sedatın yeğeni

6 1 0
                                    

Saat gece yarısını geçmeye yüz tutmuştu Samet yatağından doğruldu her şeyi düşünmüştü beraberindeki iki adama baktı her an emir alacaklarmış gibi dudaklarına bakıyordu ikisi de mert ve gözü karaydı ikisi de sadıklardı kendisine ayrıca.

Yüzünde derin kesik olanla kavgayla başlamıştı arkadaşlıkları

...

Dalgın dalgın yürüyordu, karanlığın esrarengiz gizemi kaplamıştı her tarafını, ağzından çıkan buğu havaya karışırken can çekişiyordu adeta

Birden bağrışma sesi gelmişti kulağına yan sokaktan, normalde olsa umursamadan yoluna devam ederdi ama anladığı kadarıyla iki üç kişilerdi ve tek kişinin üstüne gidiyorlardı. Dişleri kırılmak üzereydi gıcırdamaktan nefret ediyordu böyle kişilerden kendince adaletliydi ve kendi adalet anlayışına tersti bir grubun tek kişiye meydan okuması

Ayakları yan sokağa adamların olduğu yere kadar götürmüştü kendisini

Sokağın başında gölgesini izleyen gruba bir bakış fırlatmıştı hepsi birden kendisini izliyordu ve tam tahmin ettiği gibi üç kişi birini aralarına almış biraz sonra kahpeliklerini gözler önüne sermek için fırsat kolluyorlardı

Ortada duran kişiye baktı bir müddet, yüzünde derin bir çizik vardı belli ki bu kavgası ilk değildi 1.85 civarında boyu vardı kilosu da ancak 80 i bulurdu, etrafında duran üç kişinin işi kolay değildi belli ki ama o yinede bu olaya karışmak ve gecenin sessizliğini bunların çığlıklarıyla bozmak istiyordu.

''Siz'' diye konuşmaya başlamıştı adamlara yaklaşırken hiç biriniz yaşamayı hak etmiyorsunuz adi herifler kaşlarını çatmış hızlı adımlar atıyordu

-Sende kimsin be adam, diyerek biraz çekingen bir soru attı birisi belli ki başları buydu, nefretle bir bakış fırlattı adama, hiçbir etki etmemişti adamın cılız konuşması

Havadan yumruğunu adamın burnuna indirirken ancak konuşabilmişti;

''Azrailiniz piç kuruları''...

Ortada ki adam da hemen birinin boynuna yapışmış yumruğunun en sert halini gözleriyle buluşturmuştu diğerinin

Üçüncü ve son kalan başına geleceklerden haberdardı artık ki hemen kaçmıştı oradan

Samet burnu kan kusan adamın üstüne çıkmış vurmaya devam ediyordu

İşte siz busunuz hemen birbirinizi satarsınız aşağılık adiler.

Adamın gözleri yuvalarını terk etmek için fırsat kolluyordu adeta kan şöleni vardı ortada ve bu şöleni veren Samet'in kollarının arasındaki adamın cansız bedeniydi...

Yüzü çizik adamın yeter diye bağırmasıyla yumruğu havada asılı kaldı Samet'in

Yavaşça üzerinden kalkıp duvarın dibine çökmüştü cebinden marlboro sigarasını çıkarıp ağzına götürdü bir tanede adama uzatmıştı ikisi de havanın rengini maviye boyuyordu ve bu onların kutlamasıydı.

İşte o gün yanında çalışması için ikna etmişti devrimi

...

Çıkalım artık diyerek oturduğu yerden kalkıp kapıya yöneldi Samet

Arabaya bindiklerinde adam komut bekliyordu

Barın iki arka sokağına çek arabayı diyerek merakını gidermişti adamın

Samet kafasında son kez planlarını geçirdi gözden

Beş dakika gibi kısa bir zamanda gelmişlerdi karanlık ve sessiz bir sokağa girmişlerdi

Sokağın sonunda bir logar kapağı var tam arabayı kapağın önünde durdur

Sokağın başında birisi vardı ve kendilerine doğru geliyordu, acaba kendileri için mi gelmişti bu adam yoksa sıradan birisi miydi, belki bu işi yapanlar kendisinin şehre geldiğini duymuş ve birini yollamışlardı ama benim için tek bir adam yollamak hata olur diye geçirdi içinden -devam et sen diyerek ikinci emrini verdi adamına

Adam meraklı bakışlarla dinliyordu emirleri soru sormasının fazlasıyla hatalı olacağının farkındaydı, o yüzden sadece verilen emirleri uyguluyordu.

Yaklaştılar, yaklaştılar,yaklaştılar... ve adam cam hizasındaydı kendisine bakıyordu o kendisini göremiyordu ama içerdeki gözlerin onu süzdüğünden emindi hiç bir şey olmamış gibi devam ettiler, adamda zaten yoluna devam edip sokaktan ayrıldı hızlıca.

Tam denilen yerde logar kapağı vardı ve tam önünde durdular

Samet arabadan inip kapağın üzerinde gezdirdi önce ayaklarını etrafına bakınıyordu, kimseye görünmek istemiyordu anlaşılan,

-Ne yapıcaz efendim burada?

-Kapağı kaldırın buradan gizli bir bölme var barın garajına çıkan, kapıda polisler varsa da içeride kimsenin olacağını sanmıyorum.

Devrim kapağı kaldırıp içeriyi kontrol etmeye çalışıyordu, belli ki buranın işlevselliği yoktu yıllardır

İçerisi kuruydu

Bir hamle yapıp önce devrim atladı içeri ne olur ne olmaz diye

Kötü kokuyordu ama güvenilirdi burası kafasıyla onay verdikten sonra sırasıyla Samet ardından diğer adam atladı içeri kapağı tekrar kapatıp garaja çıkan yola doğru yürümeye başladılar..

Amcam zeki bir insandı diye söz başladı Samet yürürken

Her şeyi düşünürdü bu işin karanlık yüzünün farkındaydı o yüzden önce bu yolu yapmıştı ve dahası diyerek bi duvar görünümlü bir kapının önünde durarken

Ve garajdaki ayrı kamera sistemini taktırmıştı, muhtemelen içeride artık bir kamera kaydı yok ya amcasını kaçıranlar temizlemiştir her şeyi yada polisler çoktan el koymuştu kayıtlara ama garajdaki.. o gizliydi amcası ve güvendiği kişiler hariç kimsenin haberi yoktu

Bunu yapanların garajı kullanmış olmasını umuyordu yoksa bütün planlarında değişiklik yapmak zorundaydı ve o kadar sabredemezdi, her geçen dakika öfkesi de nefreti de artıyordu bir an önce bulup cezalarını kesmeliydi artık

Kapı yıllardan sonra uyandırılmasından rahatsız olmuşçasına büyük bir gıcırtı çıkararak açıldı kimse yoktu ortada garaja girmek için duvardaki büyük araba posterini parçalamak zorunda kalmışlardı.

Sabah ilk ışıklarını dünyaya yollarken polisler buraya tekrar girecek ve artık gizli bölme diye bir şey olmayacaktı ama şuan bunu düşünmüyordu bundan daha kötüsü olmayacaktı bir daha şüphesiz.

İçeride eski koleksiyonluk birkaç araba ve birkaç tanede bunları kıskandırmak için bekleyen son model araba duruyordu.

Vakit kaybetmeden duvarda asılı duran ilk yardım dolabına yöneldi, bu sadece göstermelik bir dolaptı ve içinde kamera sistemi vardı içini açıp kaseti içinden alırken yüzünde yanılmamış olmanın mutluluğu vardı...

a

Son KurşunHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin