2. "SEN O'SUN "

202 36 15
                                    

Multimedya da Savaş

Arkamı döndüğümde onu gördüm . O çocuk o çocuk, benim kolumu morartan çocuk bu! Savaş o muymuş
"Sen kimsin de bana aptal dersin? " dedim

Savaş güldü ve :

"Çünkü öylesin. Koskoca evde kamera olmadığını mı sandın?" dedi

Biraz bekledim ve birden merdivenleri tırmanmaya başladım.
O kadar hızlı gidiyordum ki beni yakalayamazdı diyecektim ki beni bacağımdan tuttu ve çekti . Ve birden yere doğru düşmeye başladım. İnşallah bir yerim kırılmazdı . Gözlerimi kapadım ve birden kendimi yumuşacık bir tenin üstünde buldum . Gözlerimi açtığımda Savaşın kollarının arasında olduğumu anladım . Çok yakın duruyorduk . Nefesini hissedebiliyordum.

"Öhömm öhömm"

Birinin sesiyle irkildim . Savaş hemen beni yere bıraktı ve bir kızın yanına gitti . Kız çok güzeldi . Kahverengi saçları , mavi gözleri vardı . Ve güzelliği kadar fiziği de muhteşemdi .

Kız Savaşa doğru gitmeye başladı ve ona sarıldı

"Hayatım. Bu kızda kim? " dedi

Ve bana iğrenerek baktı. Tabi bakacaktı . Pantolonum yırtıktı . Ayakkabıların yırtıktı . T-shirt zaten berbat....
Gerçi Pantolonum çok ta kötü gözükmüyordu. Aylin Hanım söylemişti . Bu sene herkes yırtık pantolon giyiyormuş.
Savaş bana baktı ve gülümsedi :

"Kim olacak benim arkadaşım. " dedi ve bana el hareketiyle 'gel' işareti yaptı .
Ne arkadaş mi ? Ben Savaşın yerinde olsam hırsız der polise verirdim . Neden böyle bir şey yaptı ki ?
Yanlarına gittim ve beklemeye başladım. Dur bi dakika! Hani Savaş hiçbir sevgilisini evine getirmezdi .

"Adın ne? dedi bana bakarak

"Begüm "

Elimi uzattım . Bana baktı daha sonra üstüme baktı ve ardından elime baktı ve :

"Yağmur ." dedi ve ardından

"Hadi git şimdi. "

Bu kız gerçekten çok sinir bozucuydu.
Hızlıca evden çıktım ve yürümeye başladım. Hava kararmıştı ve ben çok korkmaya başlamıştım. Bir yandan telefonuma bakıyor bir yandan yürüyordum. Telefon dediğim eski bir şey...Çalmıştım. Zaten sim kartı bile yok . O sırada birinin bağırmak ile gözlerimi telefondan ayırıp etrafa bakmaya başladım. Birkaç adam ellerinde bira şişeleri ile bana doğru geliyordu . Hemen yönümü değiştirdim ve adımlarımı hızlandırmaya başladım.

"Pışt , kız baksana. "

Birden yanımda bir araba belirdi . Cam açıldı ve bu Savaştı .

"Ya sen beni mi takip ediyorsun ?" dedim bağırarak

Savaş güldü ve :

"Eger birazdan arabaya binmezsen o adamlar sana neler yapacak biliyor musun ?"
Haklıydı ama ben şu ana kadar kimseye muhtaç kalmamıştım. Hep kendi başımın çaresine bakmıştım.

Ama başka seçeneğim yoktu. Hemen arabaya bindim ve kemerimi taktım . Arabada yol boyunca derin bir sessizlik vardı .

"Nerden gideceğiz ?" dedi soğuk bir sesle

"2. Aradan sağa gir . Görürsün ..." dedim

Vardığımızda tam arabadan inecektim ki Savaş kolumu tuttu

"Bu eski fabrika da mı kalıyorsun ?" dedi

Su an gerçekten kendimi çok kötü hissediyorum. Zengin bir çocuk beni fakirhaneye bırakmıştı .

"Evet ! Ailem yok ." dedim ve kolumu çektim .

Ardından :

"Merak etme. Bir daha karşına çıkmam zaten ." dedim ve yürümeye başladım.

"Emin misin? " dedi ve gaza basıp gitti

Ne demek istemişti bu? İçeri girdiğimde Mert oturmuş beni bekliyordu . Geldiğimi görünce ayaklandı ve :

"Neredeydin?" dedi

Ona' bir şey olmadığını ' söyleyip kendimi uykuya bıraktım .

Sabah gürültü sesleri ile gözlerimi açtım . Neler oluyordu ? Bahçeye çıktığımda eski yurt müdürü ve Mert i gördüm . Bir şey konuşuyorlardı. Mert çok sinirliydi. Noluyordu ? Tam yanlarına gidecektim ki biri kolumu tuttu

"Hani bir daha görüşmeyecektik?"

Arkası döndüğümde Savaş ı gördüm. O burada ne yapıyordu ?
Ardından Eski yurt müdürün geldi ve:

"Begüm, toparlan gidiyorsun."

! Gerçekler ! #Wattys2016Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin