Yıl 1993. Düğün için hazırlık yapan Irem, Ülkü, Sevgi ve Nazlı çok heyecanlıydı. Çünkü düğün salonu için hazırladıkları, bir yandan da eşlerinin ve kendilerinin çalıştığı kimya labaratuvarı yaklaşık iki saat sonra onlar için bir cennet olacaktı.
Doğukan,Kemal,Barış ve Mehmet ise onlar kadar olmasada heyecanlıydı. Daha çok evlenecekleri için değilde hep beraber bir düğün yapacakları için mutluydular. Saat geldiğinde her iki tarafta hazırdı. Her iki taraf derken hem damat ,hem de gelin adayları. Düğün salonunda onlardan başka kimse yoktu. Sakin bir nikah istiyorlardı. Nikahı kıyıp biraz dans ettikten sonra evlerine gitmeyi planlıyorlardı. Ve öyle de yaptılar. Nikah kıyıldıktan sonra dans edip ,yeni evlerine gittiler.
Bu günden dokuz ay sonra farklı günlerde bu çiftlerin evine minik el ve ayaklarıyla, minik melekler dünyaya geldi. Mehmet ile Nazlı'nın dışında diğerlerinin tek çocuğu olmuştu. Çünkü onların ikizleri olmuştu. Doğukan ve Irem 'in oğlunun adı Özgür, Kemal ile Ülkü'nün kızının adı Doğa, Sevgi ile Barış'ın Deniz adında bir oğlu ve Mehmet ile Nazlı'nın ise Masal ve Uzay adında ikizleri oldu.
1990-2000 yılları arasında Karalale Sokağı'nda bulunan Kimya labaratuvarında büyük patlama olduğundan o (kimya labaratuvarı) kapatılmıştı. Bu patlama ardında, gözü yaşlı aileler ve emeği kaybolmuş araştırmacılar bıraktı. Önceden olağanüstü olaylara şahitlik eden bu labaratuvar, şimdi mahalle çocuklarının oyun alanı olmuştu.
Bir gün('yine') Uzay babasına,annesinin neden nasıl öldüğünü sorduğunda, babası anlayacak yaşta olduğunu görünce kaç defa anlatmasına rağmen oğlunun aynı şeyleri defalarca soracağını bilerekten bir açıklama yaptı(ki Uzay hep böyleydi zaten,cevap hiç değişmesede annesiyle ilgili bir çok soru soruyordu):
- Bak oğlum, anneniz sizi sapasağlam doğurmak için elinden gelen her şeyi yaptı. Sizi mutlu edebilmek için...' babası Mehmet Bey biraz duraksadı. Ne de olsa karısı ölmüştü. Kolay değildi bu ölüm onun için. '...yani ölmeden önce, gece gündüz çalıştı.'dedi Nazlı'nın fotoğrafına bakarak ,bunları her defasında anlatmasına rağmen çok üzülüyordu.
-Hey üzülme,o bizi izliyor demezmiydin sen hep biz küçükken. Hatta yıldızlardan birine onun ismini vermiştik.' gerçekten de yıldızlardan birine Nazlı ismini vermişlerdi.
-Aaa dur,annenin odasını toplarken bir bileklik buldum. Bunu Masal'a ver sever o böyle şeyleri(medya),dedi ve Uzay odadan çıktı. (Uzay böyle şeyleri pek takmazdı.16 yaşında olmasına rağmen çocuk gibiydi. Playstation vs oyunlar oynardı.)Sonra salona indi. Masal'da oradaydı. Bir yandan telefonundan son ses yabancı dilden şarkı açmış dinliyor, bir yandan da 'Bilim Çocuk' dergisinin son sayısını almış, okuyordu. Uzay geldiğini farkettirmeden arkasına geçti ve biraz bekledikten sonra Masal'da elindeki dergiyi çekerek hızlı koşmaya başladı. Çünkü Masal çok iyi koşuyordu. Uzay kaçarken cebinden bir şey düşürmüştü ki, Masal onu eline alıp salladı."Hey sen bileklik mi takıyorsun?Hem de boncuklu,taşlı ve parlak bir bileklik,iyimiş. Yoksa biri mi var ha?" dedi oda koşuyordu. Sonra Uzay durdu ve: ahh salak. O senin' dedi. Masal çok şaşırmıştı. Çünkü Uzay ona altı yaşlarından bu yana hiç hediye almamıştı. Bi ara on yaşındayken almıştı ama oda bildiğiniz 'Ülker sütlü çikolata'. Doğum günü de değildi. Gerçektende kardeşi büyük bi övgüyü hakediyordu."Bugün doğum günüm falan değil hani, saatli bomba mı var bunun bi yerlerinde veya dinleme cihazı haa?Neyse yine de teşekkür ederim" dedi Masal az önce oturduğu koltuğa doğru ilerleyerek.
" Saçmalama Masal,tabiki de hiçbiri değil. Bunu sana babam verdi,anneminmiş. Onun odasını düzenlerken bunu bulmuş. Masal'a verirsin dedi. Tabi sende yanlış anladın. Benim aldığımı sandın. Merak etme, o kadar meraklıysan gider kendin alırsın, aslında...bende alabilirim'dedi sırıtarak. Masal'da "yok sağol istemez 'diye çıkıştı. Uzay'da eyvallah manasında başını salladı ve sırıtarak odadan çıktı. Uzay çıkınca Masal'da bilekliğini göstermek için fotoğrafını çekip Doğa'ya attı. Doğa:
-Canım bu çok güzel,nereden aldın? 'diye sorunca Masal önce duraksadı, sonra 'bu anneminmiş tatlım ;)' dedi. Sonra Doğa Masal'da üzüldüğünü hissetti ve'hmm, çok hoş :) ' dedi
ŞİMDİ OKUDUĞUN
DEĞİŞİM 〽
Science FictionUzay saçmalama! Masal ölmeyecek. O yeniden doğacak. Mantıksız gelse de öyle Uzay öyle! Ölmeyecek o! Laboratuvar bekçileri... Geleceğin eşsiz kahramanları... Eşsiz olduğu kadar havalı da.. Mutantlar.. Mutantlarla savaşanlar.. Mutasyona uğrayanlar...