım etmek için gitmem gerekiyordu. Burnumu sildim. Önemli günlerde hasta olmak zorundaymış olan bedenime küfürler ederek ki biliyorum kendine küfür eden ilk insanım, arabaya doğru ilerledim. 16 yaşıma yeni basmış olmama rağmen araba kullanmayı biliyordum. 

Ehliyetim yoktu. Ama polis çevirmesi olmayacak kadar yakın yerlerde kullanmamda sakınca yoktu benim için. Fazla uzağa gideceğimiz zaman otobüsler tutardık herhalde. Arabayı da Arden kullanırdı. Her ne kadar motor sürmeyi tercih etse de bir de ceza yemek istemiyorduk. 

Arabanın sürücü koltuğuna geçtiğimde bir kaç dakika durup soluklanmam gerekti. Bu sefer feci kötü hastalanmıştım. Bedenim hassaslasmış, her yerim sızlıyordu. Siktir...

Ağlamaya başlamadan önce düşünmem gereken bir şey vardı. Şimdi kendime acımanın zamanı değildi. Şuan tembellik yapma isteğimden daha önemli şeyler vardı. Toparlandım, yüzümü ovaladım. 

O sırada arabanın kapısı açıldı, içeri Egemen girdi. Ayaklarını rahat bir şekilde açtı ve yanımdaki koltuğa iyice yayıldı. "Nereye böyle?"diye sordu. 

Gözlerimi, Egemen'in meraklı bakışlarına çevirdim. Omuz silkerek "Melike çağırdı, bu gece için."dedim ve arabayı çalıştırdım. 

"Duymuştum. Bar gibi bir yermiş?" 

Kafamı salladım. "Evet. İçip içip kafayı bulurum artık,"dedim gülerek. 

"Bir bardaktan sonra sızarsın zaten merak etme."dedi alayla. 

"Tabi tabi,"dedim bende kızarak. "Sen öyle san."

Böyle diyordum ama zaten bulanan mideme içki aldığımda kesin kusardım ya, aman salla... Her şeye rağmen güzel bir gece olmalıydı. 

Arabayı sürmeye başladığımda radyoda Sia'nın sesi kulağımı doldurmuştu. Bu beni biraz olsun rahatlatsa da gözlerim sancıyordu.  Egemen'le yol boyunca konuşmadık. Normalde konuşkan biriydim ama bu gün o kadar kötüydüm ki direksiyona kusasım geliyordu. 

Mekana ulaştığımızda  olarak Melike'nin yanına yöneldim. Melike bizi görünce gülümsedi ve ilk önce bana sonra Egemen'e sarıldı. "Hoş geldiniz!"diye ekledi daha sonradan. 

Egemen "Kızlar, siz takılın. Ben buralardayım."dediğinde Melike, Egemen'in omzuna yumruğu geçirdi. "Hep öyle diyorsun ve hep ortalardan kayboluyorsun!"

"Güzel mekanmış, tavandaki kuşlar ayrı bir güzel. Vay anasını."dediğinde Melike şaşırarak bakışlarını yukarı çevirdiğinde Egemen topukları yağladı. Ben kahkaha atmaya başladığımda Melike durumu anlamış olacak ki elini alnına vurdu. 

Bana ters ters bakışlar atmayı ihmal etmemişti. "Sende gülme. Bir de aptal gibi bakıyorum ya!"

"Benim güzel aptalım."dedim ve yanağına sulu öpücük bıraktım. 

"Yılışma hemen kızım." dedi Melike bir yandan gülerken "Çok işimiz var çooook."

Dediğinde hemen işe koyulduk. Benim ve Melike'nin dışında şuan mekanda Arden,Yaren, İlayda, Duru ve Emre'de vardı. Herkes bir işe bakıyordu. Melike'yle birlikte bir oradan bir buraya koşuşturduk. 

Partinin başlamasına iki saat kala Melike kolumdan tutup üst kata çıkartmıştı. Yorulmuştuk ama yorulduğumuza değmişti, şimdi ise hazırlana zamanımızdı. Bizim kızların da büyük ihtimal günleri dolu dolu geçmişti. Alışveriş, duş, hazırlık... O sırada kafamdan aşağı kaynar sular dökülür gibi oldu.Ben kendime giyecek bir şeyler almamıştım. Ve yanımda da getirmemiştim. Ne yapacaktım şimdi?

"Melike giye-"

"O işi hallettim ben."dedi bunu söyleyeceğimi tahmin etmişti. Minattar kalarak gülümsedim. 

"Teşekkürler."

"Teşekkür etmene gerek yok. O kadar yardım ettin. Hem kendim için almaya  gittiğimde tam senlik bir şey gördüm. Hemen aldım."dediğinde heyecanlanmıştım. 

"Merak ettim doğrusu."dedim dudaklarımı ısırarak. 

Melike yukarı kattaki odanın önüne geldiğimizde "Hadi, hazırlanalım! Bugün güzel bir gün olacak."dedi, kalçasını sağa sola salladı ve yerinde ufak bir dans etti. Deli kız!

Elbiseyi görünce beğenmiştim, çok güzeldi. Siyah ve sadeydi. Melike'ye döndüm. "Biraz fazla kısa sanki?"diye sordum.

Hani 'sadece poponu kapatıyor' türü elbiseler vardı ya onlardandı. Üst kısmı dantelliydi. Ho bir elbiseydi. Ama biraz kısaydı. Kumaşı çok rahat bir şeye benziyordu. Ve tüm vücudumu saracak gibiydi. 

"Bugün ev sahibi sayılırız. Hem de çok yakışıklı çocuklar gelecek kuzum. Biraz seksi olmak lazım."

Gözlerimi devirdim. Keşke daha uzun bir şeyler olsaydı. Rahat edebileceğimi sanmıyordum. Ama tek seçeneğim buydu. Melike'nin elbisesi de benim ki kadar kısaydı. Anlaşılan Melike bir şeyi kafasına koydu mu yapanlardandı. Yapacak bir şey yoktu.

Odanın banyosuna girdim ve soyunup kendimi suyun rahatlatıcı etkisine bıraktım. Önce sıcağı hissettim. Rutubetle yüklü hava, duvar gibi karşıma çıkıp beni sarmalamıştı. Tenim nemlendi. Sıcak suyla çok geçmeden her yer buhar olmuştu. Birden yoğunlaşan havada, ağzım nefes alabilmek için kendiliğinden açıldı. O bilindik koku daha da güçlenmişti. İçki kokusu. 

Duşta çok oyalanmamıştım. Vücudum biraz daha kalmak için yalvarırken, beynim acele etmemi haykırıyordu. Üzüle üzüle çıktım ve havluya sarındım. Bedenimin bütün hücrelerinde yorgunluğumu hissediyordum. Gözlerim yanıyordu, uyumak istiyordum. Ama uyumanın sırası değildi.

Ben duştan çıktıktan hemen sonra Melike girmişti duşa.Derin bir nefes verdim ve hızlı hızlı giyindim. Ne kadar erken hazır olursam o kadar iyiydi. Elbise vücudumu sarmıştı. Tüm hatlarım falan belli oluyordu. Of Melike! Yine yaptın yapacağını...

Aynanın karşısına geçtim ve aksime baktım. Güzel durmuştu ama her ne kadar sadede olsa benim fazla  tarzım değildi. Neyse artık, bir günlük kendi tarzımı giymesem bir şey olmazdı herhalde.

Makyaj yapmaya başladığımda Melike' duştan çıktı. Ve hazırlanma  dramında o da bana katıldı. Hazırlanırken bile yoruluyordum. Bu gece ne olacaktı Allah bilir...

                                                ++++

Merhabalar.  Melike'ye yeniden yazma ikna çabalarım sonuç verdi. Beraber yazmaya karar verdik. Bu bölümün farklılığı hemen fark edilmiştir çünkü yazım şekillerimiz baya farklı. E  yani her yiğidin yoğurt yiyişi farklıdır demişler. Olur öyle. Ben kendi yazdıklarımı Dilan'ın ağzından diye yazarım. Anlarsınız. Yani Bir Sanal Aile hikayesi devam edeceek! Aptallık edip kendi kurgumu çöpe attım, ama bu hikayenin de aynı şekilde olmasına izin veremezdim. 

Sonuçta bizim aile ne olursa olsun ayakta kaldı mı? Evet. O aile adına bir hikaye yazılmalı. Melike'yle çok sağlam bir kurguyla geliyoruz anlayacağınız. 

Bu bölüm biraz kısa oldu ama geçiş bölümü olduğundan anlayış gösterin. Bir de parti kısmına geçmedim oraları Melike'nin ellerine bırakayım dedim. :)

İkinci bölüm part parttı, onları birleştirip bir bölüm haline getirdim. O yüzden okunma sayısı düştü biraz. Ama yeniden çoğalacağına eminim.

Bölüm sınırı koyacağım. +100 vote +70 yorumla yeni bölüm gelecek. Uzun yorumlarınızı mahrum etmeyin. Haydi görüşürüz.-Dilan Yılmaz

Bir Sanal Aile!Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin