-2-

45 3 0
                                    

Çocukluğumda nüksetmiş kanser ben dört yaşındayken henüz. Hayatıma gözünü dikmiş bir hücre yığını...
Doktorlar yaşayamayacağımı söylemişler dört yaşındaki bir çocuğun bunu yenemeyeceğini. Annem ve babam yılmamış ısrarlı gitmişler bu hastalığın üzerine. O zamanlar kendimi küçük bir savaşçı gibi hissettiğimi hatırlarım. Sanki kulvarın bir tarafında ben vardım bir tarafında ise kanser. Annem bir doktordu hem de çok başarılı ve idealist bir doktor. Ancak, hastalığımdan sonra bırakmış mesleğini. Tüm hünerlerinin bende işe yaramasını umarak. Babam ise bir pilottu. Annemin onun için nasıl endişelendiği hala dün gibi aklımda. O zamanlar yersiz bulduğum o endişelerde haklılık payının bulunduğunu çok çok sonra anlayacaktım tabi.
Aslına bakarsanız babama hasret büyüdüm ben. Onunla hayaller kurardık. O hep çalışırdı. Küçükken gördüğüm her uçağa el sallardım içinde babamın olduğunu sanırdım çünkü. Babamı çok özlediğimden annem uydurmuştu bunu. Ben de gördüğüm her uçakta babama rastlamışçasına mutlu olurdum. Onun da beni gördüğünü sanırdım. Ne çocukça ama! Olsundu o zamanlar beni mutlu ediyordu ya bence bu dünyanın en beyaz yalanıydı.
Yedi yaşında kanseri yenince babam söz verdiği gibi uçağına bindirmişti beni. Ne kadar mutlu olduğumu anlatamam babamı süper güçlü bir kahramana benzetmiştim. Sonuçta o da uçuyordu değil mi ?

gülümserkenHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin