Günlerden bir gün çocuklar,o,kimya labaratuvarında,her zaman olduğu gibi,oyun oynuyorlardı. Deniz uzaktan ne olduğu belli olmayan bir şey gördü ve yavaşça oraya ilerledi i. Toz duman ve çocukların tamir ettiği ampulün loş ışığında pek seçilmiyordu ne olduğu. Sonradan anladı ki bu bir kapıydı. Diğerlerinide bu tarafa çağırarak eliyle gelmelerini işaret etti. Deniz yanında duran Uzay'a bir omuz atarak "Hey baksana,ne düşünüyorsun?" dedi ona dönerek sessiz bir şekilde.
"Bence içinde medyumlar,cinler,yarasalar,tek gözlüler,devler,tek boynuzlular,ankalar...gibi şeyler var. Baksana sanki El-cin filminin o kedili sahneleri " haklıydı bir bakıma,tabii medyumlar ve diğer yaratıkların olduğunu varsaymazsak.
"Ya he he,yok cin,yok yarasa,yok vampir,yok kumpir,yok bu. "deyince herkes Deniz 'e" açmısın olm"bakışı attı. "Tamam anladık abi,hayvanları, ve senin şu deyimiyle efsanevileri, seviyorsun da abartmasan mı?"dedi devam ederken Deniz.
"Aç mısın abi? Bak açsan söyle şuraya bişeyler sipariş ederiz. Kumpir falan ne ayak yani?" dedi Uzay'da altta kalmayarak. Deniz bozulsada bir şey demedi.Çünkü herkes dikkatini Özgür'e vermişti.Özgür ise kapıya. Ya da her neyse. Özgür kapıya dokunarak' bu yumuşak bir tahta. Sanırım yıllardır kimse bizden başka buraya uğramıyor.' Uzay lafını bölerek
'Ohh be içim rahatladı. Kimse yokmuş 'dedi derin bir off çekerek. Uzay normal davrandığını düşünsede herkes ona 'yapma kıyma kendine 'der gibi bakıyordu. Söylediği şeyler normal gibi dursa da jest ve mimiklerine bakılırsa her şey farklı bir boyutta kalıyordu. Özgür kaldığı yerden devam ederek' işimiz kolay olmayacak' dedi ve kapıya tekmelemeye başladı.
' Kapı nemlendiğinden yumuşak. Ve dokunsan kırılacak gibi.E tabi uzun süre kimse uğramazsa olacağı bu.' dedi Doğa.Uzay ve Deniz'in de yardımıyla kapıyı zorlada olsa ittirerek açtılar. Islak olmasına karşın baya kalındı tahtalar. Kapı bu yüzden açılırken zorlanmıştı.İçeride ne olduğu belli olmayan yeşil şeyler vardı.Parlak ve eşsiz. Parlaktı parlak olmasına ama küçük olduğundan çok yaklaşınca belli oluyordu yeşil şey. Başka da bir şey görünmüyordu. Bunlar da neydi böyle?
Özgür,Uzay,Deniz,Doğa ve Masal sırayla. girdiler. Özgür,sakin bir şekilde,
- Kimse bir şeye dokunmasın. Aksi takdirde her şey olabii..."demeden Masal onu duymamış olacakki diğerlerini itip hızlıca içeri ileri bir adım attığında bir şeye çarpmıştı. Hepsi hızlıca dağılırken Masal kıpırdayamamıştı.Derken bir şişe,bir şişe,bir şişe...yan yana olan tüm şişeler domino taşları gibi devrilmişti. Sonra birden ışıklar yandı. Allah aşkına biri onlarla oyun mu oynuyordu? Önce;sonradan ortaya çıkan bir kapı,sonra da... Evet sonra da üzerine bir sıvı şişe dökülen bir adet Masal. Peki ya asıl şimdi ne olacaktı?
E.veeeeeettt çingular,bölüm sonu!! Sizce Masal a ne oldu? Favori kahramanınızla birlikte bunu da yazın. Sormak veya önermek istediğiniz bir şey varsa hodri meydan. Sizleri çoooooooooooooooookk seviyorum
ŞİMDİ OKUDUĞUN
DEĞİŞİM 〽
Ciencia FicciónUzay saçmalama! Masal ölmeyecek. O yeniden doğacak. Mantıksız gelse de öyle Uzay öyle! Ölmeyecek o! Laboratuvar bekçileri... Geleceğin eşsiz kahramanları... Eşsiz olduğu kadar havalı da.. Mutantlar.. Mutantlarla savaşanlar.. Mutasyona uğrayanlar...