İkinci dünya savaşı esnaları Tel avivdeki Rabin meydanında Madam Clarence ile azrieli kulesi içinde ettigimiz anoten dualarımızın hazan biçimde gökyüzünün kavisli gözlerine ulaşmasını umdugumuz o bohem günleri mütemadiyen sorguluyorum.Birbirimizden asla ayrılmama ahti verdigimiz o anları tanrının şahitligi eşliginde yüksek nidalarla dünyaya anlatıyorduk.
O zamanlar siz Sir Patrick MCcuinen Amerikanın 2. Dünya savaşının uzamasını protestçe kınayıp Vietnam muharebesinden sıkılmanızdan ötürü kendinizi "hippi" kalıbına sokup özgürlügün hakim olmasını istediginiz geniş pantalon ve kesinlikle Ambivalenz karekterinizle meşruti hayat için volswagen t2 ile israil topraklarımızda huzuru aramaktaydınız.bu musanın tanrıyı aramasından farksızdı.
O sıralar Madam clarence tarafından Nevrasteni teşhisi muvaffakiyetine layık görülüşüm ve beni tanrı kadar acımasız kılan olaylar bütünün tek nedeni sizdiniz Sir Patrick.Tamamen çiçek desenleriyle kaplı minibüsünüz ve The beatlesi imrendirecek türden söylediginiz let it be şarkısına john lennon hayranı olan madam clarence'i etkilemek için gitarınızla serenad yaptıgınız imagine tınısı o günleri unutmam için çabaladıgım Disosiasyonist hareketlerimin nedeniydi.Sesiniz en az iblisin sesi kadar altoydu.
Siz iblislerinizi denetleyemediniz bense iblisleri denetliyorum Sir Patrick.Özellikle sizi.Madam clarence'ı kendinize aşık edip amerikaya taşınmanız sonrası kendimi içkiye verdigim dönemlerde bayagı Andrew Lloyd Webber'den The Phantom of the Opera dinledigimi söyleyebilirim.Aşırı bira sonrası yaşadıgım post-epileptik durumlarda füg hastası oldugumu düşünüp Queenden Bohemian Rhapsody şarkısını yüzüme helezonlar halinde vuran güneş ışıgına aldırmadan dinliyordum.Nefesim isa kadar acizdi.Gözlerim tanrı tenli kız için kör olmuştu.
Yıllar sonra sizinle israilde unuttugunuz bu yeşil yaglı boya kaplamalı içerisi en en eski şaraplarla donatılmış mutlaka ızgarasındaki göçük giderilse kullanılacak durumda olan 70 bin kilometre Volswagen t2 içinde buluşmamız ne hoş tesadüf.Gözlerime tanrıymışım gibi bakıyorsunuz fakat tanrıyla empati kurmak için peygamber olmak lazım,siz bu degilsiniz Sir patrick.Ölümünüzü izliyorsunuz ve ilahi nameler yükseliyor sintisayzırlardan.mütesettir olmanız gereken şu yegane anlarınızda anılarınızda kayboluyorsunuz.Ölüyorsunuz fakat bir ölü tarafından parçalanıyor cesediniz.Bu ölü kesinlikle madam clarence.
Ve japon yapımı genellikle kadınların kendilerini korumaları amacıyla gövdesi agaç kavugundan yapılmış bir apon bıçagı bu.Ölmeden önce madam clarence'in ceketinde buldum bunu.Aynı bıçagın sizin sonunuz oldugunu bilmek ne hoş vaka.Kalbinizden yediginiz bu bıçak darbeleri Depersonalizasyon yaşamanıza neden oluyor fakat bu tanrı kadar gerçek,Ölüyorsunuz Sir Patrick.Ölüyorsunuz fakat bir ölü tarafından parçalanıyor cesediniz.Bu ölü kesinlikle madam clarence.
Cehennemde görüşmek üzere...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Madam clarence'a son sözler
RomancePsikolojik çözümlemeler ve basitinden bir aşk.okumalasın be çocuk !