Vasiyet

242 12 0
                                    

Kusura bakmayın çok önemli bir şey Şura karakterini değiştiriyorum çünkü çok fazla küçük duruyor evli bir bayana göre yeni karakter mültimediada var :* biraz geç oldu ama bence güzel oldu iyi okumalar aşklar :*

Sıla'dan 


Duydum şey karşısında kanım donarken Yelda annemin çığlıkları kulağımda çınlıyor Beyza'nın ağlaması gözlerimden gitmiyor koşar adım hastanenin bahçesine çıktım sanki orada nefes alamıyordum kendi babamı o şekilde düşünmekle  bile karnıma bıçak saplıyor ne kadar beni oğlundan uzaklaştırmaya çalışsa da  iyi birine benzerdi beni hiç sevmediğini hepimiz bilirdik Mehmet'in karanlık tarafını yok ettiğim için beni hiç kabullenmedi ama o yinede benim babamdı dışarıdaki temiz hava gözyaşlarımın daha hızlı akmasına neden olurken derin nefes alıp gözlerimi kapattım titrek nefesimi dışarı verdim neden ağladığımı bilmiyorum beni sevmeyen bir adam için neden bu kadar üzüldüğümü bilmiyorum bana hiç bir zaman gelinim veya kızım dememişti üstelik düğünümüze bile Yelda annenin zoru ile gelmiş bir adam için neden göz yaşı döktüğümü lanet olsun ki bilmiyorum aklımda cevaplayamadığım bir sürü salak saçma sorular var birinin kolumdan tutup çekmesiyle aklımdaki sorulardan kısa bir sürede olsa kurtuldum Beyza hıçkırıkları arasında 

''Sıla koş yardım et yoksa Mehmet babamı öldürecek''o kadar çok ağlıyordu ki ne dediğini anlamak için bir çok çaba sarfettim.Beyza koşmaya başladığında bende arkasından koşmaya başladım.Mehmet'i Beyza'nın babasının üstünde görünce ufak bir çığlık atıp koşar adım kocamın yanına gittim.kolunu  tuttuğumda  beni tınlamadan Beyza'nın babasını hırpalamaya devam etti ''Mehmet''dedim kırgınlıkla daha fazla bir şey olsun istemiyordum çünkü bu günlük bu kadar yeterdi bence Mehmet durup üstünden kalktı bana bakıp sıkıca sarıldı o kadar sıkı sarılıyordu ki kemiklerim kırıla bilirdi hiç beklemeden karşılık verdim uzun süre sarıldıktan sonra ayrıldı ellerindeki kanlar üzerime bulaşmıştı hemşire için etrafa bakarken Yelda annemin annemin omzunda ağladığını gördüğüm zaman içim daha çok burkulmuştu 

''Git buradan seni görmek istemiyorum!!''Rüzgarın sesi ile kafamı çevirip ona baktım annesinin ölümünden sonra ilk kez babasına bağırıyordu Beyza okulda bir kaç kez gördüğüm çocuğa sarılmış hıçkırarak ağlıyordu bu çocuğun burada ne işi vardı ve Rüzgar nasıl hiç bir şey demiyordu bunları sonra düşünecektim şimdi hiç sırası değildi elinde küçük bir tepsi ile bize yaklaşan hemşire odaklandım elinden tepsiyi alıp pamuğa  oksijenli su döktüm kocamın elini tutup üfleyerek kanayan yeri temizlemeye başladım çelik tepside duran sargı bezini aldım ve elinin etrafına sarmaya başladım diğer elini de sardıktan sonra   sargı bezinin üstüne ufak bir öpücük kondurdum 

-------

Herkes vasiyet için Yelda annemlerin evinde toplanmıştı bir adam içeriye girdiğinde  uğultu kesildi adam tam karşımızdaki koltuğa rahatsız bir biçimde oturduktan sonra rahatsızca boğazını temizleyip bütün uğultunun kesilmesi sağladı bütün herkes adama odaklandı 

''Burada iki tane vasiyet mektubu var birin üstünde kızıma  yazıyor''dediğinde Mehmet hızla ayağa kalkıp mektubu aldı bana baktıktan sonra mektubu açtı hafif bir göz gezdirdi ve okumaya başladı 

''Sevgili kızım...Belki sana ilk kez kızım diyeceğim bunu gerçekten içten gelerek söylüyorum siz bunu okurken ben çoktan buralardan gitmiş olacağım ama üzülmeyin böyle daha mutlu olacağım benim biricik kızım belki seni hiç bir zaman istemedim ama tek bir nedeni vardı benim oğlum karanlığın en dibinde asla çıkamayacak o karanlıktan ne kadar çırpınsa da geçmiş onun yakasını bırakmayacak...Sen onun yanında olduğun sürece daha kötü biri olmak zorunda tıpkı benim gibi ama sen onu karanlıktan çıkarmak için ellinden geleni yaptın onu kötülükten çıkaramazsın kızım o bununla yaşamak zorunda ailesini korumak için karanlıkta kalmak zorunda senden tek istediğim onu yanlız bırakma oğlum sana ve...Sevgine muhtaç sizin aşkınız karanlığın üzerine kurulmuş zorluklara  kocanı her an kaybetmeye hazır olmalısın güzel kızım ölüm nefes kadar yakın size...Benim tek kızım sensin ve senden bu zamana kadar istemediğim bir şey isteyeceğim  senden güzeller güzeli karım ve senin ofiste çalışmanı istiyorum genç iki bayanın çalışma zamanı gelmiş bence.....Sizi çok seviyorum''

Mehmet mektubu okurken çoktan ağlamaya başlamıştım bile bana ilk kez kızım demişti.Söylediği şey içimde en derin yerlere dokuyor 'kocanı her an kaybetmeye hazır olmalısın' olamam onu kaybetmeye dayanamam kocam olmazsa yaşayamam bırakmaz demi beni bırakamaz yani hıçkırıklarımı daha yeni duyuyorum herkes bana bakmaya başlamış bile ayağa kalkıp herkesin üstünde göz gezdirdikten sonra koşar adım odadan çıktım bahçede çimlere oturdum titrek nefesimi dışarı verirken beynimin bana verdiği emirleri dinliyordum 'Korkak olma aptal unutma cesur olmak zorundasın kocanın her zaman yanında olmalısın şimdi ahmaklık yapmayı kes'emirleri dinlerken kocamın yanıma oturup beni kendine çekmesi bir oldu o canımı bile vereceğim koku her tarafımı sarıyordu ellerimi belime doladıktan sonra başımı göğüsüne yasladım şuan keşke dünya dursa da ben ona hep böyle sarılsam hep o vazgeçilmez kokusu içimde kalsa çimlere uzandık nefes alıp verişi beynime sinyal veriyordu sanki elini yüzüme koyup

''Ağlama ne olur yalvarırım ağlama sen ağlayınca dünyayı yakmak istiyorum sonra  elimden bir şey gelmeyince bunlara sebep olduğum için kendimi öldürmek istiyorum''

Kafamı kaldırıp yüzüne baktım elimin tersi ile göz yaşımı sildikten sonra elimi ensesine koydum bir şeyler söylemek istiyorum ama aptal beynim o yanımda olunca çalışmayı bırakıyor.

''Canımı al ama seni benden alma''

------- 

Evimize geldiğimizde herkes kendini bir koltuğa bıraktı Beyza'nın yanındaki çocuk utana utana girdi içeri Yelda annem elindeki çantayı sıkı sıkı tutuyordu Mehmet annesinin önünde eğilip çantanın kuplarını sıkı sıkı tutan ellerine ufak öpücükler kondurduktan sonra elindeki çantayı aldı sonra bana baktı mesajı aldığım gibi Yelda annenin yanına gidip sarıldım ''Evine hoş geldin annem''tebessüm ederek söylemiştim bu sözü oda bana hafif güldükten sonra beni takip etmeye başladı yatak odasının tam çaprazında bir oda ayarlamışlardı bir eve gelmeden odaya geçtim aynı yatak odamız gibiydi havuzu ve yeşilliklerin hepsini görüyordu Yelda anneye döndüm 

''Kıyafetlerinizi yerleştirmenize yardım etmemi ister misiniz ?''dedim nazikçe 

''Sağol kızım sen eşinin yanına git onun daha çok yardıma ihtiyacı var''dedi ve yanıma gelip sıkı sıkı sarıldı gülümseyip karşılık verdim.Ayrıldığımız bana minnet dolu bakışlarını yolladı kocasını yeni kaybetmiş bir kadına göre çok güçlü ve cesurdu keşke bende onun gibi olabilsem kocamın yanında dimdik durabilsem ama ben korkağın tekiyim kapıdan dışarı çıktım kapıya yaslanıp uzun süredir içimde tuttum nefesimi dışarı verdim merdivenleri ikişer ikişer inip bizimkilerin yanına gittim salonda sessizlik hakimdi ve benim bunu artık bozmam gerekti Beyza'nın yanında ki çocuğa bakıp

''Bu arada evimize hoş geldin şey ....''ismini bilmedim için garip bir cümle geveledim ağzımda çocuk bana tebessümle baktıktan sonra 

''Emir Atay...yani adım Emir''

''Okulumuzdaki müzik kurucusu Hakan Atayın oğlu''diye ekledi Beyza yorgun ve bitkin görünüyordu hepimizin göründüğü gibi Mehmet ayağa kalkıp ''Biz uyumaya gidiyoruz siz de uyuyup yorgun halinizden kurtulun yok biz uyumayacağız ses çıkartacağız derseniz seve seve aşağı inip sikerim sizi benim için hava hoş yani''dediğinde gözlerim fırlarcasına kocama baktım gerçekten o kadar yorgun muydu beni kucağına alıp tekrar bizimkilere döndü ''İnşallah anlamışsınızdır ha...Sema, Volkan,Beyza ve Emir sizde Burak'a bakın Elifte sakın ağlamasın evin içinde bebek sesi duymak istemiyorum''dedi ve merdivenlere tırmanmaya başladı yorgun olduğu halde beni taşıması hoşuma gidiyordu yatak odasının kapısına geldiğimizde kapıyı açmaya çalıştı kapı açılmayın küfür mırıldandığını çok net duydum elimi belinden çekip kapıyı açtım içeri girip  beni yatağa bıraktı ve ayak ucumuzda ki pikeyi alıp üstüme örtü  sonra yatağın diğer tarafına gidip ayakkabılarının bağcıklarını sökmek için eğildi yatakta bir kez döndüm ve kocama yaklaşıp belinden sarılacaktım ki  kıvrak bir hareketle kucağına oturmamı sağladı şaşkın halde kocama bakarken o kahkaha atıyordu

''Ama sen nasıl arkan dönüktü''dediğimde belimden tutup altına aldı nefesini boynuma yakın bir yerlere üfledi bunu beni çıldırmak için yaptığını biliyorum peki senin kurallarına göre oynamaya devam edelim

''Kimle oynadığına dikkat etmelisin karıcım''dedi sırıttıktan sonra boynumu öptü 'sen görürsün' diye iç geçirdikten sonra rahatsızca boğazımı temizleyip 

''Dikkat etmezsem ne olur''dedim sesimi tahrik edecek şekilde kullanmaya gayret göstererek tek kaşını kaldırıp bana bakıp derin bir nefes aldı 

''Lanet olsun Sıla o ses tonunu kullanma''dedi başarmıştım sıra benim kurallarım da ''Neden''dedim aynı ses tonundan omuzlarından itip üstüne çıktım belimden tutup destek verdiğinde ona minnettar bakışlarımı gönderdim biraz daha tutmasaydı seksi olayım derken yere yuvarlanacaktım 

''Yemin ederim sana o ses tonu yasaklarım!!''dediğinde kıkırdamaya başladım kalçamı tuttuğunda derin nefes aldım 'kendini kaptırma Sıla zafer senin olmalı'diye iç geçirip kapattım gözlerimi açtım tek kaşımı kaldırıp ona baktım da kahkaha atıyordu saçımı yan tarafa attım gömleğimin ilk dört düğmesini açıp sütyenimin gözükmesini sağladım konuşmama gerek bile yoktu bunu onu çıldırtmak için yeterli olacağını biliyordum kalçamdaki tek elini çekip yüzüne götürdü yüzünü ovuşturup tekrar bana baktı

''Tamam sen kazandın daha fazla devam etme misafir olmasa yardım ederdim ama annemin odası yanı başımızda''dediğinde zafer gülüşümü ona yolladım sonra eğilip dudaklarına sıcak bir öpücük kondurdum.üstünden kalkıp dolabımda ilk elime geçen geceliğimi giyip kocamın yanına sokuldum ve uykunun tatlı kollarına kendimi bıraktım 

Beyza'dan 

Mehmet emir verip gittikten sonra Yusuf ve Nurda yukarı çıkmaya başlamıştı ki Volkan bağırarak durdurdu onları 

''Abi siz nereye Elif ne olacak''dedi Yusuf piçe sırıtıp ''Olum altı kişisiniz Burak'a bakmışken kızıma da bakın deyip tekrardan merdivenleri çıkmaya başladı.Sultan bize yavru köpek bakışı atarken Bora ayağa kalktı ''Arkadaşlar bizde çok yorgunuz Allah kolaylık versin''deyip koşar adım yanımızdan uzaklaştılar biz birbirimize bakarken Burak'ın ağlama sesiyle herkes bana bakmaya başladı

''Bana ne bakıyorsunuz be ben mi ağlıyorum sanki''dedim gözlerimi devirerek Burak daha çok ağlamaya başlayınca Mehmet'in dediği beynime sinyal gönderdi tırnaklarımı yemeye başladım sonra dayanamayıp

''Bence bırakıp kaçalım''dedim Sema bana mal mal bakarken Volkan

''Salak mısın kızım sen Mehmet bizi bulduğunda öldürsün demi''dedi Emir bize anormal anormal bakarken ''Bir şey söyleyeceğim belki susamıştır yada altını pisletmiştir ne bilim acıkmıştır''dediğinde ne kadar haklı olduğunu fark ettim zeki çocuğun hali başka oluyor tabi hızla ayağa kalkıp biberonunu aramaya başladım ayağımı masaya vurup inlerken hızla düştüm lanet olsun neden koltuk değilde Emir'in kucağı bana telaşla baktığında yanaklarımın ateş topuna döndüğünü hissede biliyorum üstünden kalkmaya çalıştım da salak saçma hareketler yapmaya başladığımda Burak ve Elif ellerini ağızlarına sokmuş gülücükler saçmaya başlamışlardı Sema bana devam et şeklinde işaretler yaparken Emir'in üstünden kalkıp ''Allah Allah şebek miyim lan ben''dedim sitem ederek Burak tekrar ağlamaya başladığında Elifte ona bakıp dudağını büzdü ve ağlamaya başladı hepimiz birden şebeklik yapmaya başladık Sema dilini çıkartıp kafasını bir oyana bir bu yana sallamaya başladığında  Volkanda ona ayak uydurup bir şeyler yapmaya başladı Emir eli ile nanik nanik yaparken şebeklik hallerinin tapılası olduğunu bir köşe yazdım.Bizimkilere dönüp ''Ortada iki bebek ver bir birlerinden uzaklaştırırsak ağlamayı bırakırlar biz Burak'ı alıp arka bahçeye çıkalım sizde havuzun oraya gidin''dedim hepsi beni onayladıktan sonra Burak'ı kucağıma alıp bahçeye doğru yürümeye başladım.Emir yavaş yavaş arkamdan gelirken bir ara durdum ve yüzüne baktım bunu neden yaptığımı bilmiyorum ama sanki onun yüzüne bakınca içimde bir şeyler kıpırdamaya başlıyor aynı kalbimin hızlı atması gibi bahçede Burak'ın sırtını sıvazlayarak yürüme başladım sanırım benden anne olur bence çokta güzel ev hanımı olurum düşüncelerimi bölen söz ile Emir'e döndüm hafif kalın ve uzun olan parmaklarını siyah saçların arasına daldırdı dudağını yalayıp konuşmaya devam etti

''Kalbini kırdıysam özür dilerim Beyza evet belki bu zamana kadar seni sevdiğimi söylemediğim için bana kızgındırsın ama korktum...Senin benden uzaklaşma ihtimalin benim şu dünyada en çok korktuğum şey onun için hiç bir zaman açılmadım yanına gelmedim...Biliyorum korkağın tekiyim ne dersen de bağır çağır kır dök tokat at veya içindeki bana karşı olan öfkeni kus ama ne olur benden kaçma eski gibi ol okulda her zaman seni göreceğim yerlerde dolan kursta her zaman yanıma otur ama benden kaçma dediklerine yemin ederim sinirlenmeyeceğim hala seni sevmeye devam edeceğim eskisi gibi ama şunu söylemek istiyorum hep hayalini kurduğum şeyi şuan kızacağını bilsem de söyleyeceğim 'Seni Seviyorum Beyza Acar''dedi ve parmaklarını tekrar rüzgarın bozduğu saçına daldırıp düzeltti az önceki söyledikleri içimde bir yerlerde durduğunu tahmin ettim şeye dokunup durdu her söylediği kelime daha hızlı atmasına neden oluyordu sanki böyle hissetmeyeli çok zaman olmuştu daha doğrusu Kaan'dan sonra ilk kez böyle hissediyordum omzumda uyuya kalan Burak'ı kollarımın arasında pış pışlarken tekrar Emir'in yüzüne baktım sanki korku ve kırgınlık birleşmiş gibilerdi derin bir nefes alıp kafamdaki sözcükleri birleştirdim ve ağzımdan kelimelerin dökülmesine izin verdim

''Kırılmış olan şeyi bir daha kıramazsın Emir Atay''

Sizce Beyza'yla Emir çıkmaya başlayacak mı Sıla Mehmet'in babasının ofisinde çalışmaya başlayacak mı yada en önemlisi Mehmet buna izin verecek mi heyecan ile bekleyin hepinizi çok seviyorum :*  


EVLİ MUTLU ÇOCUKLUHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin