Serenayın ağzından
Gözlerimi aralıyorum. Yine aynı koku doluyor burnuma. Her zaman igrendigim ve hiçbir zaman kurtulamadığım o koku; hastane kokusu..Sahi nolmuştu yine bana en son hatırladığım, başımın dönmesi ve kendimi yerde bulmam sonrası yok. Ne zamandır burdayım hiçbir fikrim yok kendimi bildim bileli hastanelerdeydim ben Ve hiçbir zamanda kurtulamayacağım galiba..Düşünceler içinde boğuşurken kapı acildi. Annemdir diye yatmaya devam ettim." anne" diye seslendim cevap vermedi tekrardan aynı şekilde seslendim yine ses yok. Allahala annem olsa bana cevap verir. Yavaşca yatağımdan kalktım ve kapıya yöneldim. Gördüklerim karşısında şok oldum. Bir adam arkasını dönük bir şekilde kapıya yaslanmış öylece duruyordu.. Düşüncelerimden sıyrılıp konuşmaya başladım
-sen de kimsin ne işin var burada
Konuşmamla birlikte çocuk yüzünü bana dönüyor. Yüzünü bana dönmesiyle bende onu incelemeye başlıyorum. İlk dikkatimi çeken gözleri oluyor. Gözleri kapalı yeşil böyle çimen yeşili gibi tıpkı benim gözlerim gibi, saçları düz ve siyah, dudakları ve burnu mükemmel gözüküyor. Üstüne giydiği kaslarını belli eden siyah tişörtle gayet yakışıklı duruyordu. Adamın konuşmasıyla dikkatimi ona veriyorum
- iki dakika durup gidecem
- ben sana ne kadar duracaksın diye sormadım kimsin ve burada ne işin var?
-Kim olduğumu sonra anlatırım şimdi lütfen sus
Neler söylüyordu bu çocuk böyle hem odama gizlice giriyor hem de benden susmamı bekliyordu
- ne diyor cümleyi tamamlamama izin vermeden eliyle ağzımı kapattı ve beni tuvalete soktu.Ağzımı kapasada konuşmaya devam ediyordum tabi söylediklerim anlaşılmasa da. Çocuk bir yandan ağzımı kapatıyor bir yandan da konuşmaya çalışıyordu
-Bak birinden saklanıyorum ve beni bulursa kötü olur o yüzden buradayım şimdi elimi bırakacağım sende hiç konuşmayacaksın tamam mı.
söylediklerini tabiki yapmayacaktım ama bu durumdan da kurtulmam gerekiyordu Gözlerimi tamam dercesine kırpıştırdım. O da elini bıraktı ve ben tekrardan konuşmaya başladım. Bunun üzerine adam tekrardan elleriyle ağzımı kapadı. O da ne odada tanımadığım bir ses daha.
- nerde bu adam hey kimse yok mu
Sesin gelmesiyle adam daha da telaşlanıyor ve bana eliyle sus işareti yapıyordu. Neler oluyordu bugün böyle hayatımda yaşamadığım aksiyonu şuanda yaşıyordum. İsmini bilmediğim adam kulağıma yanaşıp konuşmaya başladı
- Şimdi gideceksin ve benim burada olmadığını söyleyeceksin. lütfen.
Yavaşca elini ağzımdan cekti tekrardan yalvarırcasına " lütfen " dedi. Kadınsa hala Çıkmamıştı odadan ve benim düşünmek için zamanım yoktu. Bende içimden geldiği gibi davrandım. Tuvaletten çıkıp kadının yanına gittim. Karşımdaki kadın sarı saçları ve düzgün fiziğiyle çok güzel görünüyordu. Bir erkek böyle bir kadından niye kacardı ki. Düşüncelerimden sıyrılıp konuşmaya başladım
-kimsiniz ne işiniz var odamda
-ben birisini arıyorum onu mutlaka bulmalıyım. Hastanede bakmadığım yer kalmadı eğer gördüyseniz lütfen söyleyin
-Kimi aradığınızı bilmiyorum ama ben kimseyi görmedim şimdi aramanız bittiyse lütfen çıkın odamdan.
Sesim oldukça sert ve keskin çıkmış olacak ki kadın hemen çıktı odadan. Kadının çıkmasıyla birlikte adam tuvaletten çıktı. Kapıya yöneldi Ve gülümsedi. İlk defa güldüğünü görmüştüm. Yakalanmamanın verdiği mutluluk olsa gerek
- teşekkür ederim dedi tam çıkacaktı ki durdurdum onu.
- Bi dakika ne olduğunu anlatmayacak mısın? Üstelik ismini de söylemedin.
- o kadar çok mu merak ediyorsun dedi muzipce
- ne alakası var sadece kime ve ne için yardım ettiğimi bilmek istiyorum.
-üzgünüm bende anlatmak isterdim ama vaktim yok belki birgün tekrardan karşılaşırsak anlatırım. Görüşürüz.
- Ne bir dakika dursana hey diye seslemsem de nafile çoktan gitmişti giderken söylediği tek şey "Hilmi cem" olmuştu. Adı Hilmi cem miydi yani Heralde öyleydi. Ne kadar kaba birisiydi öyle ve ben bu insana yardım etmiştim.Hilmicemin ağzından
Odadan çıkmamla rahat bir nefes alıyorum bundan da kurtuldum diye söylenirken arkamda duyduğum sesle Duraksıyorum. Bu da kimdi tanımadığım bir ses bana sesleniyordu.
- hey dur bakalım
Kaçıp kaçmamak arasında düşünürken adam yanıma geliyor. Tanımadığım bir yüz, orta yaşlarda uzun boylu, hafif beyaz saçlı, hafif kilolu bir adam. Karşımda durmuş bana hesap soruyodu.
- Kimsin sen kızımın odasında ne işin vardı.
Kızımın odası tabi şu kız hayır ne odaymış arkadaş on dakika durdum çıktım kız mı anlatmıştı acaba yok ben odadan daha yeni çıktım ne ara anlatacak. Tabiki görmüştü.
- hey sana diyorum konuşacak mısın?
Adamın tekrardan dürtmesiyle kendime geliyorum
-Bakın benim kötü bir niyetin yok sadece girmem gerekti girdim.
- kızımı tanıyorsun yani
- yok hayır tanımıyorum
- neden girdin o zaman
Sanki kıza bisey yapmışım gibi bana hesap soruyodu.
- girmem gerekti kızınıza bisey olmadı merak etmeyin
Deyip yürüyorum Ama adam gitmeme izin vermiyor.
- şimdi benimle geliyorsun ve o nedeni anlatıyorsun
Tam konusacakken sözümü kesiyor
- İtiraz istemiyorum ya gelirsin ya da polisle uğraşırsın.
Yok artık ben bi beladan kurtuldum derken başka bir belaya bulaşmıştım anlaşılan. Biraz yürüdükten sonra konusacağımız yere gelmiştik. "Otur" dedi sertçe
-başla bakalım kızımın odasına neden girmen gerekti
Ne diyeceğimi düsünüyordum yalan mı söyleyecektim yoksa doğruları mı. Ve ben doğruları seçtim netice de kızına bişey yapmamıştım. Tüm olan biteni kısaca anlattım bu sefer de niye kadından kaçtığımı soruyordu. Ne kadar meraklı biri çıkmıştı boyle.
- bu sizi ilgilendirmez dedim sesim gayet soğuk çıkmıştı.
- ilgilendirir anlat
- Bakın ben sizinle ilgili olan kısmı anlattım orası beni ilgilendirir deyip masadan kalktım.
-Sen dolandırıcı mısın yoksa eğer öyleyse seni polise şikayet etmem gerekecek.
- ben dolandırıcı değilim sadece o kadını kendime aşık etmem gerekti ettim O kadar
- neden
- çünkü paraya ihtiyacım var ama endişelenmeyin parasını almadım
Bütün gerçekleri hiç bilmediğim adama anlatmıştım işte. Adamsa duydukları karşısında şok olacak ki hiçbir şey demeden öylece düsünüyordu.
- neyse gerçekleri öğrendiginize göre ben gideyim artik.
- dur gitme Para kazanmak ister misin - ne ,nasıl
- şöyle ki benim kızımı kendine aşık edeceksin bende ne kadar istiyorsan sana verecem
Ne diyordu bu adam böyle bi baba niye kızına böyle bisey yapsın
- şaşırdın demi beklemiyordun böyle bir şeyi Ama bunu yapmak zorundayım kızımın tek dileğini gercekleştirmem lazım.
- anladım ama bunu yapmanıza ne gerek var elbet ki karşısına biri çıkacaktır.
- hayır çıkmayacak
- neden
- çünkü kızım yakında Ölecek.
Hiçbir şey söyleyemedim boğazım düğümlendi adeta böyle bir adamdan böyle birşey beklemiyordum galiba.
- üzgünüm diyebildim sadece
- üzgün olma bu işi yap ve ne kadar istiyorsan vereyim.
Bu işi yapabilir miydim hayır yapamazdim. Evet daha önce bir sürü kızı kendime aşık etmiştim ama bu çok farklıydı.
- ben yapamam bu çok farklı bisey
- hadi ama zorunda olmasam böyle birşey yapar mıyım sanıyorsun. Çok uğraştık onu kurtarmak için ama olmadı. Canımdan çok sevdiğim kızım gözlerim önünde eriyor ve ben bisey yapamıyorum. Tek yapabildiğim şey onu mutlu etmek.
Koskaca adam bana yalvarıyordu. Ustelik gözleri de dolmuştu. İlk karşılaştığım adamla şimdiki arasında o kadar büyük farklar vardı ki.
- sizi anlıyorum ama ben yapamam bunu kusura bakmayın.
- hemen kestirip atma al bu kartım biraz düşün. Düşünceni degistirirsen eğer ararsın.
Elindeki kartı alıyorum ve masadan kalkıyorum.
- teklifinizi düşünücem. İyi günler deyip oradan ayriliyorum.
Nihayet evime geliyorum ne yorucu birgün olmuştu böyle. Kendimi banyoyo atıyorum bir duş beni kendime getirirdi Heralde. Duşumu alıp koltuğa uzanıyorum. Sonra o adamın teklifi geliyor aklıma ne kadarda çaresizdi öyle Peki o kız ne kadar güzel ve masumdu öyle. Düşünceler içinde boğuşurken kapı açılıyor Ve murat içeri giriyor
- kardeşim diye sesleniyorum o da
- kardeşim naptın diyor
Neler yapmadım ki bütün yaşadıklarımı murata anlatıyorum murat oldukça şaşırıyor ve bana neler yapıp neler yapmamam gerektiğini anlatıyor. O da benimle aynı fikirde bu teklifi kabul etmemem gerektiğini soyluyordu. Murat benim çocukluk arkadaşım, kardeşim şimdilerde ise ev arkadaşımdı. Herseyimi onunla paylaşır ona danışırdım o da aynı şekilde öyle yapardı. Simdi de öyle yapmıştım. Bu teklif bir turlu aklımdan çıkmıyordu bütün gece boyunca bunu düşünmüştüm ve hala da düşünüyordum bir yanım kabul et derken diğer yanım yapma diyordu ve kabul et diyen tarafım ağır basıyordu. Sonuçta bir kızı mutlu edecektim, dileğini gerçekleştirecektim ve üstelik para da kazanacaktım. Paraya bu kadar muhtaç olduğumuz anda iyi bir para kazanacaktım. Düşüncelerimin sonunda tek bir karara vardım teklifi kabul edecektim. Kartı bulup adamı aradım. Adam önce şaşırsa da çok mutlu oldu ve bir buluşma ayarladı. Detayları konuşabileceğimiz bir bulusma. Telefonu kapatır kapatmaz üstümü degiştirdim ve adamın söylediği yere gittim. Adam çoktan gelmiş bile.
- hoşgeldin dedi sogukca bende aynı şekilde
- hoşbulduk dedim
- öncelikle teklifi kabul ettiğin için çok teşekkür ederim beklemediğim bir şeydi beni çok mutlu ettin. Her neyse şimdi sözleşme detaylarına gelelim
- sözleşme mi olacak
- evet ben sözlere güvenmem ne demişler söz uçar yazı kalır.
Daha önce karşılaşmadığım birşeydi elbet ki şaşırdım. Elindeki sözleşmeyi bana uzattı
- istersen oku ya da ben sana kısaca bahsedeyim
- siz anlatın
- tamam öncelikle kurallardan başlayayım. Birincisi kızımı hiç üzmeyeceksin. İkincisi o hasta olduğu için onun yapmaması gereken şeyler var onları yaptırmayacaksın. Üçüncü olarak ona asla cinsel bir temasda bulunmayacaksın. Dördüncü ve son olarak ona asla aşık olmayacaksın. Tamam mı ?
- tamam kabul ediyorum
Deyip sözleşmeyi imzalıyorum..