mültide Defne ve tanıtım videosu var tanıtım videosu için Çağlaya çok çok teşekkür ederim teog olduğu için derslerime çalışıyorum kusura bakmayın ne olur ellimden geldiğince uzun bölüm yazmaya çalışağım uzun süredir kafamdakileri dökme zamanı geldi diye düşünüyorum eğlenceli ve güzel bir bölüm oldu bence benim içime çok sindi inşallah beğenirsiniz hepinizi çok seviyorum yorumlarını bekliyorum iyi okumalar :*
Emir'den
Koskocaman bir odanın içindeyim duvarların rengi beyaz olmasına rağmen iç açıcı büyük ve beyaz bir yatak var her ne kadar büyük olsada odaya oranla küçük kalıyordu yatak pencerin dışındaki deniz manzarası içime huzur dolmasını sağlıyordu tavandaki mavi rengin üstüne yapılmış rengarek bulutları söylemiyorum bile bu kadar güzel bir yere nereden düştüm ben tanıdık ses ile arkamı döndüm
"Hayatım bebeğimizin bezi bitmiş alıp gelir misin ?"
Beyza ve kucağındaki bebeğe tuhaf tuhaf bakamayı bırakıp hızlı adımlarla yanları gittim minicik eli ile yüzünü kaşırken etrafa gülücükler saçıyordu Beyzaya o kadar çok benziyordu ki bakmaya doyamıyordum
"Bu...bu bizim bebeğimiz mi ??"dedim kekelemeleri engel olamazken o kadar güzel görüyorlardı ki Beyza yüzüne kocaman bir gülücük yerleştirip
"Çok güzel demi"dedi bebegin avuç içlerini öperken
"Senin gibi"dediğimde Beyza bana doğru dönüp hafif dik durdu ve gözlerini kapattı dudaklarımızı buluşturmak için kafamı eğdim ve gözlerimi kapattım
"Ulan puşt"Cenk'in sesi ile gözlerimi açtım kan ter içinde yatakta doğrulup Cenk'e ölümcül bakışlarımı attım
"Seni dürtmekten kolum kopucaktı pezevenk"dediğinde gülümsedimAyaz yastığa kafasını bastırıp
"Bir kere ulan bir kere insanca uyanayım buna izin verin karı gibi ne konuşuyonuz sabahın köründe"
Cenk belimin altındaki yastığı çekip Ayaza fırlattı böyle ev arkadaşlarım olduğu için çok fazla şanslıyım
"Kalk Ayaz efendi daha Defneye çıkma teklifi ediceksin"dediğinde gözlerimi çevirip Ayaza baktım dört senedir cesaret edemediği şeyi bu gün başara bilecekti derin bir nefes alıp üstümdeki yorganı ayaklarımla debeliyerek üstümden attım telefonuma göz attıktan sonra sevgilime mesaj atmak için mesaj bölüne girip ikinci derin nefesimi aldım yanımda olmasa bile heyecanlandıra biliyordu
'Günaydın rüyalarımı süsleyen güzel bayan'
Sırtımda hissettiğim yumuşak darbeyle arkamı döndüm Ayaz kalkmamı işaret ettiği zaman eşofmanımın paçalarını biraz daha aşağı indirip odadan çıktım Ayaz merdivenleri ikili üçlü inerken ben insanca inmeyi tercih ettim dağılmış olan saçlarımı elimle düzeltikten sonra lavaboya girip yüzümü yıkadım yüzümü havluya silerken bağırış sesleriyle gülmeye başladım
''Ulan puşt!!''
Cenk her zaman ki gibi bize küfür etmekten çekinmiyordu derin bir nefes alıp banyodan çıktım kahvaltı sofrasına oturup uzun süreli bir sessizlikle kahvaltımızı yaptık
Beyza'dan
Sabah mesaj sesiyle gözlerimi fal taşı gibi açtım yengem olmaması için içimden gelen bütün duaları okumaya başladım en son onu sinirlendirip eve kaçtığım için hala bana sinirliydi yastığın altına elimi sokup telefonumu aramaya başladım yastığın altını biraz kurcaladıktan sonra yastığı kaldırıp bakmaya başladım telefonumu göremeyince hafif tedirginlikle yorganı kaldırıp yere sirkeledim telefonumun yere düşmesiyle yorganı yere atıp koşup telefonumu aldım
''Hey!! sen neden sürekli kayboluyorsun''diye kendi kendime söylenirken mesaj bölümüne çoktan giriş yapmıştım bile Mesajın Emirden geldiğini görünce uzandığım yerden kalkıp bağdaş kurdum ve saçımı düzeltip sanki o karşımdaymış gibi bu kadar uzağımda olduğu halede beni heyecandan öldüre biliyordu Mesajı elli kez okudum beni rüyasında mı görmüştü evet,evet beni rüyasında görmüştü
Ölüyorum sanırım!!
Kendime geldikten sonra klavyeyi açtım ne yazacaktım ki bu çok ergence olur bu zaten kötünün dibi diye bir çok mesajı yazıp tekrar sildim Allah'ım her şeyimi güzel yaratmışsın da neden sevgiliye mesaj atmak için aklıma bir şeyler koymadın ki diye kendi kendime söylenirken en son aklıma gelen şeyi yazdım
'Günaydın sabahımı aydınlatan güneşim'
Mesajı yazdıktan sonra yüzümü yıkadım soğuk sus kirpiklerime kadar üşüme mi sağladı titreyerek nefesimi dışarı üfledim.
Sıla'dan
Dün gecenin yorgunluğunu hala üstümden atamazken neden erken uyandım ki yavaşça yattım yerden doğruldum iç çamaşırımı aramaya başladım yorganın içinde debelenirken kolumda hissettim el ile durup kafamı yorganın içinden çıkardım Mehmet sinirli bakışlarımı üstümde gezdirirken şirin görünmeye çalışıp kafamı yana doğru eğdim
''Kocacım''dedim en şirin sesimle bana bakıp belli belirsiz gülerken kolumdan tutup kendine çekti tek beden olmamızı sağladı dudaklarını tenimde hissettim kulağıma fısıldadıktan sonra kafasını yastığa tekrar koyup uyumaya devam etti
''Yorgunum ve uyumak istiyorum seninle''
Ama benim uykum yok ve yataktan çıkamıyorum Mehmet'in üstümdeki kolunu hafif kaldırdıktan sonra ona doğru döndüm kafamı gögüsüne gömdüm sanki bir kutunun içindeymişim de sadece onun kokusu varmış gibi kendine ait olan kokusu beni hayata bağlıyordu adeta derin bir nefes alıp kafamı kaldırdım anlında oluşan yarada parmağımı gezdirmeye başladım hissetmesin diye o kadar çok yavaş hareket ediyorum ki ben bile şaşırdım tekrar derin bir nefes alıp yaranın olduğu yere ufak bir buse kondurdum bu kadar tehlikeli bir adamın uyurken bu kadar masum olması dünyanın dengesi bozuyor
ŞİMDİ OKUDUĞUN
EVLİ MUTLU ÇOCUKLU
Storie d'amoreBende herkes gibi sevdim bağlandım en önemlisi çok acı çektim.Ben beyaz çizgideyken siyaha sarılan bir kızım beyazdan siyaha geçmek‚kirlenmek‚kötülüklerle başa çıkmak.Bunları neden mi yapıyorum‚bunlara katlanıyorum çünkü aşık olduğum adam siyahla be...