TEK EV

#ev#

Medya( Mira'nın Paşa Dedesinden Kalan Ev)

Merhaba
Nasılsınız? İyisinizdir İnşAllah yeni bölüm geldi. Lütfen yorum yapıp beyenmeyi unutmayın. Hikâye yeni yeni oluşmaya başlıyor. Umarım hikâyeyi seviyorsunuzdur. Kendinize iyi bakın haftaya yeni bölüm de görüşmek üzere.

TEK EV
2.BÖLÜM
ALYA'dan devam

Birinin beni dürtmesiyle gözlerimi yavaş yavaş açmaya çalışdım. İlk önce tek gözümü açıp etrafa baktım. Tek gözüm kapalı şekilde karşımdaki Mira' yı inceledim. Hafiften tebbesüm eden bir yüzle ve heyecanlı bir şekilde
" hadi kalk bak geldik..uyan artıkta sende şu dedemin bana bıraktığı evi bir gör."dedi heyecanla.

İki gözümü de açıp esnemek mi dersin uyanmak mı dersin bilmem ama saçma sapan hareketler yapmaya başladım. Sonunda uykum açıldıktan sonra arabadan indim.

Herhalde Deniz ile Su eve gitmişler çünkü ortalıkta yoklar...! Etrafa baktığımda havanın kararmış olduğunu fark ettim. Kafamı eve doğru çevirince küçücük bir ev olduğunu gördüm. Biz buraya dört kişi nasıl sığıcaktık ki. Hayır yani şöyle bir daha evi alıcı gözüyle inceledim. Ama yok hiç bir türlü sığmayız biz bu eve. Ev küçük şirin ama çok çok çok ufak bir ev. Bu eve Su tek başına bile sığmaz. Çünkü Su' yun makyaj eşyalarını yerleştericeği yer sadece bu ev kadar.
Ee Su' yu eve almayıpta biz üçümüz kalsak yine olmaz...

Miraya bakınca arabanın bagajından kendi valizini indirmeye çalıştını gördüm. Bende kafamdaki düşüncelere ve sorulara dayanamayıp Mira' ya bakıp bu evde nasıl kalabileceğimizi sormaya karar verdim.

"Mira sanki bu ev biraz küçük degil mi?" dedim. Sonra Mira' nın şaşıran yüzünü görünce konuşmaya devam ettim." Yani nasıl sığıcaz ki, hem yoldayken büyük bir ev olduğunu söylemiştin.?"dedim.

Mira bana bakıp yüzünü buruşturdu ve sonra öyle bir kahkaha attı ki bütün sokak Mira' nın kahkahalarıyla doldu. Hayır yani neye güldüğünü anlamadım ki? Komik miydi söylediğim şey.
Ay yazık garibim bu evi görünce delirdi mi acaba? Ama benim dedem de zengin olup bana sadece eski ve ufacık böyle bir ev bırakırsa bende kafayı yerdim herhalde.

Mira'nın Paşa dedesi de nasıl cimri bir adammış. Hayır yani sen o kadar zenginsin o kadar yıl görmediğin torununa git kıç kadar ev bırak. Ne yapıcan parayı kendinle öteki tarafa mı götürücen. Zaten iyi biri olsa yıllardır gelir görürdü torununu. Al işte kız evi görünce delirdi.

Benim suratımın şeklinin değiştiğini gören Mira kahkahasını durdurmaya çalıştı. Ama durduramayınca kahkahalarının arasından arkamdaki bir yeri işaret parmağıyla gösterip

"Ada sen bu eve mi küçük diyorsun?" dedi. Anlamayan bir yüz ifadesiyle işaret ettiği yere döndüm...... sonra

Sonra ne mi oldu? Alya şaşkınlıktan öldü. Hatta ölmekle kalmayıp 'ben şok, ben finish, ben son, ben vafat' kombinini uyguladı. Sonra o yerlere yapışan çenesini ve demin nerdeyse sinek girecek olan ağzını kapatıp kekeliye kekeliye konuşmaya çalıştı.

"Bbu bu evv mi pa paşa de den den k.kaldı" diyebildim.
" evet, baksana eve kocaman burada dört değil 14 kişi bile kalırız kızım biz."dedi.

Cidden de gösterdiği ev koskocaman bişeydi. Heralde böyle evlere köşk deniyordu. Evet evet köşk bildiğin köşk bu.... Kırık beyaz renkteki evin pencereleri maviydi ve o kadar güzel duruyorduki. Hele kapının önündeki o güzel çiçekler...

Mira'yı orda bırakıp evin bahçe kapısından içeri girdim.

Arka taraftaki bahçeye doğru yürüdüm. Ev ön taraftan biraz daha küçük görünüyordu bahçeye girince daha da büyük olduğunu fark ettim. Kocaman bir havuzu vardı. Havuzdan biraz uzak olarak katılmış masa ve sandalyeler vardı. Offf burada gece bir mangal yakıcan.

Ayyy ne oluyor be bana biran deniz gibi konuştum. Heralde evi görünce kafayı yedim ben... tekrar bahçeye göz gezdirdim. Bahçenin kosesindeki salincagi yeni fark ettim. Çoookkk güzel bir bahçesi var, bu evin bahçesi boyleyse içi kim bilir nasildir?