⌚ Yaklaşık Bir Ay Önce ⌚

20 2 0
                                    

Arkadaşlar bu çook eski bir hikayem olduğu için ne yapıp ne ettiğimi bilmiyorum. Saçmalamışsam ve yazım hatalarından dolayı kusuruma bakmayın, teşekkürler.
Multimedya'da Cece var.

Sınır: Yok dediğim gibi olsa nolcek

Gözlerini açınca bir anlığına nerede olduğunu hatırlayamadığından yüzünü buruşturdu. Dün akşam arkadaşında kaldığını hatırlayınca bir de misafirken öğlene kadar uyumuş olabileceğinden korkarak doğruldu. Yanındaki tekli yatak doluydu. En azından yine tüm gün uyuyarak zorluk çıkarmamıştı. Yanında horul horul uyuyan Cece'nin ifşalık fotoğrafını çekmek için yattığı yerden telefonuna uzandı ama dün gece koyduğu yerde yoktu. Aramaya üşenip Cece'ye acıyarak bu fikirden vazgeçti.
O anda çalmaya başlayan alarm sesiyle irkildi. Bu Cece'nin sözde bozuk saatiydi. Onunla tanıştığı günden bu yana bu eskimiş saati takmadığı bir saniye dahi görmemişti. Bozuksa niye takıyorsun ki. Saatin çalmasıyla Cece sanki o gece hiç uyumamış da bu anı bekliyormuşçasına yataktan fırladı. Bu anı beklemiş miydi bilmiyordu ama o gece uyumadığı gözlerinin altındaki koyu renk halkalardan belliydi.
Cece bir şeyler homurdanıp yarı uyuşuk bir şekilde telaşla üstünü değiştirmeye başladı.

-N'oluyor be?

"Sana da günaydın(!) Kat.

"Nereye gideceksin ne oluyor?"

"Şey... Bir şeyi tamamen unutmuşum...Şeyi..."

"Neyin şeyi..." Cece Kat'i dinlemeye tenezzül dahi etmeden aşağı kata koşturdu. Kat de pijamalarla gizlice onu takip etti.

Açıkçası karnı açlıktan zil çalıyor ve Cece'nin ailesinin yardımcılarının yemeklerini yemek için sabırsızlanıyordu ancak Cece'nin misafir odasından gelen sesiyle konuşmaya dikkat kesildi.

-...çok özür dilerim efendim tamamen aklımdan çıkmış!

-Kızın doğum günü ve sen tüm hazırlıkları unuttun mu? Peki tüm bunları o senin deli olduğuna inanmadan ona nasıl anlatacaksın?

-Bir çaresini bulurum efendim lütfen beni affedin!

Cece telaş ve utançla adamı yumuşatmaya çalışıp art arda özür dileyerek ondan af diliyordu. Adamın sesi telefondan geliyormuş gibiydi. Sesleri daha iyi duyabilmek ve görebilmek için aralık olan kapıya yaklaştı. Yapmaması gerektiğini biliyordu ama yapılması gereken bir şey olsaydı ne eğlencesi kalırdı ki?
Cece'nin efendisinin sesi şimdi yumuşamıştı. Belli ki Cece onu ikna etmeyi başarmıştı.

-Tamam o zaman. Sana olan güvenimi boşa çıkarma ve daha fazla zaman harcama.

Cece saate eğilmiş, kızıl-turuncu arası dalgalı saçları yüzünü kapatmış, efendim diye hitap ettiği saatiyle konuşuyordu. Saati de onunla...Veya saat aracılığıyla başka biriyle. Kat düşündüğü ikinci şeyin olmasını diledi, ki bu bile yeterince garipti.

Cece söylenerek kapıya yönelince Kat telaşla koridora yeni giriyormuş gibi yapmak zorunda kaldı.

İki Evren Bir KraliçeHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin