'Kurban güzel günler görmeli'

57 17 7
                                    

Ağaç gölgelerinin koyuluğu ve ay'ın ışığının aydınlattığı sokaklara iç geçirerek baktı genç kız. Arkadaşının başına birşey gelmiş olmasaydı şimdi burada olmak yerine, sevimli uykusunun tatlı rüyalarında boy gösteriyor olacaktı. Ne harika ki, arkadaşı tarafından 'acil' içerikli bir mesaj alıp tüm bu düşündüklerine elveda etmişti. 

Arkadaşının dediği yere geldiğinden emindi. Telefonunun ekranına baktığında şebekenin olmadığını gördü. Vanessa'nın çağırdığı bir yerden ne beklenirdi ki? Yolun sağ ve sol köşelerinin sonuna kadar giden çam ağaçları gecenin sessizliği ve ürkütücülüğüne bürünmüşlerdi. Issızlığıktan başka çağrıştırdıkları şeydi yalnızlık...

"Kim var orda?" arkasını kontrol etti fakat kimseler görünmüyordu. Hayal felan mıydı tüm bunlar. Birisi geliyordu. Ona doğru. Kurumuş ağaç yapraklarından yere düşenlerin çıkardığı sesti bu ve bir çığlık sesi koptu tüm ağaçların arasından.

"vanessa!" diye bağırdı tüm gücüyle. Ne kadar etkisi olabileceğini bilmiyordu. Karşısında duran beden onu korkutmuştu. Kapşunlu bir gençdi. Gizlediği yüzünü kapşununu açarak belli ettiğinde, genç kız hayretler içerisinde kalmıştı.vanessa... Daha önce gördüğüne saydığı koyunlar kadar bahse girerdi belki.

"Sen... Daha önce"
"Mm demek öyle. Küçük avcımızda ne hafıza varmış öyle?" dalga geçiyordu ve onun ardından kolunu tuttuğunda gördüğü birşeyler olduğundan emindi. Gri siyah karışımı bulutlar, çeneleri kan içinde sisin içinden çıkan birileri ve bir kurt'un uluduğu an. O kurt sanki genç kızın orda olduğunu biliyordu, sanki gözgöze gelmişlerdi. Hayatında son birkaç gündür hiç akıl erdiremeyeceği olaylar oluyordu.

"Yasak birşeyler yapmak zorunda kalacağım ve buradaki yasağı beraber çiğneyeceğiz. Eğlenceli olacak" ses tonu dalga geçer gibiydi aynı zamanda birşeyler ima ediyordu. Kötü görüntüsünün altında gizlediği yada bulabileceği bir açıklık yoktu. Durumum ne kadar kötü olduğu veya içler açıcı olmadığı belliydi. çünkü şu durumda hiçbirşey düşünemez durumdaydı genç kız.

"yasak şeyler çiğnenmek içindi değil mi avcı"
"Ne istiyorsun benden?" dediğinde genç adamın dudakları yukarı doğru kıvrıldı. Hızının ne kadar Olduğu belli değildi. geldiği yer ıssız ağaçlarla kaplı, çöl misali ama çöl gibi olmayan bir yerdi. önlerinde duran ayrıca alayla bakan 12 kişi aidan'ı gördüğünde tuhaf bir hızla selamlaştılar.

"Bu amatör, gençler. Korktunuz mu yoksa?" dedi en önde dişlerini gösteren kız. Başka bir erkek onun omzuna vurdu ve "senin korktuğun kadar değil Kyle" dediğinde diğerlerinden kahkaha yükseldi.

"Aidan, dostum! Bizi ne zaman sattığını hatırlayamıyorum. En az 100 yaşlarındaydım sanırım." dedi eğlenceyle aydınlatılmış yüzüyle başka bir genç adam ve ona karşılık veren esmer tenli kız, aidan'a doğru geldi.

"Abartma joe. Sen 100 yaşında aidan ile tanışmamıştın" diyerek güldükten sonra,elini aidan'ın omzuna attı.
"Senin yokluğunla başa çıkmam zor oldu sevgilim" diyerek, aidan'ın dudağına uzun bir öpücük kondurdu. Birbirlerine gülümsemeleri içten değildi. Ya da sadece aidan için öyle değildi.

"Aidan da geldiğine göre kaldığımız yerden devam etsek mi?" dedi içlerinden başka birisi. Hızıyla başka birinin üzerine atladı. Onlar yerde tepinirken aidan yanıma geldi.

"Kurban, önce güzel günler görmeli" dediğinde sırıtmaya başlamıştı ve sözlerinde yatan uyarı kendini belli ediyordu. Bir adım atamayacak birine bunu söylemesi oldukça saçmaydı. Aidan ona dokunduğunda tekrar birşeyler görmeye başladı ama bu sefer silikti. Aynı kurt ve başka kurtlar daha vardı ve birşeye hazırlanıyorlardı. Geldiklerinde aidan kolunu çekti ve şimdi silik olan görüntüler hiç gözükmedi. Bu görüntüler ne anlam taşıyordu bilemiyordu genç kız. Ne anlam yüklenebilir ki böyle bir duruma? 

Geldikleri yeri inceledi. Uçurum ve deniz. Korktuğu herşey başına gelecekse korkmasa daha iyiydi. Atlamak üzere olan boğuşan ikili, gelen ulumayla yerinde durup birbirine baktı.

"Aidan..." dedi kız tereddütle. Aidan'ın yüzünde belirense eğlenceli bir gülüştü. Uluma durdu ve 10-15 tane kurt koşarak onlara doğru gelmeye başladı. Bu kurt... Gözgöze geldiklerinde kurt'un gözlerinde gördüğü birşey vardı. Acı.
Durduklarında insan hallerine büründüler. Gözgöze geldiği kurt oldukça yapılı ve iriydi. Siyah saçları havadan geriye doğru atılmıştı. İçlerinde 5 tane kız vardı ve oldukça güzellerdi. En öndeki aidan'a doğru geldi.

"Burası bizim bölgemiz black" dedi. Soyadıyla hitap ediyordu demek. Arada gözgöze gelseler de sürekli gözlerini kaçırıyordu.
"O hariç" dedi genç kızı göstererek.
"Ama siz olmaz" sözlerinde tehdit vardı. nefret vardı.kin vardı.öfke vardı ve gizlediği acı.

"Beni özlemişsindir diye düşündüm ky" dediğinde çocuk kurt haline büründü ve aidan'a saldırdı. Sanırım ısırmıştı. Aidan Kolundaki yarayı önemsemeden kurda doğru hamle yaptı. Hızıyla koşan kurtlardan birinin üzerine zıplayıp kafasını çevirdikten sonra, kurdun üzerinden zıplayıp ky'a doğru atladı. Alnının ortasından çaprazla gözlerinin altına kadar çizik oluştu. Kafasını çevirdiği kurt kafasını kaldırıp acıyla inledi ve gözlerini yumdu. Gözlerinden gelen yaşı görmüştü genç kız ve acı çektiğine inanıyordu. Ky nefretle bakan gözlerini aidan'a dikti.

"Bu çiğnediğin 3.yasak aidan. Birdahakine çiğnediğin yasakların bedelini ödiceksin" diyerek ormana doğru koşup gözden kayboldular.
"Ben ky ile karşı karşıya gelmem ama George tam bana göre" dedi elerini çıtlatan çocuk.

"Eğlencemize devam edelim o zaman" dedi başkası ve ellerini çıtlatan çocuğu hızıyla uçurumdan aşşağı sürükledi ve denize atladılar. Eğlendiklerini belli eden sesler çıkarıyorlardı. Sonra diğer herkes onların yaptığını yaptı ve denize atlamaya başladı. Aidan'da. Genç kızın yanına şimdiye kadar hiç konuşmayan bir kız geldiğinde şaşırmamış olması elde değildi.

"Başka bir asılı daha kızdırdık ama bu eğlenceye engel değil" diyerek giderken genç kız kolunu tuttu.
"Aralarında ne var?"
"İlerde öğreneceksin amatör" diyerek hızlandı ve vücudunu çevirerek denize atladı.

...

"Sana yardım etmeyi bende isterim. Bunu görebiliyorum hiçbirşey bilmiceksin aslında" dedi denizden çıkmış olan sessiz kız.

"Sana zarar vermicem korkma. Ayrıca ben vampir değilim ve..." kısa bir süre durakladıkdan sonra tekrar konuştu. "Bunu hissetmiş olman gerekirdi."

"Üzgünüm ama seni anlamıyorum" uçurumun daha ilersinde olan ağaçlardan birinin gölgesine oturdular, diğerleri hala eğleniyorken.

"Ne olduğumu kimse bilmiyor. Ben bile. Aidan'ın babası beni yanına almıştı. Tek bildiğim gelecekle ilgili bir şeyleri hissedebildiğim. Ne acı değil mi?" Dedi uzanıp gökyüzünü izlerken.

"Aidan ile çok iyi anlaşırız. Sümsük Kyle ile bile" dediğinde Alexis gülümsedi. Onunla iyi geçineceklerini düşünüyordu.

"Aidan bir asıl. Babası da öyle Ama yaşça daha büyük. Gerçekten inanılmaz ve... Korkutucu bir karakteri var. Baba oğul soğuklardır ama Aidan biraz daha... Nasıl söylesem bilemiyorum?" dedi gözlerini gökyüzünden ayırıp alexis'e bakarak. Gözlerinin içine baktığında yazılar görmeye başladı.

"Sendenim"
"Sende-?" kız hızla ağzını kapattïğında kaşlarını çattı. Ve şimdi dudaklarını oynatmaya başlamıştı.

"O... Çift kişilikli" gözlerinin pörtlediğini veya yuvasından çıkacak olduğunu biliyordu. Karşısındaki kız ona sessiz ol işareti yaptığında kafasını salladı. Elini çektiğinde gürültülü ve yavaş bir nefes alıp tekrar konuşmaya odaklandı. 

"O nasıl bir... Vampir?" diye hüsrana uğradığında biraz önce kapışan ikili uçurumun kenarında belirdi ve tekrar birbirlerine vurmaya başladïlar. Kız, ayağa kalkıp etrafa bakındı ve ardından alexis'in kulağına eğildi. Uzun bir süre bekledikten sonra inanılmaz bir sessizlikle fısıldadı.

"O bir vampir değil. O bir şeytan" dedikten sonra geri çekilip hiçbirşey olmamış gibi diğerleriyle eğlenmeye gitti. Aidan gelmişti ve eğlenerek ikiliyi izliyordu. Mümkün müydü böyle birşey.

GİRDAPHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin