BÖLÜM-4-

83 14 5
                                    

Masal'ın ağzından;

Nereye gittiğimi bilmeden ilerliyordum. Uzun,taşlı yolda sallana sallana yürüyordum. Sallanmamın sebebi içip sarhoş olmam değil de, olanları duyup bir hışımla evden çıkmamdı. Nasıl olur da böyle bir şeyi benden gizli konuşurlardı? Hem de olayın benim başımdan geçmiş olması üzerine ne olduğunu bir tek ben bilmiyordum. Kısacası ben dışında herkes biliyordu. Ne olmuştu ki bana? Hani hastaneyede gitmedim!!? Hastaneye gitseydim en azından doktora sorabilirdim,bana ne olduğunu söylerdi. Ama gitmedim işte!! Madem olay bu kadar büyük,hastaneye niye götürmediniz arkadaş? Aslında bende gidebilirdim hastaneye,ama bugün yorgunum.Bunu bir kenara not etmeliyim:"La kalın kafalı hastaneye git!!" Ama şimdi kim gidecek,salla!! Evet kendimle barışık biriyim(:d), bu güzel bir şey. Yani sanırım. Aslında normalde kendimi hep över, daha güzel şeyler söyler,motivemi daima artı programında tutarım,veya çalışırım. Ama Uzay,Deniz ve Özgür bana hep kalın kafalı derdi. Nedenini başlarda anlayamasamda zamanla anladım,anlamaya çalıştım. Bir an onlar gibi düşününce iş halloldu tabii!! Bana kalın kafalı demelerinin sebebi; adım Masal ve masallar kalın sayfalı kitaplarda olurlar. İşte kalın sayfalı yerine kalın kafalı diyor bana bu beynine virüs kaçmış zombiler.. Tamam anladık zombilerin beyni olmaz, tamam vurmayın!!

   "Üzüm üzüme baka baka kararır"derler yaa hah işte beni tanımlayan atasözü. Uzay'la beni demek istedim. Gitgide ona benziyorum sanırım,salaklaşmaya başladım resmen.Uzay'a bakınca bi meymenetlilik görmediğim için(hayır bi kere Uzay yakışıklı değil) Denizlere takılıyorum. Uzay'da tipten bahsetmiyorum. Onun beynine gelmişler,çok ciddiyim bak! Düşünceleri farklı,farklı olmasına ama, işte farklı dediğimde aşırı yaratıcılığı. Bilmem anlatabildim mi? Onlarında Uzay'dan pek bir farkı olmasa da; Uzay'a göre mantıklılar en azından. İyi anlaşıyoruz diye iştee hep birlikteyiz' al birini vur ötekini" evet bugün kafam çalışıyor bacımlar saolun :fd sizde olmasanız!!
Saçma sapan düşüncelere dalmış ilerlerken aklıma bizimkiler geldi. Ne yapıyorlar acaba? Benimi arıyorlar? Yok canım beni niye arasınlar? Canlarım yaa,şimdi bu sıcakta beni ne kadarda merak etmişlerdir!? Hele Uzay,canım benim;ne hissettiğini hissediyor, söylediğini duyabiliyor gibiydim. İkiziz sonuçta,ne beklersiniz?? Aynı şeyleri bile bazen düşünüyor,kurnazca fikirleri hemen anlıyorduk. Bu benim açımdan iyi,Uzay'ın açısından da kötüydü. Aynısı onun için de bana geçerliydi.
Sanırım şu üzerime dökülen şey'Lucy' filmindeki gibi beynimin %90'ını kullandırtıyordu. Bu yüzden sürekli saçmalıyordum. Ben niye onları düşünüyorum ki hem onlar beni düşünseydi bu olanlar yaşanmayacaktı. Alın işte Doğa-2-. Bu kızda beni her yerden kendine benzetmeyi nasıl da beceriyor? Doğa,zor zamanlarda kaldığında,kendini kötü hissettiğinde,kendini çoğu insan gibi sonuna kadar savunur. Ama karşısındaki de aynı tepkinin iki katını yapıyorsa pes eder ve oradan uzaklaşır. Ve olan olay bir iki gün içinde Doğa'nın haklı olduğunu kanıtlamak üzere anlatması gibi çözülür. Olay kapanır ve Doğa her zamanki gülümsemesini ortaya çıkartır. Ahh,lanet olsun Doğa çok güzel!! Bir dakika ya,ben niye böyle dedim ki? Kızın güzelliğine resmen lanet okudum. Demiştim beynimin yüzde yüzü kullanılıyor diye,yoksa ben bu kadar salak değildim. Ama şöyle bir şey var ki beynim yüzde yüz kullanılsyadı şu anda yaşayamazdım. Belki de ölmüştüm.
Zaten yürüye yürüye geldiğim bu orman cennet gibiydi.
Doğa'nın güzelliğinden başlayın devamını da sanırım sesli düşünüyordum ki arkamda ki yaprak ve nefes sesini hissetmem onunda konuşmasını engellemedi.
-Kendi kendine boş konuşmayı ne zaman bırakacaksın bakalım?' bu ses yabancı olamazdı. Ve sesine bakılacak olursak,bu kızda olamazdı. 'Başkalarını övmeyi bırakmalısın,Ufaklık'
Hee dur bir dakika hatırlayacağım. Dur dur evet bu kesin o.
Bir dakika,bu kimliği belli olmayan şahıs,benimle dalga mı geçiyordu? Bir yandan haklıydı aslında! Sesi tanıdık yabancıya hak verdim,ah ne güzel! Düşüncelerimi içimde tutmalıyım! Kimin aklına gelirdi ki,kendi kendine konuşurken ıssız ormanda pat diye birinin ortaya çıkacağı? Evet artık kim olduğundan emin olduğum bir şekilde arkamı döndüm; kahve gözlerinden,hafif sarışınlığından ve ince sakalından evrim geçirdiği belli olan kişiyi tahmin etmek zor değildi,doğru tahmin gençlerrrr!(alkışlayın ablanızıı bakim)
-Aaa Poyraz!! Senin ne işin var burada? Beni nasıl buldun? Hem ne zaman geldin ki sen?' dedim uzun süre ortalıktan kaybolan sonra birden hortlayan Poyraz'a. Sahi ne zaman gelmişti o,gittiği yerden?
- Seni bulmam zor olmadı,sesin tüm ormanı kaplıyordu prense!(ne gerçekten mi,ben o kadar bağırdıımmı ya? Yok,yok kesin dalga geçiyor bu benimle! Ayrıca sensin prenses. Şu tipe bak, senden anca prenses olur zaten. Hatta çok güzel bi prenses olur. Sakallarını alıp perukta taktıkmı, o bakim valla çok güzel )' Geleli 1 ay olmuştur. Eskisinden daha iyiyim artık,benden kurtulamayacaksınız küçük hanım...'
-Benden kurtulamayacaksınız küçük hanım'onun taklidini yapmaya çalışıp mimiklerimi oynatıp sesimi incelterek. Beklersin! Uzun zaman buralarda olmayıp güzelliğin için uyuduğunu da saklama Prenses!"deidm. O gülmüyordu,bu yüzden bende gülmüyordum. Hadi bakalım,fazla iddialısınız Poyraz Bey!!

###
Eeee.veeeeet. Yeni bir bölümün daha sonuna geldik. Kim bu Poyraz? Ne istiyor Masal'dan? " Eskisinden daha iyiyim artık,benden kurtulamayacaksınız " derken ne demek istedi Poyraz? Sizce iyi biri mi,kötü biri mi? Belki de orta okuldan kalan bir düşmandır veya en basitinden yakın bir arkadaş?  Veya.veya.veya..??
Yorumlarınızı bekliyorum,düşüncelerinizi istediğiniz gibi kullanın!! Beğenmediğiniz bir kısım,önereceğiniz bir şey varsa hodri meydan!! Sizi çooooooooooooooooooooooooooooooooooooo...kk seviyorum!! Bir sürü mucuks:*

DEĞİŞİM 〽Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin