-35

3.2K 201 87
                                    


Thank you for your permission, cigstyles.

-

Harry ve ben bütün bir günü Central Pakta geçirdikten sonra, arabayı Knicks Stadyumuna çektik. Arabayı karanlık, boş bir sokağa park ettim ve anahtarları kontaktan çıkarttım. Harry arka cebindeki anahtarlığa uzanarak, yanımda oturuyordu.

Kimsenin oradan geçmediğinden emin olmak için pencereden dışarıyı gözetledi. "Pekala, arka tarafa koşmalıyız. Kapı orada."

Arabanın kapılarının kilidini açarak, başımı aşağı yukarı salladım. Harry arabadan çıktı ve bebek arabalı, evli bir çift sokaktan karşıya geçerken beceriksizce arabaya yaslandı. Saçımı hızlıca at kuyruğu yaptım ve Harry'yi stadyumun arka tarafına doğru takip ederek, arabadan çıktım.

Gözünü bana dikmeden önce , at kuyruğum ve Hudson Irmağı rüzgarları her yöne giderek havada savruluyordu.

"Saçlarını açık bırak." Tokayı yavaşça saçımdan çekerek ve uzun buklelerimin sırtımdan aşağı dökülmesine izin vererek, söyledi, "Açık daha güzel durduğunu düşünüyorum..."

Ayağıma doğru bakıp gülümseyerek, elinden tokayı aldım ve bileğime taktım.

"İçeri girdiğimizde sessiz ol, tamam mı ?" Harry, kapının kilidini açmadan önce başını sağa sola döndürerek, söyledi.

Karanlık koridora girdik. Harry gideceği yolu biliyormuş gibi görünüyordu bu yüzden ben de onu arkasından, yakın bir şekilde takip ettim. Gözlerim ortama alıştığında, koridorun kenarındaki yemek tezgahlarını görebiliyordum. Harry basketbol sahasına çıkan, küçük bir koridora döndü.

Harry devasa bir prizi açtı ve ışık düğmesine bastı.Işıklar, etrafımızdaki yüzlerce oturağı ve basketbol sahasını gözler önüne sermek için açıldı. Daha önce Knicks oyunlarında bulunmuştum ama stadyuma gizlice sızdığıma inanamıyordum.

"Hiçkimsenin burada olduğunu düşünmüyorum, eğer öyle olsaydı şimdiye kadar bizi bulurlardı." Harry, basketbol toplarıyla dolu bir sepete doğru giderken, söyledi.

"Bu stadyum devasa. Bence en azından güvenlik görevlisi buradadır, Harry." Dedim. Omzunu silkti.

Bir basket attı ve topa doğru koştu. Harry'nin etrafta koşmasını ve atış yapmasını izlerken, sahaya yakın bir oturağa oturdum. 

"Sadece orda oturarak ne yapıyorsun ? Bir top al ve benimle atış yap." Harry sırıtarak, söyledi.

"Basketbolda çok iyi olduğum söylenemez..." Diye yalan söyledim, bir yere hareket etmek için aşırı derecede gergindim.  Profesyonel bir basketbol stadyumuna gizlice girmiştik, bunun için başımız büyük belaya girebilirdi.

"Bir fikrim var..." Basketbol topunu bacaklarının arasına yerleştirdiğinde, Harry yanımdaki oturağa çöktü.

"Ne ?"

"Soyunma basketbolu." Dedi, sahtekar bir gülümseme suratına yayıldı.

Sandalyemde ileriye doğru eğildim. "Ne ?"

Başını aşağı yukarı salladı. "Basket atarız, kaçırdığın her atış için bir parça kıyafetini çıkarırsın."

Kafamı salladım. Bu kesinlikle saçmaydı ama eğer bu Harry'nin kafasının dağılmasını sağlayacaksa, o zaman olabilir.

Bunun neresi yanlıştı ki zaten? Çoktan beni çıplak gördü.

"Anlaştık, ama kıçına tekmeyi yiyince ağlamak yok." Sandalyemden kalkarak ve topu Harry'den çalarak, sırttım. Ağaya kalktı ve serbest atış çizgisinin üzerinde durduk.

Frat Boy [Türkçe Çeviri] // h.sHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin