◆letzte Episode →1◆

4.6K 632 415
                                    

Min Yoon Gi yüzüne temas eden güneş huzmeleriyle gözlerini kırpıştırarak açtı.Kafası bir örsle parçalanmışçasına ağrıyordu ve bacaklarına iğne batırılıyormuş gibi hissediyordu.
Bir süre kendine gelmeyi bekledikten sonra büyük yatağın içinde gerindi ve yatağın kenarlarından destek alıp doğruldu. Dünkü yağmur yüzünden hala nemli olan kabarmış sarı saçlarını karıştırıp pencereden dışarı baktı.

Yağmur etkisini kaybetmiş, güneş bütün solgunluğuyla parlamaya başlamıştı.Gözlerini denizle buluşturduğunda, günler sonra ilk defa gülümsediğini farketti.Bu adadayken gülümseme eylemini tozlu rafa kaldırmıştı.

Hırçın dalgalar pasifleşmiş, yerini denizi okşayıp sakinleştiren güneşe bırakmıştı.

Min Yoon Gi o an içinde bir şeyin kıvılcımlandığını hissetti.Daha önce içinde barındırmadığı, kendisine yabancı bir histi bu.

Yaşama isteği.

Hayatını bir puzzle olarak düşünürse, tehlike onun için en önemli parçaydı. Defalarca kirli işlere bulaşmış, hayatı tehlikeye girmişti fakat hepsinin sonunda bir ışık bulmuştu.

Ama bu adadaki günleri boyunca kaçmak adına kazıdığı tünellerin hiçbirinde ışık yoktu.Burada tamamen karanlığın esiri olmuş, bütün umutları bir vakum gibi sömürülmüştü.

Ayaklarını yataktan dışarı sallandırıp terliklerini giydi ve banyoya girdi.Kafasını kaldırıp aynaya baktığında yüzünü buruşturmasına engel olamamıştı.Yüzü bir cesedin yüzünden farksızdı.Göz altları uykusuzluktan şişmiş, mor rengin egemenliği altında kalmıştı. Zayıfladığını bariz bir şekilde görebiliyordu.

Yüzüne soğuk suyu defalarca çarptıktan sonra kenardaki, henüz açılmamış paketten bir diş fırçası çıkardı.Naneli ve ferah macunun tadı ağzına yayıldığında, bütün vücudunu macunla temizlemek istedi.

Duşa özlem dolu bakışlarla bakarken, bu özlemini yatıştırmaya çalıştı.Bütün sır açığa çıkana değin soyunmaya ve akan suyun altına girmemeye kararlıydı.

Banyodan çıktıktan sonra üzerine temiz bir şeyler geçirip kapısının kilidini açtı. Neredeyse iki gündür ağzına bir şey girdiği yoktu bu yüzden midesi isyan bayrağını çekmişti.

Ses yapmamaya çalışarak mutfağa indi.

Kimse ortalıkta görünmüyordu.

*
*
*

Park Jimin kayalıkların üzerinde otururken bir yandan da güneşin içine işlemesine izin veriyordu.Güneşin kendini belli etmesiyle kasvetli havasından kurtulmuş, içinde büyüyen umut kırıntılarına engel olamamıştı.

Kenarında duran nemli deniz kabuklarını eline aldı ve denize fırlatarak taşların doğrusal yol alışını hayranlıkla seyretti.Bir an icin kendini denizin kucağına bırakmak,zihnine tutkalla yapışmış ve her yerine yayılmış ölüm korkusundan arınmak istedi.

Bugün ölmek istemiyordu.

Yüzünü yalayıp geçen rüzgârla gözlerini kapattı ve bir kolunu usulca yukarı kaldırdı. Parmak aralarında hissettiği gıdıklanma kıkırdamasına neden olurken, elini yumru haline getirdi.

Yaşaması için bir sürü nedeni olduğunu hissediyordu. Gözlerini sonsuza kadar yummak ve hissizleşmek istemiyordu.

Ayağındaki siyah botları çıkarıp denizin ayaklarıyla temas etmesine izin verdi.Anında ayaklarını saran soğuk ürpermesine neden olurken, bu ürpertiyi kabul edermişçesine ayaklarını biraz daha suya daldırıp sırıttı.

Bileklerine kadar sıçrayan suya hipnoz olmuş gibi bakarken,evde duyduğu kırılma sesiyle hızlıca ayaklarını sudan çekti.İçini dolduran sıkışma hissi yine kendini belli ederken çıplak ayaklarının kuma bulanmasına izin verdi.

Parlayan gözleri,fırtınanın habercisi sesle donuklaşmıştı. Güneşin gölgesinde kalmış eve doğru yürürken, kapıdan telaşla çıkan Taehyung'u görünce duraksadı.

Taehyung'un yüzüne sinmiş endişe ve korku sırıtmasına sebep olurken, Taehyung Jimin'in karşısına geçip alaylı bir sesle konuştu.

"Her şey bitti Park Jimin.Adada sadece ikimiz kaldık."

Jimin'in gözleri Taehyung'un belindeki silaha takılırken, görmezden gelip keskin bir tonla konuştu.

"Baştan beri sen olduğunu biliyordum, Kim Taehyung."

Taehyung sert bakışları aksine titreyen elleriyle belindeki silaha asıldı ve Jimin'e doğrulttu.

"Hala inkar ediyorsun, beni öldüremeyeceksin Park Jimin.Bu ev benim mezarım olmayacak."

Jimin soğukkanlı bir şekilde bakışlarını silahın namlusuna sabitlerken beklenmedik bir hareketle Taehyung'un kolunu kavrayıp hızlıca döndürdü.

Taehyung acıyla haykırırken silah ellerinden kayıp kuma saplandı.Jimin ani bir çeviklikle silahı eline aldı ve az önceki rolleri tersine döndürdü.

Karşısındaki adam korkusunun karanlığıyla boğuşurken, güneş ışınları adamın yüzüne çarpıyordu. Derin bir nefes alıp tetiği çekti ve silah sesi bütün adaya doldu.

Kapalı gözlerini açtığında bakışlarını Taehyung'un ağzından boynuna doğru yol olan yoğun kana sabitledi.

Kim Taehyung ölmüştü.

Tam kalbinden vurularak.

Park Jimin elindeki silahın ayak uçlarına düşmesiyle,gözlerini tılsımmış gibi çeken kan birikintisinden ayırdı ve içindeki bütün korkunun kaybolup yittiğini hissetti.

Kurtulmuştu.

Bu savaştan sadece kendisi sağ kurtulmuştu.Ağzından çıkan sevinç kahkahaları ölüm sessizliğine bürünmüş adayı doldururken ellerini yukarı kaldırıp tekrar rüzgarı hissetmeye çalıştı.

Artık huzursuzluk yoktu, korku yoktu.Günler sonra damarlarına yeniden enjekte olan özgürlüğü bütün benliğini sarmıştı.

Karşısındaki büyük eve bakıp mutlulukla iç geçirdi.Cesetler umrunda değildi, artık ömür boyu burada kalabilirdi.

Vücudu yorgunluktan isyan ederken ayaklarının onu yatağına sürüklemesine izin verdi. Doya doya uyumak, günlerce yatağından çıkmamak istiyordu.

Gözleri yavaşça kapanırken ahşap merdivenlerden yavaşça çıktı ve odasının kapısını açtı. Gördüğü kurulu mekanizma gülümsemesine sebep olurken, burnuna yine menekşe kokusu doldu.

O gelmişti.

İntikam için buradaydı.

Gözleri küçük çocuğun hayaleti üzerinde dolanırken, tahta sandalyenin üzerine hipnoz olmuş bir şekilde çıktı ve ellerini aşındıran halat ipi boynundan geçirdi.

Onun isteği buydu.

Açık penceresinden içeri dolan rüzgar gözlerinin kapanmasına neden olurken sandalyeye sert bir tekme attı.

Sandalye düşmemişti.

Biraz daha çırpındıktan sonra altındaki sandalyenin çekilmesiyle boğazında bir baskı hissetti.

Nefesi yavaşça kesilirken gidip gitmemek arasında kalan bilinciyle son kez karşındaki adama baktı.

Bu oyunun galibi kendisi değildi.

cesetler evi » bangtan ✅Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin