İkinci Bölüm - Acı

849 58 22
                                    

*Bir Yıl Sonra*

Londra sokaklarına bakan şirin Muggle kafesi, müzik dışında neredeyse boştu. Pencere kenarında oturan sevgililer kumrular gibi birbirine sokulmuşlardı,  düğünlerini düşlüyorlardı. Yaşlı adam gazetesine gömülmüş ülkede ki garip havanın olası sebeplerini okuyordu. Gözden uzak olan en arkada ki masada oturan Daphne Odell, çay fincanını sıkı sıkı tutmuş hüzünle  pencereden dışarı bakıyordu. İnce dudaklarını endişelendiği zamanlarda yaptığı gibi ufak ufak ısırsa da kendini müziğe kaptırmıştı.

I know you didn't want to leave

Biliyorum sen gitmek istememiştin

Your heart yearned to stay

Kalbin kalmayı istemişti

But the strength I always loved in you

Fakat sende her zaman sevdiğim o güç

Finally gave way

Sonunda pes etti

Daphne boğazında ki düğümü yok etmeye çalıştı. İki yıl önce tanıdığını zannettiği bir adama ne kadarda uyuyordu şarkı. Adam hayatının bir yıllık bölümünde yer almıştı ama hayatının tamamı olmuştu.  Şimdi ise ondan hiçbir iz yoktu. Onu tanıyanlar dışında. Onlarda bir bir kayboluyordu. Tehlikenin kol gezdiği zamanlardaydılar. İnsanın sevdiklerini unuttuğu yada hatırladığı zamanlar.

Karşı kaldırımda gördüğü karaltıyla gözlerinin yaşını sildi ve el salladı. Karşı kaldırımda ki adamda ona el salladığında gülümsedi. En azından birileri aynıydı, değişmeyecekti.

Kafenin küçük çanı kapının açılmasıyla çaldığında gözler kapıya çevrilmişti.  Kafeye giren adam dikkat çekiciydi. Normal bir insanın iki katı uzunluğunda ve üç katı genişliğinde olması yetmezmiş gibi arapsaçı gibi sakalıyla ürkütücü gözüküyordu ama yabani görüşünün altında altından bile daha değerli bir kalbi vardı.

Rebeus Hagrid en arkaya masaya doğru ilerlerken kafedeki gözlerde onun peşine takıldı. Daphne yaklaşan adama sarılmak için kalktı. Kısa bir merhabalaşmadan sonra Elizabeth otururken Hagrid endişeyle sandalyeye baktı. Sandalyenin onu taşıyacağından şüphelenmişti.

"Merak etme," dedi Daphne. "Ben onu hallettim."  

Gönül rahatlığıyla sandalyesine oturan Hagrid, Daphne'nin solgun ve on yıl daha yaşlı göründüğünü fark etti. Gözlerinde parlayan heyecan fırtınalarının yerine hüzün fırtınaları yerleşmişti.

"Son haberleri duydun mu?" dediğinde Daphne gözlerinde ki ifade kaybolmamıştı ama etkisi biraz geçmişti. "Remus ve Nymphadora'nın oğlu olmuş!"

Hagrid başını salladı. Hala güzel şeylerin olabilmesi imkansız gibi gözüksede oluveriyordu.

"Daphne, Adreanna nerede?"

Hagrid, Daphne'nin herkesten köşe bucak kaçırdığı, en büyük sırını bilen tek kişiydi, güvenebileceği tek kişi. Geçen yıl, bir gece yarası çalan kapısının önünde, Daphne'yi kucağında bebekle gördüğünden beri. Daphne'nin gözleri buğulandı ve yavaşça asasını çıkardı. Kafedekilerin onları duymayacağından emin olduktan sonra Daphne söze başladı. "Hagrid sana her zaman güvenebilirim değil mi?"

"Her zaman."

"Peşime düştüler."

Kafenin ortasında kazan patlasa Hagrid bu kadar şaşırabilirdi. Birkaç saniye tepki veremedi, Daphne'nin sıcak gözyaşlarını gördüğünde "Nasıl?" diye fısıldadı. 

Before | Harry Potter Fanfiction (Üniversite Sınavı Nedeniyle Ara Verildi!)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin