(multimedya: Orhan ile Ahmet)
(multimedyada çatışmaya girdiklerinde çalan müziği verdim iyi dinlemeler ve okumalar :)
son baharın gelişini müjdeleyen yapraklar çoktan kendilerini rüzgara bırakmış ahenkle dans ediyorlardı havada, güzel bir yürüyüş havası hakimdi,
sedat ile tahsilat işi olmasa yapacakları bir sürü çılgınlık bulurlardı kesinlikle ahmetle orhan
ama şuan ikiside gülmüyordu düşündükleri şey bir an önce oraya ulaşıp tahsilatı yapıp çıkmaktı.
bu kinin sebebini ikiside bilmiyordu aslında belkide her tahsilat zamanında o koca dudaklarını belli belirsiz oynatışı, içeri girdikleri anda kaşlarının angry bird türünü andırması olabilirdi, kapıdan çıktıkları anda ellerini sağa sola sallayıp çok sağlam şekilde küfür yediklerinede emindiler ayrıca..
-yine geldik hı?
-lanet olsun geldik geldik
ahmet her ne kadar sevmesede kardeşi kadar asabi değildi elini bacagına hafifce vurup zorlada olsa gülümsemeye çalıştı
-sakin ool hemen tahsilatı yapıp çıkıcaz kardeşim tamam mı her zaman ki gibi sonrada bişeyler yaparız keyfimiz yerine gelir tamam mı?
hadi bakalım deyip omzuna vurdu şaka ile
-silahın yanında mı?
suratı bir anda buz kesmişti ahmetin daha önce hiç sormazdı böyle birşey afallamıştı
-ne yapıcaksın silahı orhan
-aldın mı?
-hiç gerek duy..
-kahrolası silahını aldın mı almadın mı ahmet
değişik bakıyordu,soğuk bakıyordu, ve sadece cevap beklediği her halinden belliydi..
keşke böyle yapmasaydım diye düşündü içinden en azından bu kadar sinirlenmezdi
başını önüne eğip tastikledi
-güzel hadi gidelim o halde bakalım yine oynatabilecek mi dudaklarını adi herif
içeri girerlerken kapıda 2 kişi vardı, tanıyordu herkes orhanla ahmeti hemen kapıyı açıp içeri davet ettiler, nazik olmaya çalışıyorlardı orhan hiç oralı olmadı erken saatlerde işlek olmazdı bar, hatta hiç müşteri olmazdı ve senaryo değişmemşti içeride iki kişi masaları düzeltmeye çalışıyorlardı
hemen sedatın ofisine yöneldiler, sedatın onları gördüğüne emindi ama dışarı çıkmamıştı karşılama yapmamıştı
işte bu deli ediyordu orhanı kendilerini takmaması çileden çıkarıyordu
belinde bir serinlik hisseti orhan terlemişti sinirden gözleri yanıyordu acaba kızarmış mıydı yoksa o mu öyle hissediyordu ellerinin titremesini engellemeye çalıştı bir müddet fakat pek başarılı olmadı
bu sefer ki tahsilat her zamanki gibi olmayacaktı bu açıktı ahmet göz ucuyla içerdeki kelle sayısını belirlemeye başlamıştı bile, iki kapı önünde iki temizlikçi ki bu temizlikçilerin normal olmadıgını biliyordu 1 kişi bar kısmında kafayı bulmayı planlıyordu ve iki kişide hemen ofisin kapısında beklemekteydi akşam olmadığı için derin bir oh çekiyordu
ahmet gözlerini kısıp konuşuyordu titremesi geçmişti ama öfkesi hala dinmemişti
-nerede
-?
-dalgamı geçiyorsun benimle acelem var ve seninle zamanımı harcayamam çabuk ver gidelim
-yavaş ol aslanım ne oluyor her şeyin bi usulü var ne biçim konuşuyorsun sendiyerek sert çıkışmıtı Sedat
Olacakları bilse kesinlikle öyle bir çıkışı yapmazdı kesinlikle ama bu veletlern hadlerini aşacağını kim tahimn edebilirdi ki..
ahmet orhanın el hareketlerini takip ediyordu sadece, çünkü konuşmanın sonunu biliyordu tek bi hareket ile kapıdaki iki ızlanbut korumayı ve en az aşağıdaki iki kişiyi indirmesi gerekiyordu kafayı bulmaya çalışandan korktugu yoktu bu sıcakta tek bir kadeh bile onu maymun etmeye yeterdi ama dört kişiyle baş edemezlerdi ve iki kişiyi indiremezse burdan sağ çıkmalarına olanak yoktu..
-ya hemen ödemeyi yaparsın yada o pis koca dudaklarını dişlerine geçiririm adi herif
-sen kimle konuş...
orhan çoktan silahı şakağına dayamıştı
daha bağırmasına fırsat vermeden ahmet belinden çıkardıgı silahla kapıya hızla koşmaya başlamıştı, kapıya daha gelmeden iki kişiyi yere sermişti bile
önemli olan aşağısıydı ve nerede olduklarını bilmesi gerekiyordu
içeri girdikleri zamanı hatırlamaya çalıştı orta kısım ve giriş tarafına kadar olan kısımı bitirmişlerdi buda demek oluyor ki kapının önüne varmış olma ihtimalleri yüksekti eğer öyleyse bi taşta iki kuş vurabilirdi kapının önündeki korumalarıda namlu indirmeden onları yere serebilirdi
öyle olması için dua ediyordu
hızla dışarıya doğru takla atıp kapının önüne çıkmıştı
tanrı bu gün onların yanındaydı ve bu gün ölmelerini gerçekten istemiyor gibiydi
temizlikçiler ellerindeki masayı henüz yere atmış ellerini bellerine götürmüşleri
ve dış kapının kolunun aşağı dogru hareket ettiğini farketti
çok iyi nişancıydı küçükken ömer beyin orhanla onu nişan oyunu oynattıgını ve her zzaman kazandığını hatırlıyordu
birini tam alnından vurup cansız vücudunun yere inişini seyretti diger atışı tam bogazına yapmıştı Ahmet. Hazırlıklıydı, kapı açılıp iki kişinin içeri girmesiyle kalan 12 kurşunu üzerlerine boşaltmıştı
onu durduran boş silahtan çıkan tetik sesiydi
bir anda durdu bir el ateş sesi geldi
aşagıdaki sarhoşu unutmuştu silahı ona dogrultmuştu fakat ''cat cat'' sesinden başka bir ses çıkmadı hemen yanında yatan adamın beline dogrulup silahı aldı sarhoştu fakat silahı tutabiliyordu küfürler saydırıyordu yukarı dogru ahmet hızla kendisini gösterip ateş etmişti
tek ses,tek atış,tek mermi...
adam yere serilirken karanlık bir çukuru andıran bi gözünden dumanlar yükseliyordu.
bitmişti herşey fakat teninde bir sıcaklık hissetmişti korkarak başını yavaşca karnına dogru eğmişti...
Umarım diğer bölüme göre heyecanlı ve akıcı bir bölüm olmuştur ben karar veremiyorum :)
okuyan arkadaşlar yorum ve vote ile sevindirebilirler beni :)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Son Kurşun
AksiMerhabalar.. şu an ''Son Kurşun'' adlı çalışmamı yayınlamaya başlıyorum tarih 22.08.2015 ve takipçi sayım sıfır Allah yardımcım olsun :) öncelikle yayımlamaya başlamadan önce bir kaç şey açıklamak istiyorum... ilk yazdığım veya yazacağım yazıları k...