(multimedya: Veli)
Kafasını karnına doğru eğerken ter damlaları saç aralarından kurtulmuş hızla ensenin den gömleğinin içine doğru kaçmaya çalışıyordu
Baktığında gülmeye başladı lanet olsun Orhan diye geçiriyordu içinden derin bir oh çekti, kurşun karnını sıyırıp geçmişti adam sarhoş olmasa karnında kocaman bir delik açmaması içten bile değildi
Bu sıyrık Ahmet için bir sorun teşkil etmiyordu hemen Sedat'ın ofisine dalıp orada durumun ne olduğunu görmek istiyordu
Girdiğinde Orhan Sedat'ın masasının üzerine oturmuş Sedat yerde yatıyordu
Ahmet'in şaşkınlıktan gözleri yuvalarından fırlayacak gibiydi
-ne yaptın sen
-bir şey yapmadım ölmedi, bu kadar çabuk ölmeyi hakkediyor mu sence?
Bunu söylerken sigarasının külünü Sedat'ın ters yatan bedenine dökmüştü
-Orhan bizi nasıl bir belaya soktuğunun farkında mısın? Biz buraya tahsilat içi geldik ama senin saçma sapan nefretin yüzünden 5 kişiyi öldürdüm ve sen Sedat'ı yere sermiş üzerinde tepiniyorsun Ömer abiye ne diyeceğiz seni aptal. Bıraksa...
Orhan sert ve yüksek bir sesle sözünü kesmişti Ahmet'in
-yeter.. sana öldür diyen oldu mu öldürmeseydin alet etmeseydin kendini, ben silahıma davrandığım gibi sen iki kişiyi gebertmiştin zaten
Bana pek bir istekli göründün sevgili kardeşim şimdi neden mızmızlanıyorsun ki
Bunu söylerken umursamaz bir tavırla konuşuyordu Orhan
Ahmet şuan kardeşi mahiyetindeki çocuğu tanıyamıyordu Orhan böyle biri değildi hele kendisine karşı hiç böyle davranmazdı sesini yükseltmezdi
Bir şey demedi artık onunda umursamaz bir tavrı vardı
-bunu ne yapıyoruz diye sordu soğuk bir ses tonuyla Sedat'ı gösterip
-bununla ben ilgilenirim biraz konuşacağız
Bunları söylerken pis pis sırıtıyordu
Ahmet ne söylediğine anlam veremiyordu iyice saçmaladığını düşünüyordu ama artık uğraşmak istemiyordu
-iyi ne yaparsan yap ben gidiyorum saygımı öğretirsin terbiyemi verirsin ne yaparsan yap
Öfkeli bir sesi vardı Ahmet'in ama Orhan'ın onu duyduğundan bile şüpheliydi
Ahmet lanet olsun deyip arkasını dönüp odadan çıktı.
Ofisten aşağı inerken sanat eserine bakıyordu Ahmet, sevmediği bir sanat eseriydi şüphesiz ama mecbur kalmıştı ya onlar olacaktı şuan yerde yatan bedenler yada onlar olmalıydı, o halde iyi olan kazanacaktı ki kendileri kazanmıştı. Ortalık kan gölüne dönüşmeye başlamıştı midesinin bulandığını hissetmişti Ahmet bu manzara karşısında bir an önce çıkıp gitmeliydi bu mezarlıktan.
Orhan bir müddet daha bekledi. Ahmet'in gidişine emin olana kadar gözleriyle takip etti, arabanın ani kalkışını ve gaz verip hızla gittiğini anlayınca hemen sedatı yerde sürükleyerek garajına indirdi, arabasına bindirip kendisi de şoför koltuğuna geçti ve son sürat ayrıldılar bardan
....
Veli kapının yarısına kadar açık olduğunu gördü arabasından inerken kapıya biraz daha yaklaşınca tam olarak görünmese de siyah kundura geçirilmiş bir çift ayağın yerde uzanmış birinin olduğunu anlatıyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Son Kurşun
ActionMerhabalar.. şu an ''Son Kurşun'' adlı çalışmamı yayınlamaya başlıyorum tarih 22.08.2015 ve takipçi sayım sıfır Allah yardımcım olsun :) öncelikle yayımlamaya başlamadan önce bir kaç şey açıklamak istiyorum... ilk yazdığım veya yazacağım yazıları k...