Onu bir anda karşımda görünce, tepki veremeyecek kadar şaşırmıştım. O ise saçlarımı okşayıp gülümsüyordu
"Senin burada ne işin var ?"
"Sevinmedin mi beni gördüğüne?"
" hayır sevindim cok sevindim sadece şaşırdım biraz "
Tekrar gülümsedi sonra burnuma küçük bir öpücü-
Ece'nin kulağımda bağırışları ile güne merhaba ! Elveda güzel rüyam !
" ay ama sende ne uyudun be beria "
" tamam ece uyandım da iki dakika sonra uyandırsaydın nolurdu sanki ? "
" ne görüyordun ki kız sen rüyanda "
" yemek görüyordum cok açım ece kahvaltı hazır mı ? "
" mutfağa geçiyorum sende toparlan gel hazırlayalım birlikte sonra oturur laflarız biraz "
" tamam "
Yataktan kalkarken hala rüyanın etkisinde olduğum için yüzümde oluşan gülümsemeye engel olamadım. Yüzümü yıkayıp saçlarımı taradım at kuyruğu yapıp mutfağa geçtim. Un yumurta ve diğer malzemeleri çıkartıp krep yapmaya basladim ve muhteşem bir başarı ile hiç bir krepi yere düşürmeden yapmayı başardım. Çayları da hazırlayınca beraber sofraya oturduk bir yerden yiyor bir yerden sohbet ediyorduk krebime çıkolata sürerken ece konuştu ;
" bugün işe gitmiyor musun ? "
" gideceğim ama akşam canlı müzik var ya akşamcıyım bugün "
" yani kaç gibi gideceksin ? "
" akşam altı gibi orada olacağım işte "
" istersen bizde takılalım o saaate kadar "
" bilmem olur 4 e kadar sizinle takilirim ordan eve gecer ustumu degistirip kafeye gecerim "
" benden giyinirsin ya "
" olmaz "
" olur olur "
Eceyle inatlaşmak oldukça zordur bu yuzden pes edip sustum. Oda kabul ettiğimi anlamış olacak ki gülümsedi.
Beraber mutfağı toparladıktan sonra ortalığı da toparladık. Yani bildiğiniz baya dip koşe giriştik eve. En sonunda bitirince temizliği kendimi direk koltuğa bıraktım. Ece elinde iki kahve ile gelince yana kayıp ona yer açtım.
" keşke ısrar etmeseydin ben tek başıma temizlerdim yordum seni de "
" saçmalama ya tek başına çok zorlanırdın hem bak pırıl pırıl oldu işte biz de stres atmış olduk "
" canım benim ya çok teşekkür ederim gerçekten "
" önemli değil de sen dünü anlat bakalım "
" ne olmuş düne ?"
" çatıdan düşmüş ayağını kırmış dün ece geçmiş olsuna gittin mi ?"
" hah ? "
" ececim , yavrum dün diyorum beni orada 9 ejderha yumurtasıyla terkeder gibi nereye gittiniz , ne yaptınız ? "
" haa anladım. yok ya bir şey yapmadık biraz yürüdük sadece "
" tamam güzel şimdi doğrusunu alabilir miyim? "
" boş bir ara sokak bulduk "
" sonra ne oldu diye sormayacağım. "
" asıl sen anlat beria dün neydi öyle ?"
" ne neydi ?" ( ölü numarası yapmayı denedim ama yemedi )
" o çocukla tanışıyor musunuz siz ? "
" hayır "
" resmen tüm şarkı boyunca sadece sana baktı da çocuk yani sende ona bakınca... yani siz öyle bakışınca çoğu kişi sizi sevgili zannetti "
" yok artık ! "
" yakışıklı çocuk aslında ya "
" of off yakışıklı da kelime- yani pek dikkat etmedim şarkıyı dinliyordum " ece bana parlayan gözlerle ve sırıtan dişlerle bakınca direk ayağı fırladım.
" Ece hadi film izleyelimm " konuyu kapatmaya çalışıyordum yoksa ece hiç susmazdı
" tamam seç bir film "
" mmm... şu filmin adı neydi ya ? Hah! Senden bana kalan ! "
" nasıl bir film ? "
"Bende tam bilmiyorum aslında adını falan duymuştum denemekten zarar gelmez "
" iyi aç bakalım "
×××
" öldü mü ki kız ? "
" sence? "
"Neden öldü ki yaa "
" ölmeyeydi iyiydi "
" peçete ? "
" olur "
Film sonunda durumumuz tam bir yıkımdı... gidip yüzümüzü yıkadık ve morelimizi yerine getirmesi için hareketli şarkılar açtık. Sonra dans ede ede bana kıyafet bakmaya başladık. Telefonum çalınca eceye müziğin sesini kısması için işaret yaptım . Arayan patronumdu
" alo , Beria ? "
" alo , efendim ?"
" Beria, helin hastalandı bu yüzden bugün sen sahneye çıkacaksın kendine güzel bir şarkı seç altıda burada ol "
Telefon yüzüme kapanınca sersemledım. Eceye durumu anlatınca bana kırmızı çiçekli diz kapaklarimin biraz üstünde biten salaş bir elbise verdi. Her ne kadar isteksiz görünsem de şarkı söylemeyi seviyordum ve eğlenceli olabilirdi eceyi ve sevgilisini de akşam için davet ettim ecenin hazırlanması biraz uzun sürünce ben önden taksiyle gitmek zorunda kaldım. Kafeye girdiğimde ilk gözüme çarpan bülent abi oldu çok gergin görünüyordu. Beni görünce derin bir nefes bıraktı.
" gecikeceksin sandım beria "
" endişelenme bülent abi sakinleş "
" çok güzel olmuşsun sana güveniyorum kızım"
" teşekkür ederim "
( şarkıyı açın ) son kez derin bir nefes alıp sahneye çıktım kalabalığı görünce biraz endişelensemde eceyi görünce rahatladım kendime sakin ol diye fısıldıyordum ellerim terlemehe başladı ama geri dönemezdim artık sakince söylemeye başladım
Tutulmayacak olsa da verilmesi gereken sözler var bazen
gidilmeyecek olsa da bilinmesi gereken yerler
Keşkeyle başlayan cümlelerim var
Yolların hep uzun ve bomboş
Ben belki korkak biriyim
Ama yine de sevebilirim
Ne kadar üzülmem gerekse de
Ama sen bana bakıyorsun da
Beni görmüyorsun ki !
Bu şarkıyı sevdiğim için seçmiştim ama sözlerinin bu duruma bu kadar yakışacağını hiç tahmin etmezdim artık uyum sağlamış söylerken sallanıyordum kendimi şarkı söylerken özgür hissediyordum. Gözlerimi kapatıp söylemeye devam ettim. Herkesi unuttum bir anlığına sadece kendim için söyledim. Sözlerim bitince yavaşça gözlerimi açtım gitarinda son vuruşunu yapıp bitirmesi ile buyuk bir alkis tufani koptu aralardan ıslık sesleri geliyordu ne yapabileceğimi bilemedim hafifce egilip sahneden indim bulent abi gelip sarildi
" sesin muhtesemdi , sen muhtesemdin sarki muhtesemdi cok cok tesekkur ederim "
" tesekkur ederim " gülümsedim. Herkes tebrik ediyordu bende bir yandan teşekkür ediyordum bir yandan gözlerimle eceyi arıyordum en sonunda gördüm ece berkin kolunun altında ve bir adamla sohbet ediyorlardı adamın arkası bana dönük olduğu için göremedim gülümseyerek yanlarına doğru yürümeye başladım ece beni gorunce berkin kolundan çıkıp bana doğru koştu ve sarıldı
" tebrikler bitanem çok çok güzeldi "
" teşekkür ederim canım " gülerek masaya geçtik berk de sarılıp tebrik etti sonra berk konuştu
" sizi tanıştırayım arkadaşım Doruk , bu da Beria " kafamı kaldırınca karşımda onu gördüm. Demek adı Doruktu. Ben dinazor görmüş ördek yavrusu gibi bakarken o bana gülümsedi
" tebrik ederim , sesin çok güzelmiş."
"T-tesekkür ederim " gülümsemeyi başarmıştım sonunda. Onunla tanışmıştım ve beni izlemişt- BENİ İZLEMİŞTİ ! ben şarkı söylerken beni izlemişti ! Kan yanaklarıma hücum ederken o sanki neyi düşündüğümü anlamışçasına gülumsedi. Sonrasında masada yoğun bir sohbet dönmeye başladı. Gülüşmeler, kahkahalar... Berk in yaptığı espriye kahkahalarla güldük sonra bir anda güldüğümü farkedince sustum kendime ve o'na ihanet etmiş gibi hissettim. O dakikadan sonra bir daha gülmedim ve sohbetlere katılmadım. Doruk bunu farketmişçesine beni izledi. Gözgöze gelmemek için sürekli yere baktım. En sonunda eceye döndüm
" canım ben çok yorgunumda eve geçsem olur mu ? "
" tabi ki de olur güzelim saçmalama "
" görüşürüz bitanem " ece ile sarıldıktan sonra berk ve doruğa da kısa bir görüşürüz diyerek mekandan çıktım şu an kulaklığımı çıkartıp çözemeyecektim. İstasyona gelince metronun gelmesini bekledim. Metro gelince saçlarım uçuştu ama bu o kadar da kötü değildi. Boş bir koltuk bulup oturunca kulaklığımı çıkartıp şarķı açtım. Ve çevremdeki insanlara bakındım ama bu sefer hayatları hakkında tahmınlerde bulunmadım sadece tek tek herkesi izledim. Sonra bir anda gözlerim birisine takıldı , Doruk. Tam karşımda oturuyordu. Yine aynı şekilde kulağında kulaklık elleri birbirine kenetli bana bakıyordu . tüm yol boyunca tepkisizce birbirimizi seyrettik . Ne o gözlerini kaçırdı ne de ben. Konuşmadık ya da gülümsemedik birbirimize o şekilde seyrettik sadece. Son durağa gelip insanlar ayaklandıkça bağantımız kesildi bu sefer bende kalıp insanlara karıştım ve bende diğer insanlarla birlikte dışarı çıktım. Bu sefer de o beklemeliydi.22 Ağustos 2015
Hiçbir zaman mutlu olmamalıyım ben. Çünkü bunu haketmiyorum. Herkes hata yapar ama ben geri dönüşü olmayan bir hata yaptim ve ömür boyu bunun bedelini ödeyecegim. Hayatıma hiç kimseyi almamalıyım doruktan uzak durmalıyım hatta belki de buradan gitmeliyim bir koseye cekilip yalniz ölmeyi beklemeliyim çunku benim hakettigim hayat bu..
Günlüğümü kaldirdigimda icinden düsen fotograf sanki butun yazdiklarimi onayliyordu gozumden bir yas dustu fotografa özür dilerim diye fisildadim her zaman yaptigim gibi bunun bir seyi degistirmsyecegini bildigim halde ozur dileyerek fotografi yerine koydum ve uyudum
ŞİMDİ OKUDUĞUN
METRO
Romancebu hikaye de siyah ve beyaz yok. bu hikaye grilerin hikayesi. Bu hiçliğin hikayesi. Bu uçurumun kenarında açmış bir papatyanın hikayesi. " peki neden ? " " çünkü sen fazla sıradansın ."