Kendime geldiğim de eski bir inşaat binasındaydım. Etrafıma baktığım da o erkekler dövüş eğitimi yaparlarken bir kaç adam da aralarında konuşuyorlardı. Bir sandalyeye bağlanmıştım. Ellerim ve ayaklarım bağlıydı. Fakat sonra daha korkunç bir gerçeği fark ettim. Bir atlama tahtasının üstünde eski bir sandalye ile duruyordum. Aşağıda ise içi su ile dolu cam bir fanus vardı. Bu adamlar benden ne istiyordu? Kızıl saçlı bir çocuk ellerini ağzının iki yanına koyup aşağıdan bana bağırdı.
-Fazla hareket etme güzellik! Yoksa suyun dibini boylarsın! Kahramanına demek istediğin bir şey var mı?
-LEE HYUN KURTAR BENİ!
Diye bağırdım. Kızıl saçlı ve diğerleri güldü. Sandalye biraz sallanınca korktum ve elimden geldiğince hareket etmemeye çalıştım. Bir motorbisiklet içeri girince bunun Lee Hyun olduğunu anladım. Kaskını yere attı ve hızla kızıl saçlının yakasına yapıştı.
-KIZ NEREDE LAN?
-SAKİN OL ŞAMPİYON! YUKARI BAK!
Dedi kızıl saçlı. Lee Hyun çocuğun yakasını bıraktı ve benim tarafıma baktı. Beni görünce gözleri sinirle parladı.
-KIMILDAMA!
Dedi ve adamlara saldırmaya başladı. Eski sandalyeyi daha fazla atlama tahtası kaldıramayacak gibiydi. Gözlerimi kapattım ve derin bir nefes aldım. Lee Hyun'un yanına bir grup erkek geldi. Onlarda kavgaya karışırken siyah saçlı bir erkek yanıma geldi ve yavaş bir şekilde beni çözmeye başladı. Beni kucağına aldı ve yavaş bir şekilde demir merdivenlerin oraya getirdi. Aşağıya yavaş, yavaş inerken tahta sandalyenin atlama tahtası ile beraber kırıldığını gördüm. Siyah saçlı beni yere bıraktı.
-Teşekkür ederim.
Dedim. Gülümsedi ve kavgaya geri katıldı. Diğerleri birileriyle dövüşürken Lee Hyun iki adamla boğuşuyordu. Bir tanesi bıçak çıkardı. Koştum ve Lee Hyun'un önüne geçip adamın eline tekme attım. Adam bıçağı yere düşürdü.
-Bunun bedelini ödüyeceksin sürtük!
Dedi. Sırıttım.
-Sıkıyorsa ödet kuş beyinli!
Dedim ve karnına sertçe bir tekme attım. Yere düşünce saçından tuttum ve tam kasıklarına tekme attım. Adam acıyla yere düştü. Diğer adam Lee Hyun'u bıraktı ve bana doğru geldi. Kolundan tuttum ve arkasında birleştirip dizimi beline sertçe vurdum. O da yere düştü. İkisine de hızla bir tekme attığım da ikisinin de ağzından kan geldi. Diğerleri korktu ve kaçtı. Lee Hyun ve diğerleri bana şaşkınlıkla bakıyorlardı.
-Az önce büyük patronları dövdün!
-Woah! İnanılmazdın!
-Dostum sen cidden kız mısın?
Dedi siyah saçlı gülerek. Gülümsedim. Lee Hyun kolumdan tuttu ve motorbisikletine bindirdi.
-Yah! Ne güzel konuşuyorduk?
-Erkek arkadaşın yoksa benimle çıkar mısın?
-BU KADAR YETER!
Dedi ve motorbisikletine binip gaza bastı.....
Yol'da ikimizde konuşmuyorduk. Lee Hyun çok hızlı sürüyordu. Bir ıssız sokağa girdi ve motorundan indi. Kaskı çıkarttı. Ben de çıkarttım. Onun gibi motordan indim. Bana döndü.
-Aklından ne geçiyordu?
-Seni korumak istedim.
-Yardımına ihtiyacım yoktu Hi!
ŞİMDİ OKUDUĞUN
STUPID
Fanfiction"Ben Lee Hi lise öğrencisiyim. Bu sene Çin'den Güney Koreye gidiceğiz ve yeni hayatım olucak. Acaba beni Kore'de neler bekliyor?" ©TÜM HAKLARI SAKLIDIR