Kızarmış gözlerimle kendime boy aynasından bir göz attım. Gerçekten yorgun görünüyordum. Saatlerdir bir kitaptan kafamı kaldırmamıştım. Odamın kilitli kapısını açtıktan sonra içeri yöneldim. Babam koltuğa uzanmış, maç yorumlarını izliyordu. Annem ise ortalıkta yoktu. Onu umursamadan mutfağa girdim. Yiyecek bir şeyler bulduktan sonra tekrar içeri geçtim. Babam kılını kıpırdatmadan öylece duruyordu. Tam odama yönelecekken babamın tok sesi beni durdurmaya yetti.
'' Ne bu terbiyesizlik ? İşten geldim yorgun argın kızımın suratını göremiyorum. Çürüyüp gideceksin odanda. Gel de kendine bir gün yüzü göster. '' dedi.Yavaş hareketlerle kafamı ona çevirdim. Suratıma dahi bakmadan konuşuyordu.
'' Yorgunum baba. Odama geçmek istiyorum. '' dedim kaşlarımı çatarak.
'' Geç bakalım daha ne kadar kaçacaksan kendinden. '' dedi. Ben kendimden değil sizden kaçıyorum demek istedim ama öylece odama girdim.
Telefonumun bildiri sesiyle zigon da duran telefonumu elime aldım.
Kimden: Elif
Yarın geliyorsun değil mi ? Kızım bu sefer de ekme bizi. (19.02)
Elif arkadaş grubumda en iyi anlaştığım arkadaşımdı. Ona her şeyimi çekinmeden anlatırdım.
Kime: Elif
O bir seferlik olur canım. Geliyorum tabi ki. (19.04)
Telefonu tekrar zigona bırakıp yatağıma uzandım. Kitabımı tekrar elime alıp bir süre okuduktan sonra gözlerimi ovuşturdum. Sokak lambaları da kapandığında bende kendimi uykunun kollarına bıraktım.
***
Sabah açık camımın önünde öten kuş yüzünden erkenden uyandım. Odamın kilidini açtım ve uyku mahmuru gözlerimle etrafı inceledim.
'' Günaydın güzel kızım. ''dedi annem elinde ki bir kozmetik dergisiyle. Gözlerim bir süre dergide takılı kaldı.
'' Günaydın, babam gitti mi şirkete ? '' dedim meraklı gözükmeye çalışarak. Elinde ki kahve kupasını yeni fark ediyordum. Dudaklarına götürdükten sonra kafanı salladı.
'' Dışarı çıkacağım bugün bizimkilerle. Haberin olsun. '' dedim. Gözlerini kısarak beni süzdü.
'' Çok geç kalma kırarım bacaklarını. '' dedi sahte bir sinirle. Zoraki bir gülüşle mutfağa girip bir şeyler yedim.
Telefonumun sesi ile elimde ki ekmeği bırakıp odama koştum. Arayan Elifti.
'' Efendim canım ? '' dedim. Ağzım dolu olduğu için sesim boğuk çıkmıştı.
'' Ayda hâlâ kahvaltı mı yapıyorsun ? Daha akşama hazırlanacaksın. '' dedi sıkıntılı bir sesle. Ofladım ve bir süre ağzımda ki lokmamın mideme inmesini bekledim.
'' Benim hazırlanmam iki dakikamı almaz. '' dedim. Onaylamaz bir ses çıkardı.
'' O her zaman ki siyah elbiselerini giymeyeceksin herhalde Ayda. '' dedi aklımdan tam da onları geçirirken. Sorusunu cevaplamadım.
''Bara gideceğiz, cenazeye değil. '' dedi. Gardırobun sürgülü kapağını açtım ve annemin uzun süre önce aldığı ama bir kere bile üstüme geçirmediğim elbise bana göz kırptı.
'' Onlardan birini giymeyeceğim. Akşam görürsün. Kapatayım artık, görüşürüz. '' dedim ve suratına kapattım. Bir ton soru sormasına dayanamazdım.