Bölüm 11

634 48 9
                                    

Şuan kimdi ki Kai?

"Merhaba Min. Çok güzel bir adın var. Bu arada ben Kim Jongin. Sehun Hyung unun çalışanıyım. Tanıştığımıza memnun oldum" dedi Kai. Ama şuan bu çocuk Sehun la beraber yanında dururken içinde garip, tarifsiz, saçma sapan bir duygu oluşmuştu.

Eğer gitmiş olmasaydı, şimdi iş çıkışı eşini ve çocuğunu gezmeye çıkarmak için, evinden almaya gelen bir eş olacaktı. Ama ne yazık ki bu da, sadece bir hayalden ibaretti. Ne karşısında onu sevinçle karşılayacak bir eşi vardı, ne de elinden tutup beraber nice hayallerini gerçekleştibileceği oğlu. Daha Sehun a evlenme teklifi bile edememişti. Daha bereber lunapark a gidememişlerdi. Ya da beraber çantalarını toparlayıp kimsenin olmadığı bir yere tatile gidememişlerdi. Ya da Sehun un istediği gibi etrafı çiçeklerle çevrili bir ev alamamışlardı. Ya da bahçeye beraber ağaç dikememişlerdi. Daha beraber yapamadıkları çok şey vardı yada, daha, veya...

Sehun ona kapının önünden çekilmesini söylemişti. Ve anahtarı ondan aldı. Kai yi yolcu koltuğuna oturttu ve Min i kucağına verdi. Sürücü koltuğuna o geçti bu sefer. Kai o sadece durumu izledi hiçbirşey demeden, halinden memnun şekilde. Şimdi ikisi yola çıkmış Suho nun evine doğru yol almışlardı.

"Bacağın yaralıydı ama arabayı sen kullandın hastahaneden beri ve beni buraya kadar getirdiğin için ayrıca teşekkür ederim Jongin. Arabayı kullanabilirim artık. Önce seni Suho nun evine bırakalım. Min ağır değil dimi?" dedi Sehun. Hem ona artık zahmet vermek istemiyor, hem de onu eve bırakıp, ne olur ne olmaz Min ağzından bir şeyler kaçırabilir diye, bir nevi ondan kurtulmak istiyordu şuan.

Kai hareket halindeki arabada, sessizce kucağına yaslanan çocuğa bakmaktan alamadı kendini. O an içindeki gülümseme dürtüsü ağır bastı. Ne olduğunu bile anlamadan ağır bir kahkaha patlattı. Öyle şiddetli gülmeye başladı ki Sehun korkudan arabayı durdurmak zorunda kalmıştı. "Jongin hey neler oluyor iyi misin?" dedi. "Evet patron çok iyiyim, sadece aptalca bir hayal kurdum. Sonra bayağı aptalca geldi" dedi Kai. Ama hâlâ kahkahaları devam ediyordu. Sehun da dayanamayıp sesli bir kahkaha patlattı. Min appasını ilkkez birinin yanında bu kadar gülerken görmüştü. Başından beri ses çıkarmadan yaslandığı bedene iyice yapıştı. Eğer appası bu adamın yanında gülüyorsa mutlu olmalı şuan dimi. "Hyung çok tatlı kokuyorsun appam gibi" dedi Min. "Appan gibi?" dedi Kai. Sehun kahkahayı bırakıp bembeyaz olmuştu bile. "Evet Hyung appam gibi. Sehun Hyung gibi. Sende çok tatlı kokuyorsun" dedi. "Teşekkür ederim" dedi Kai ve devam etti. "Baban appan gibi korkmuyor mu? Sadece Sehun Hyung un ve ben mi öyle kokuyoruz. Babanın kokusu tatlı değil mi?" dedi. Sehun çoktan az önceki kahkahanın ortamı terk ettiğinin farkına varmıştı bile.

"Babam nasıl kokuyor bilmiyorum ben" dedi Min masumca.

Ama yıkım gibiydi bu laf Sehun için. Herşeyi verebilirdi o Min e. Sevgi, huzur, para, oyuncak ama Kai dönmedikçe bir babaya sahip olmasını sağlayamazdı. Ona bir baba veremezdi.

"Efendim bir sorun mu var" dedi Kai. Sehun Min e bakarken donup kalmış, sessizce bir gözyaşı bırakmıştı. "Min ahh" dedi Sehun etrafına bakarken. "Benimle ilerideki parka gidip sallanmak ister misin?"

"Kai bizi biraz yalnız bırakır mısın ve Min e babasını sorma. O tek ebeveyli bir çocuk. Söylemedim ama babası yok, bu yüzden küçük bir çocuğun kalbini kıracak sorular sorma bundan sonra" dedi Sehun sert bir şekilde. Aslında istediği bu değildi. Ama Jongin e patlamıştı. Jongin in yanında olduğu banktan ilerleyip, parkın içine, Min in yanına gitti.

Min babasını özlemişti elbette. Hangi çocuk etrafta anne baba, appa baba ve yanlarında çocuklarıyla gezen insanları görüp özlemezdi ki. Ve dün gece Chanyeol Hyung u ve Baek Hyung unun bebekleri için ne kadar mutlu olduğunu görmüştü. Chanyeol Hyung unun bebeği için endişelenip Baek i el üstünde tutmasını, bebeği doğunca yapacağı planları herşeyi görüp dinlemişti. Ve o da bunlara sahip olmak istemişti. Dört buçuk yaşındasınız ve babanızı hiç görmediniz. Resimler, hatıralar...
Bunlar bir çocuk için önemsiz şeylerdir. O dayak yediğinde ona kendini savunmasını öğretecek bir babaya sahip olmak istiyordu ya da bunun yerine yaşına uygun olan birşey. Elmalı şeker, oyuncak araba ya da aile kucaklaşması. Appası gibi, babasının da okuduğu herhangi masalı duymak istiyordu o da bir kez olsun.

BİLİNMEZ // SEKAİ ~ KAİHUNHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin