"Aa anne bak bulutlar hareket ediyor!" Dediğimiz zamanlar vardı. Çocuktuk işte biz o zaman. Bize alınan küçük bir çikolatadan dünyanın en mutlu insanı olurduk. Kendimize göre inandığımız şeyler vardı. Mesela ben küçükken yediğimiz herşeyin ağaçta yetiştiğini sanardım. Hiç babamın yere düşüp dizini acıttığını görmedim, büyüyünce hiç acılarım olmayacağını sanardım. Ama o küçük beynim kalpteki acıların daha ne olduğunu bilmezdi o zamanlar.
O zamanlar hoşlandığım bir kız vardı bizim sınıfta. Ne bileyim güzeldi, hoşlanıyordum, küçüktüm, içimdeki duyguların ne olduğunu bilmiyordum. Kalbim henüz bir bataklığa girmemişti, olabildiğince saf duygularımla hissediyordum ona karşı olan hislerimi. Küçüktüm dedim ya, onu görünce kalbim yerinden çıkacak gibi olurdu. O yüzden o zamanlar hiç söyleyemedim gülüşünün içimi ısıttığını. Sonra oradan ayrıldık zaten, bir daha onu hiç göremeyeceğimi hissetmiştim işte o zaman. Kalpteki acının şu dizimdeki acıdan daha fazla acıttığını o zaman anlamıştım.
O zamandan sonra bütün saf duygularım da öldü. Gerçekten sevdiğimi sandığım insanların hepsinin birer birer hayatımdan çıkışlarını izledim. Hiç ses etmedim onları izlerken, kalbim biraz daha acıdı. Ben her kalbim acıdığında seni getirdim aklıma "O olsa bırakmazdı beni" dedim içimden. Ama senin hiç haberin olmadı "sekiz yaşım."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Beni Yalnızlığımla Yalnız Bırakın
Phi Hư CấuKimileri biraz yalnız, kimileri çok yalnız, kimileri kalabalıkta bile yalnız, kimileri hep yalnız, bazıları sadece yalnız. Bırakın beni yalnız kalayım, ben alışmışım yalnızlığa, fazla gelir bana iki kişilik kalabalık. En iyisi siz beni yalnızlığımla...