Saçmalayarak yazdığım bir bölümdü. Içime sinmeyen bir bölüm. Ama böyle olmak zorundaydı. Aceleye geldi. Çok Üzgünüm.
Multimedya #seçilrüya
Çıkmaza girmiş, yolumu da kaybetmiştim. Kurtarıcı bir meleğe ihtiyacım vardı. Beni bütün bu olanlardan kurtulmamı sağlayacak bir melek. Bu çıkmaza girerken intikamın verdiği his beni köreltmişti. Elif ablayı öldürmesem babamın intikamını onu hapisenede de sürdündürerek alacaktım. Ama iş işten geçmişti. Aklımdaki sorular cevapsız kalıyordu.
Neden? Artık ne olursa olsun öğrenmek istiyordum. Ataberk yoktu. Nereden öğrenecektim peki ben? Sürekli kafamı karıştırıyordu bu soru. Babam yapmış olabilirdi? Aklımdaki soruları sonradan cevaplarını aramak üzere kenara bıraktım.Önümde duran yemeğe baktım. Aslında pizzayı severdim. Gördüğümde dayanamazdım. Yemek yemek istemiyordum bu sefer. Elime bir dilim aldım. Küçük bir ısırık aldım ağzıma. Karşımda duran Seçil'e baktım. O da hiç dokunmamıştı. Bir şeyler düşünüyordu. Elimdeki dilimi tekrar kutusuna koydum.
"Seçil, bundan sonra ne olacak?"dedim çaresiz gözlerle ona bakarken."Bilmiyorum. Bilmiyorum ama ben seninle birlikteyim sonsuza kadar. Sen her zaman benim yanımdaydın."
"Benim biraz yanlız kalmaya ihtiyacım var. Burada kalamam evime gitmek istiyorum. Beni anla.Lütfen.
"Olmaz ben de geliyorum. Sen de beni anla."dedi kaşlarını kaldırarak.
Ağzımdaki lafları geri tıkadı "itiraz istemiyorum."dedi.
İç çekerek başımı salladım.¤~¤~¤
Apartmanın önüde durduk. "Benim anahtarım yok ki içeri nasıl gireceğiz?"dedim lanet okuyarak. Seçil çantasının fermuarını açtı ve benim ona verdiğim anahtarı uzattı.
"Ne çabuk unuttun " sevinçle anahtarı aldım. Apartmandan içeriye girdik. 3 kata çıktık. Kapının önünde durdum. Anahtarı çevirdim. Ama kapı kilitli değildi. Şaşkın gözlerle Seçil'e baktım.
Kapıyı açtım. Tekrar Seçil'e döndüm."Kilitli değilmiş."dedim. Yavaş adımlarla içeriye girdim. Arkamdan da Seçil geliyordu. Her zaman kapıyı kilitlerdi babam. Telaşla belki unutmuştur. Salona geçtim. Aniden ağzımı bir el kavradı.
"Sakın ses çıkartmayın. Anladığınız mı beni? " ses yabancı değildi. Ataberk'e aitti. Buraya nasıl girmişti? Başımı salladım. Seçil'e baktım. Telaşlı gözlerle bakıyordu. Seçil'i de birisi tutuyordu. Ağzımdaki el çekildi. Ataberk beni iterek koltuğa oturtturdu.
"Sakın! " dedi uyarır sesiyle. Ardından Seçil'de oturur oturmaz konuşmaya başladı.
"Üzgünüm. Gerçekten çok üzgünüm. Sandığım kadar kolay değilmiş. Sadece o an... neyse." Gözlerinin içine baktım.
"Buraya bunları söylemek için mi geldin?"
"Yani."dedi gözlerini kaçırarak. "Peki söyledin. Şimdi ise git."dedim sinirle.
"Benden bu kadar kolay kurtulamazsın. İkimizde bir yanlış yaptık. "
Anlam veremeyerek ona baktım. Kendisiyle beni nasıl bir tutulabiliyordu? Neden bu kadar umursamaz davranıyordu? Belki haklıydı."Polise gitmeyeceğim. Canıma susamadım ben. Lütfen bizi bırak artık."dedim yalvarır gibi
"Biliyorum."nasıl bu kadar emin konuşabiliyordu.
"O zaman bırak bizi. Ne istiyorsun? "dedim bıkkın bir sesle.
"Hiçbir şey. Sadece emin olmak istedim."
Gözlerimi devirdim. 'Mal mısın? ' demek geçti içimden.
Boş gözlere ona baktım. Neden bu kadar zıt cevaplar veriyordu? Sabır diledim.
![](https://img.wattpad.com/cover/47625349-288-k758280.jpg)