BÖLÜM 2

301 115 40
                                    




ARAS'TAN...

Kızlar yanımdayken Emir'in telefonunu meşgule bıraktım kızlar gidince hemen numarasını tuşladım. Bir çalışta Emir hemen açtı.

"Beni bekleyin hemen geliyorum" diyerek telefonu kapattım.

Arabama atlayıp son hızla depoya sürmeye başladım. Uzun çizgiler boyunca uzanan yollar, kilometrelerce uzayan onca acıyı çeken, suçsuz yere her kes tarafından ezilen. Büyük hücre duvarlarında yazılan onca kadar. Kendini öldürmek için çabalayan, intikam için yemin eden küçük bir çocuk. Bunların hesabını verecek olan Kamer...

Deponun önüne gelince bir hışımla arabayı durdurup indim. Depoya girdiğimde.

"O kimler varmış" dediğimde sandalyeye bağlı olan adam başını kaldırıp gözlerimin içine bakarak "En sevdiğin kişilerin canını aldı. Biricik annenin akıl sağlı bozuldu. Şimdi ise yeni kurmaya başladığın hayatta hiç mutlu olamayacaksın oradan çıktığın için çok üzüleceksin 'Keşke hiç çıkmasaydım diyeceksin'. Bu ara da kardeşin çok güzel. Patron Şems'in çocuklarına gün yüzü göstermeyecek dikkat et" dediğinde beynime kan sıçradı kendimi tutamayıp sağ ayağımla adamın karnına tekme attığımda sandalye ile yere düştü. Annem kardeşim hayatım ne zaman duman oldu. O mutlu ben nereye gitti. Artık bir canavardan farkım yok. Canım acıdığında her kesin canının yanmasını istiyorum. Ben üzgünken başkalarının mutlu olmasını kaldıramıyorum. Hayatımızı mahveden Kamerden güne gelecek en ağır şekilde hesap verecek. O benim hayatımı paramparça etti ben ise ona beterini yapacağım nasıl ailemin canını yaktıysa aynısını ona yaşatacağım. O ölmeden eski ben olamam hayatımı mahvetti.

"Senin bu çaresizliğin, senin sonun olacak" dedi sırıtarak. Üstüne çıkıp iki kolumla yakasından tutup sağ elimi yumruk yapıp suratına geçirdim tekrar aynısını yapıp karnına vurdum inlemesi azda olsa içimdeki öfkeyi güldüre biliyor. Bu adam niçin aptal aptal sırıtıyor sinirlerimi bozuyor sanki hiç acı çekmiyormuş gibi. Adamın suratına baktığımda birden gözlerim boynunda ki kolyeye takıldı. Elimi kolyeye götürdüğümde Emirle Mert'e bakarak "Tuzak" diye bağırdım. Adamın üstünden hızlıca kalkıp depodan çıkmak için koşmaya başladık. Arabama atlayıp hızlıca sürdüm. Depodan uzaklaşınca bomba sesi duyuldu. Arabanın frenine basıp indim ardımdan Emir'le Mert indi. Onlara sinirle.

"Aptalsınız adam sizi depoya çekiyor ve siz adamı o depoya bağlıyorsunuz başka bir yere götürmek aklınıza gelmedi. Adamın kolye sindeki böceği fark etmeseydim şuan burada olamazdık" dedim. Çocuklar küçük bir şok geçirerek gülmeye başladılar kafayı yemiş olmalılar. "Adamı yem olarak kullanmışlar cesaretlilik hapı içmiş fark etmeseydin bizim şuan organlarımızı her yere dağılmış olacaktı" dedi Emir. Yem olarak kullandılar ne acı ailesi var mıdır arkasından ağlayacak kişi. Kendine gel Aras hiç kimse sana ve ailene acımadı kendine gel. "Can borcu oldu artık" dedi Emir.

"Ya benim borcum ne olacak size karşı." Dedi onların yüzüne bakarak. "Helal nasıl fark etin böceği. Oğlum var ya bir kere bende kullanmıştım kafa bir milyon hayat sana güzel oluyor denemenizi tasfiye etmem" dediğinde Emire gülmeye başladık. Emir'in telefonuna gelen mesaja bakarak tebessüm etti. "Ne oldu" dediğinde Mert. "Bir süre burada kalacağımız belli Alp buraya geldiğimizi öğrenmiş bana uğramadan sakın gitmeyin diye mesaj attı" değinde Mert "O zaman bizde gitmeyiz" dedi.

CEYLİN'DEN...

Tekirdağ tatil, sabah erkenden kalkıp kahvaltı yaptıktan sonra plaja gidip biraz yüzdük. Tekrardan eve gelip duş alıp gezmek için hazırlandık.

Yapbozumun Son Parçası (Düzenleniyor...)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin