2.BÖLÜM: Ölüm

40 3 2
                                    

Silah sesiyle babamın yere yığılması bir oldu. Rengimin attığını hissedebiliyordum. Hareket etmeden olduğu yerde yatıyordu. Yavaşça eğildim. Bu olmazdı. Babam ölmüş olamazdı değil mi? Herşey bu kadar kolay olmamalıydı. Hala şok içerisindeydim. Yüz üstü yatıyordu yerde. Sırtına deydim. Yavaşça onu dürttüm.

"Baba" dedim sesim hiç umadığım kadar bana yabancı çıkmıştı. Onu yavaşça kendime döndürdüm. Kanlar içerisinde yatıyordu. Kurşun tam karın boşluğuna gelmiş olmalıydı.

"Baba " diye bağırdım. Öyle güçlü bağırmıştım ki boğazımın yandığını hissettim.

"Baba" diye tekrar haykırdım. Nefes almıyordu. Yüzümü göğsüne bastırdım. Ağlamaya başladım boğuk sesimle.
Ağlamak kelimesi hayatımda bana hep uzak olmuştu.
Ama şimdi ise haykıra haykıra ağlıyordum. Kafamı kaldırarak babamı vuran o lanet olası adama baktım. Ayağa kalktım.

"Bunu sen yaptın. " diye inledim. Ona nefretle bakarak yanına gittim.

"Neden, neden? " dediğimde kendimde güç bulamayarak dizlerimin üzerine çöktüm. Sadece ağlamak istiyordum. Sadece ağlamak. Yüzüm felaket görünüyor olmalıydı. Aslında en son dikkat ettiğim konuydu bu.

O an kalbimde öyle bir sızı hissettim ki. Annemden sonra babam. Hayat hep benim üzerime oynuyordu. Kafamı kaldırdım. Ona baktım. Dizlerimin üstünden kalkarak elinde tuttuğu silahı tam kalbime dayadım.

"Vur hadi! " dedim boğuk sesimle. Kelimeler ağzımdan düzgün çıkmıyordu.

"Vur ve bitsin! " dedim. Bundan sonra ne olacaktı ki sanki. Sadece acı.

Fazla dayanamayarak tekrar eğildim. Hala acıyordu.
Yaşlar yüzümde sel olup akıyordu.

Sırtımda bir el hissettim.

"Üzgünüm " dedi Ataberk. Nasıl benimle konuşabiliyordu. Üzgün olması felan umrumda bile değildi.

"Bırakın beni! " diye bağırdım.

Tekrar babamın yanına gittim. Bir umutla diz çökerek kalbini dinlemeye çalıştım. Atmıyordu.
Daha da fazla ağlamaya başladım. Daha da güçlü.

Bir süre geçtikten sonra ağlamam durmuş iç çekişlere dönmüştü. Daha mantıklı düşünmem lazımdı.'Polise mi gitsem acaba?'diye düşünmeye başladım. 'Yoksa intikam mı alsam?'düşünceleriyle boğuşmaya başladım. Bana şu anda daha mantıklı gelen şey intikamdı.

Evet evet onları öldürmeliydim.
Birden içimi nerfet sardı. Bir an orada duran Elif ve Ataberk 'e baktım. Birşeyler konuşuyorlardı. Kulak kabartmıştım onlara. Hararetli bir tartışma içerisindeydiler. Emin değildim duyduklarımdan. Sanırım bu durum Elif'i sinirlendirmiş gözüküyordu. Ataberk hala o sinir bozucu tavırları devam ediyordu.

"Bu kızı bırakamayız. Polise gider hemen. Kendimizi ateşe vermeyelim. " dedi Elif.

"Ben hala onu öldürme taraftayım"dedi Ataberk.

"Ataberk beni delirtme! Biz seri katil miyiz? İşleri daha da batırma! Senin yüzünden bu durumdayız. " Elif'in eli başına gitti.

Gözlerimle yerde duran silaha baktım. Bakışlarımı babama çevirdim. Bunu onun için yapacaktım. Ne olursa olsun. Yapacaktım. Ayağa kalkıp yavaşça yürümeye başladım. Derin derin nefesler almaya başladım. Yerde duran silaha baktım. Çok az bir mesafe kalmıştı. İkiside bakışlarını bana çevirmişlerdi.
Sanki acıyan gözlerle bana bakıyorlardı. Ne yapacağımdan ya da ne yapmaya çalışacağımdan bile haberleri yoktu. Hızlı hareketlerle yerde duran silahı aldım ve geri çekildim. Şaşkın gözlerle bana baktılar. Sonra ne yapacağımı anlamışlardı. Elif benim üstüme atılacağı sırada tetiği çektim. Silah patladı.
İstediğim olmuştu. Onu öldürmüştüm. Tam göğüsüne isabet etmişti kurşun. Korkuyla geri geri çekildim. Ataberk o sakin tavırları gitmişti ama yerine o içindeki canavarı uyandırmış olmalıydım. Bakışlarıyla beni öldürüyordu. Çok kötü bakıyordu.
Onu da vurmak için silahı tekrar doğrulttum. Tetiği çektim. Çektim ama silah patlamadı. Tekrar bastım tetiğe.

SOĞUK HAYATLARHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin