Her zamanki gibi yine sıradan bir okul gününe uyanmıştım. Üzerime formamı giyerek kahvaltıya indim.Aşşağıda oturan yeni ailemize (!) gözüm kayınca sabah sabah yine sinirlerim bozulmuştu yerime oturduğumda annem ve babam onlara günaydın öpücüğü vermediğim için bana kırgın bakışlar atarken bu sabah beni uyandırmayan İnci reçel kavanozunu kırmış çocuk edasıyla kafasını yere eğmiş suratıma bakmıyordu. Artık ne kadar önemli işleri varsa.
İçimde bir yerlerde sanki bencillik ediyormuşum gibi bir his vardı ancak ben yaptığım şeylerden gayet memnundum az bile yapıyordum onca sene ailenle yaşa sonrasında hiç tanımadığın babanın bir ortağı karısı ve iki oğlu ile evine kurulsun eskiden evde rahat rahat dolaşabilirdim odamda bağıra bağıra şarkı söyleyebilirdim ancak artık bunları yapamayacaktım çünkü evde 4 yabancı vardı. Benim açımdan düşünülecek olursa oldukça zordu ancak anneme baktığımda onun sanki evde bir arkadaşı olacağı için sevindiğini görmüştüm, babam da mutluydu artık gecelere kadar şirkette sabahlamak ve annemi de peşinden sürüklemek orunda kalmayacaktı, İnciye baktığımda zaten onu kafayı şu karşıdaki Batuhan mıdır nedir ona taktığını anlıyordum tamam yakışıklı çocuktu ancak incinin şu ana kadar hiç erkek arkadaşı olmamıştı daha doğrusu bana özendiğinden dolayı olmamıştı benim zaten tek bir hayalim vardı babamın şirketini devralmak. Zaten babamın da başka bir alternatifi yoktu. Ömrümün sonuna kadar soyadımın değişmesini istemiyordum. Karşıda oturan ve yemeği ile ilgilenen Teoman'a baktığımda aslında yakışıklı bir çocuk olduğunu fark ettim kumral uzun ve dalgalı saçları ile geniş yüzü uyum içerisindeydi. Ben düşündüğüm şeyleri fark edince yemeğime dönmem gerektiğini anladım. O sırada babam konuştu
"Teoman ve Batuhan da sizinle aynı okula gidecekler artık Batuhan ve İnci aynı yaşta olduklarından dolayı onları aynı sınıfa aldırttık İnci artık Batuhana okulu tanıtma görevi sende."
İncinin gözlerinin içi parlıyordu.
"Teoman ve Uzay sizde aynı sınıftasınız aynı şeyler senin için de geçerli Uzay ve ayriyetten sakın çocuğu boğmaya kalkışma."
Babamın espirisine masadaki herkes gülerken bir tek ben göz devirmiştim va kahvaltıma geri döndüm.
Sonunda okuldaydık. Okulun kapısından girdiğimizde bütün öğrencilerin gözleri bizim üzerimizdeydi. Hayır zaten ben okulda yeterince popülerim ancak hiç bu derece bakıldığını görmemiştim. Okulda bir dedikodu mu yayıldı düşüncesi beynimde yankılanırken baktıkları kişinin aslında Teoman ve Batuhan ikilisi olduğunu gördüm. Ne yani o kadar mı yakışıklıyıdılar?
Müdürün odasına gidene kadar bakışlar devam etmişti. Bir kaç kız telefon numaralarının yazılı olduğuna adım kadar emin olduğum kağıtları Teoman ve Batuhana uzatırken biz hiç bir şey yapmamıştık. Zaten yapsak da hangi sıfatla yapacaktık ki ayrıca bize ne? Ben böyle düşünüyordum fakat İncinin böyle düşünmediğine emindim.
Müdürün odasından geldiğimize dair onayı aldıktan sonra sınıfa girdik. İnci ve Batuhanın sınıfı bizden bir kaç kat aşağıdaydı bu nedenle son katları tırmanırken Teomanla baş başa kalmak zorundaydık. Sınıfa girene kadar hiç konuşmamasını dilemiştim ve dilediğim gerçek oldu o an keşke başka bir şey dileseydim gerçek olurdu diyerek kafamı duvarlara vurmak istesem de yapmadım. Sınıfa girdiğimizde hala bakışlar devam ediyordu. Sanki hiç bir şey yokmuş gibi bana özel olan en arka cam kenarında bulunan sırama oturdum. Ne yapsaydım bir de onun için yer mi bulsaydım sınıfa kadar getirdiğime dua etsin. Tam kafamı sıraya gömüyordum ki öce yanıma birinin oturduğunu hissetmem ve kafama üşüşen bir çok kızın ciyaklaması ile kafamı kaldırmak zorunda kaldım. Uyandırılmaktan nefret ederim!
Yanıma oturan kişiye baktığımda Teoman olduğunu görmemle sinir kat sayım daha da artarken göz devirdim ve kızlara bakmaya başladım baktığım kızların bakışları da beni bulduğunda hepsi teker teker dağılmaya başlamıştı hepsi dağıldığında sadece bir kişi kaldığını fark etmiştim Afra. Afraya bakmaya devam ederken sınıfa giren Berkay heyecanlı ve nefes nefese bir biçimde ilk iki dersin boş olduğunu söylerken sınıf kopmaya başlamıştı koca ergenler! Afra sırıtarak Teomana döndüğünde ona bir kahve içmek istediğini söyledi ah bu kız cidden orospuydu! Teoman tam ağzını açmış cevabını veriyordu ki ben konuştum
"Hayır canım kahve falan içemez."
Afra kafasını bana çevirmiş o kaldırmaya çalışığı ancak beceremediği kaşı ile bana bakıyordu
"Nedenmiş sen onun avukatı mısın?"
"Şu klişelikten bir uzaklaşsan diyorum artık. Ayrıca avukatı olmama gerek yok hayır dedim yoksa uzatmak istiyor musun?"
Tüm sınıf sesini kesmiş bizi izliyordu arada Afra şimdi bitti sözleri dönüyordu. Afra hızla sıradan kalkarak konuştu
"Ne yaparsın görelim bakalım hodri meydan ve siz de artık bu kızdan korkmaktan vazgeçin bir b*k yapamaz bu."
Sınıftakiler onaylamaz bakışlarını Afraya gönderiyorlardı çünkü herkes istediğim zaman yapabileceklerimi biliyordu ve şu an sinirliydim
"Öyle miii?"
"Evet."
"Bak bakalım şimdi neler yapıyorum."
Hızla sıradan çıkarak Afranın üzerine yürüdüm gözleri korkuyla yavaş yavaş dolarken sesi titremeye başladı. Önce saçından tutarak yere attım daha sonra bir sağ kroşe de çaktığımda ö-ö-özür di-di-dilerim lafları başlamıştı.
Kolumdan hızla çekildiğinde çeken kişinin Teoman olduğunu onun dudakları dudaklarımı örttüğünde anladım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Zengin Çocuklar
Romance"Ne demek artık babanım ortağı ile aynı evde yaşayacağız?" Annem bana sıcak bir gülümseme göndererek cevap verdi: "Kızım baban böyle istiyor hem iki oğlu da var sıkılmazsınız ne güzel geçinir gideriz." Ne! "Ne demek iki oğlu var yaa size inanamıyoru...