✖ Bölüm 1 ✖

11.1K 373 461
                                    

kitaba başlamadan önce İlk kitabı okumanızı şiddetle tavsiye ediyorum çünkü büyük ihtimalle bir şey anlamazsınız kdfislkdfd 

Rachel'ın bakış açısı;

Ölüler etrafımda bir çember oluşturuyor ve sonunda bu yerden kurtulduğumu hissediyorum.. Etrafıma toplanan ölüler artık o kadar da korkunç gelmiyor...A-ama bir sorun var. Karşımdaki kişi...onu hiç burada görmemiştim. Görünüşü beni dehşete düşürürken tek yapabildiğim şey onu izlemek oluyor. Bana bakıp gülüyor ve şarkı mı söylüyor ? Bana yaklaşıyor ve o yaklaştıkça etrafımdaki ölüler benden uzaklaşıyor. Diğer ölüler bu kırmızı elbiseli ve korkunç görünümlü kadının önünde eğildiklerinde neler olduğunu anlayamıyorum. Kadın bana gittikçe yaklaşıyor ve her adımı sanki kalbimi yerinden çıkarıyor. Acıyla yere eğiliyorum, kadın o uzun tırnaklı elleriyle kafamı kaldırıyor ve bana olabildiğince yaklaşıyor. Gözleri bir yaratığı andırıyordu. Nefes alıp vermiyor ya da hareket etmiyordu bana kilitlenmiş bir şekilde bakıyordu. Gözlerimi ne kadar kaçırmak istesemde kaçıramıyordum. Büyülenmiş gibi hissediyordum. Kadın hareket ettiğinde korkudan titredim. Bana bakıp güldü ve neler olduğunu anlayamadan nefesim kesildi, boynumda bir sıvı vardı, elim göz alıcı kırmızı bir sıvıyla kaplandı. Kadın ağzını açtığında ise çıkan böcekler bedenimi kemirmeye başladı ve çektiğim bu dayanılmaz acı sonsuz bir karanlıkla son buldu..

____________________________________________________________________________________

Crystal'ın bakış açısı;

Ay ışığının pencereden süzülüşü beni hep etkilemiştir,sanki beni karanlık dünyamdan kurtarmaya gelen bir ışık hüzmesi gibiydi, hayatımda gördüğüm en güzel şeydi. Her gece olmasa çoğu zaman yanımda olan tek şey ay'dı, ama bu gece o kadar da masum görünmüyordu. Bir şey için bekliyor gibiydi.

O ince ses kulaklarıma hücum ettiğimde kafamı sesin geldiği yöne çevirdim.

"Hadi Crystal yanımıza gel artık, dört kişiyle "doğruluk mu cesaret mi ?" oynamamızı beklemiyorsun herhalde." 

Gülümseyerek cevapladım "Aslında dört kişiyle gayet güzel oynayabilirsiniz."

Karşımdaki kız mavi gözleriyle beni süzerken bir yandan altın sarısı bukleleriyle oynuyordu. Asla onun kadar güzel olamam

"Pekâlâ, bayan çok bilmiş, gelmiyorsan sorun değil."

Pencereye son kez bakarak sarışın kıza cevap verdim "Claudia, bensiz başlamayın."

Ayaklarımın istemsizce hareket edişini izleyerek arkadaş grubuma yöneldim. Ay arkamdan hüzünlü bir şarkı söylerken arkadaşlarım tarafından oluşturulan çemberi tamamlayarak oturdum. Etrafımda ki insanları şöyle bir süzdüm, yedi yıllık arkadaşlığımız bize çok şey kazandırmıştı. Birbirmizden gerçek dostluğu öğrenmiştik, ta ki aşkı tanıyana kadar. Hepimiz On yedi yaşında ergenlerdik ama bundan o kadar da memnun değildik.

 Aramızda aşk konusunda en deneyimli olan Evan'dı. Kahverengi saçları ve kahverengi gözleriyle kulağa yakışıklı gelmeyebilir ama inanın bana,şu ana kadar gördüğüm en güzel sanat eseri oydu. Gözlerim Felicity'i aradı, her zaman en anlayışlı ve en tatlı kişi oydu. Sıradan bir tipti, kahverengi saçlı ve kahverengi gözlü bir kızdı ama yüz hatları kıskanılasıydı. Grubumuzun ikinci yakışıklı üyesi joshua -bizim değimimizle Josh- oyuna başlamadan önce komik fıkralarından birini anlatmaya karar vermişti. Sarı ve biraz uzun olan saçını çektiğinde yeşil gözleri ve gülümsemesi ön plana çıkmıştı. Claudia'ya baktığımda ise yine bir güzel kız tablosuyla karşılaşmıştım. Mükemmel dişlerini göstererek kahkaha atıyordu. Umarım dişlerin dökülür. Claudia ile aramız on iki yaşına kadar muhteşemti ama ondan sonrasında aşk denen saçma ve gereksiz şey hayatımıza girip bizi birbirimizden ayırmıştı. Her aşık olduğum çocukla çıkıyor ve beni aşşağılıyordu. Birbirmize neden hâlâ katlandığımıza dair bir fikrim yoktu.

Tımarhane 2: Ölümden Doğanlar |ASKIDA|Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin