Yanlış!

9 1 0
                                    


Ah şu aptal kafası.En başta Cece'yi gizlice dinlemeseydi ne olurdu acaba? Bu da onun huyuydu. Acabalarıyla kendi başının etini yerdi. Geçmişi bir kenara bırakmayı acilen öğrenmesi gerekiyordu. Özellikle de geleceğinin muhtemelen ne halde oldupu düşünülürse.

"İnsan haklarımı kullanmak istiyorum!Önce beni bir dinleyin! Burada da haklar var değil mi? Ya cidden ben o değilim diyorum!"

Ölmemek için ağzı ne kadar laf yaparsa saydırıyordu.

Kat daha çok padişah, kral misali bir görüntü beklemişti ama gayet modern bir ofisle karşılaşmıştı. Gözlüklü, seyrek ince telli saçları olan bir adam geniş masasının üzerine ellerini koymuştu. Heryer aşırı düzenli ve temizdi. Eğer kollarından sıkı sıkı tutulmasaydı cilalı zeminde çoktan kayıp düşmüştü bile.

"Tamam yeter ne çene varmış be! Şimdi, tane tane neler olduğunu anlat bakalım."

Azılı bir katilin yanında bu kadar rahat durduğuna göre ya tedirginliğini saklıyordu, ya da belki de cidden onun bu bahsedilen suçlu olabileceğinden şüpheliydi.

Kat, onlara bu sabahtan şu ana kadar yaşadıklarını hiçbir ayrıntıyı kaçırmamaya dikkat ederek anlattı.

Adam şimdi biraz daha ikna olmuş gibiydi ama hala şüpheyle yaklaşıyordu.

"Pekala Katharine. Kayıtlara bakacağım ve senin şu Cece'ni bulup buraya zorunlu ışınlama raporu çıkartacağım birkaç dakika bekleyin."

Telefonla birilerini arayarak Cece'nin kayıtlarını istedi. Kat adamın sadece şov yaptığını rahatça anlayabiliyordu.Birkaç dakika sonra telefon tekrar çaldı ve adam kafasıyla onaylayarak bir yandan telefondaki kişiyle konuşup bir yandan da Kat'e pis pis sırıttı.

"Doğru hatırladığım gibi. Üzgünüm Katharine. Yalanın ortaya çıktı."

✳✴✳

Kat adamın yüzüne boş boş baktı.

"Ne!?Ya yalan sözlesem neyse de ne diyorsunuz nasıl olur!?"

"Cece anlattığın gibi iki dünya arasında gezen bir görevliydi. Bu ölmeden önceydi. Ama dediğinizin diğer kısmı yanlış. Yerine yeni biri geçmedi. Kralımız bir daha bu tür bir ölümü önlemek için bu işe en azından şimdilik ara verdi."

"E konuştuğum kimdi o zaman!?"

"Onu da mahkemeye sorarsınız Katharine Hanım."

Tüm saygı hitaplarını üstlerine basa basa söylüyordu.

"Efendim..."

Bu Sadie'ydi.

"Aslında... Aslında onun o Katharine olmadığına ben de inanıyorum. O... O Kovaydı. Hepimiz 1503 numaralı suçlunun Akrep olduğunu biliyoruz."

Sadie'nin ne dediğini anlamamıştı ama onu koruduğunu anlamayacak kadar aptal değildi.

"Üstelik, bu kişi bir azılı katil değil mi? Hani krallığın en güçlülerinin bile bir ceset olarak geri döndüğü? Bizim gibi yeni eğitim alan kişileri neden öldürmedi?"

Ağzını açarsa Sadie'nin ikna edici savunmasını anında batıracağından ağzını açmadan hızlıca kafasını onaylarcasına salladı.

"Üstelik, bir katilin pijamayla ormanda gezeceğini sanmam. Onun da bir imajı, karizması var değil mi? Ayıcıklı çoraplar da buna hiç yardımcı olmuyor."

Elvis'e öldürücü bakışlar attı, hani 1503 numaralı suçlu bile öyle bakamazdı. Ayıcıklı çoraplarıma laf ettirmezdi bir kere! Ama hem haklı olduğundan, hem de şakayla karışık onu savunduğundan sadece bakışlarıyla yetindi. Elvis'se ona alaycı bir şekilde baktı. Jace sadece omuz silkti. Diğerlerinden de onaylayıcı mırıltılar çıktı.

İki Evren Bir KraliçeHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin