Selam arkadaşlar Öncelikle resimdekiler serenayın babası ve annesi.. Şimdi gelelim hikâyeye hikâyenin kurgusu kafamda hazır senaryosunu da vakit buldukça yazıyorum. Siz de fikirlerinizi eksik etmeyin çünkü yorumlarınız benim için çok önemli. İkinci bölüm ile karşınızdayım. Umarım beğenirsiniz iyi okumalar
Hilmicemin ağzından
Para detaylarını da konuştuktan sonra oradan ayrılıyorum. Tam 100 bin lira kazanacaktım bu benim için oldukça fazla bi miktardı. Adam oldukça zengin ki bana bu parayı veriyordu. Ee kolay değildi benim yapacağım işte ölümün burnunda kıza aşkı yaşatacaktım. Birde kurallar vardı tabi kızı üzmücem, kızın yapmaması gereken şeyleri yaptırmayacağım, kıza cinsel bir temas da bulunmayacağım ve bir de aşık olmucaktım. Ben bunları kafamda tekrar ederken telefonum çalıyordu ve arayan murattı.
Murat teklifi kabul ettiğimi bilmiyordu büyük bir ihtimalle bana kızacaktı ama bu para onu da memnun edeceğine eminim. Açıp açmamak arasında gidip geliyodum sonunda açıyorum.
- efendim kardeşim
- kardeşim motorun tamirattan çıkmış Sana ulaşamamışlar beni aradılar git al sevdicegini :)
- ahahah :) tamam alırım saol
Deyip telefonu kapatiyorum. Ve motoruma kavuşuyordum sonunda. Muratın da dediği gibi sevdiceğim di o benim hızlıca taksiye binip sanayiye gidiyorum ve motorunu alıyorum. Motorum benim herseyimdi. Benim için sadece bir motor degildi. Bazen sırdaşım olurdu bazen de yoldaşım. Motoruma binip kafamın estiği yere gidiyorum günlerin acısını böyle çıkarıyordum bu da benim zevkimdi işte. Biraz gezdikten sonra evime geliyorum. Bi duş alıp her zaman yaptığım gibi koltuğa uzanıyorum. Tam gözlerimi kapatıp uykuya dalacakken telefonum çalıyor arayan adnan bey (serenayın babası)
- efendim
- kızım bu akşam bir partiye gidecek sende oraya gidiyorsun
- tamam adresi söyleyin
- ben sana mesaj atarım
- peki deyip telefonu kapatıyorum. Ardından adresin olduğu mesaj geliyor. Telefonu bıraktıktan sonra hazırlanmaya başlıyorum.Serenayın ağzından
- Merve ben gelmesem olmaz mı
- olmaz sero hani ikna olmuştun gelecektin niye böyle yapıyorsun şimdi
- ya ne bileyim parti falan hiç bana göre değil biliyosun
- biliyorum ama senin de insan içine çıkma vaktin gelmedi mi artık ne zaman bisey olsa hep kaçıyorsun
- kaçmak değil bu sadece sevmiyorum - birkaç saat durup gelicez sıkılırsan hemen geliriz hatta lütfen benim için
- tamam dememin ardından Merve sıkıca sarılıyor bana.Benden Ayrılıp giysi dolabının yanına geçiyor giysileri tarıyordu gözleriyle. İki de bir Elbiseleri gösterip olur mu diyodu ben de inat değil mi hiçbirine evet demiyordum. Merve sabahtan beri parti için beni ikna etmeye çalışıyordu. Ben se Başlarda hayır desem de Merve için kabul etmek zorunda kalmıştım. Ben hiç sevmezdim ki böyle ortamları. Gitmek istememe nedenimdi buydu aslında. Merve bana hep asosyal derdi. Ve ben asosyaldim yada öyle olmak zorunda kalmıştım kim bilir.
- sero hadi ya bir suru elbise gösterdim hiçbirini beğenmedin
- sen sec işte ben anlamam ki
- tamam buldum o zaman şunu hemen deniyorsun.
Elbiseye bakıyorum beyaz etek kısmı fırfırlı mini bir elbise tamam deyip elbiseyi giyiyorum. Mervenin de onay vermesiyle geceye bununla gitmeye karar veriyorum. Daha sonra merveye elbise seçiyoruz. O da açık mavi straplaz mini bir elbise giyiyor. Saçlarımızı ve makyajımızı tamamladıktan sonra parti yerine doğru yol alıyoruz. Yirmi dakikalık bir yolculuğun ardından parti mekanına geliyoruz. Arabamızı park edip mekana kol kola giriyoruz. Parti açık bir alanda yapılıyordu. Ve tahmin ettigimden daha gürültülü ve kalabalıktı.
- Merve burası fazla kalabalık değil mi - hayır canım normal hali bu.
- doğru tabi
- of daha gelmemiş ya
- kim ?
- kim olacak mert. Ya gelmezse yok yok gelir demi sero.
Mervenin bu heyecanlı hali beni güldürmüştü. Mert onun platonik aşıgıydı.
- gelir canım bekle
Partideki herkes müzige kendini uydurmuş delice dans ediyordu biz ise merveyle öylece oturmuş merti bekliyorduk.
- geldi. Bak sero geldi
- sonunda. diyorum.
- napsam sero yanına mı gitsem ya da bekleyeyim o mu gelse yok ya gelmezse
- Merve bi yavaş olsana ya bekle gelmezse gidersin sende
- doğru bekleyelim bakalım
Ve aradan zaman geçiyor mert gelmiyordu. Bunun üzerine Merve mertin yanına gidiyordu mervenin gitmesiyle bende yalnız kalıyordum. Parti arka tarafında deniz vardı bende partiden sıkılıp yüzümü denize dönüyorum.
- selam
Bir dakika bu ses arkamdan gelen sese doğru dönüyorum. Bu hastanedeki çocuktu.
- selam diyorum. Ve çocuğu incelemeye başlıyorum o günün aksine beyaz tişört giymişti Altına giydiği siyah pantolon ve siyah ayakkıbısıyla çok şık duruyordu.
- naber
- iyiyim de senin burada ne işin var yine birinden mi saklanıyosun yoksa.
- hayır bu sefer değil diyor gülümseyerek söylüyor bunları. Onun gülümsemesi üzerine bende gülümsüyorum. Mekanda dans müziği çalıyor ve o da ne Merve mertle dans ediyordu nasıl mutlu olmuştu kim bilir. Ben onları hayranlıkla izlerken adının Hilmi cem olduğunu düşündüğüm çocuk benim kolumdan tutmuş beni dans pistine götürüyordu.
- napıyosun ya deyip kolumu ondan çekiyorum.
- dans edicez
- hadi ya buna karar vermeden önce bi bana sorman gerekmez miydi.
- tamam şimdi soruyorum o zaman dans edelim mi
- Hic tanımadığım bir insanla dans edemem üzgünüm hayır deyip tam arkamı dönüp gidecekken kolumu tutuyor
- korkma seni yemem hadi gel diyip beni piste çıkarıyor.
Bense hiçbir şey söyleyemiyorum bu sefer kendimi müziğe ve ona bırakıyorum. İlk defa biriyle dans ediyordum üstelik tanımadığım biriyle. Kesinlikle benden beklenmeyecek bir davranıştı. Merve görse ne kadar şaşırırdı kim bilir. Çocuğun konuşmaya başlamasıyla düsüncelerimden sıyrılıyorum
- bak gördün mü yemedim seni
- daha Dansımız bitmedi herân bir ısırık olabilir. Benim bunları söylemem üzerine yine gülümsüyordu yakından ne kadar da güzel gülüyordu öyle
- sıkılmışa benziyosun Burdan uzaklaşmak ister misin
- nasıl
- söyle ki gel benimle deyip beni kolumdan tutup mekandan çıkarıyordu.
- dur bi dakika nereye gidiyoruz.
- gidince görürsün
- söylemeden gitmem
- sen hiç hesapsız kitapsız birşey yapmaz mısın
- yapmam. İsmini bile bilmediğim insanla hele hiçbir yere gitmem.
- adımı bildigini sanıyordum hastanede soylemistim.
- unuttum ben
- Hilmi cem ben, sen
- serenay
- memnun oldum serenay şimdi tanıştığımıza göre benimle geliyorsun.
Deyip elimi tutuyor ve beni yine bi yerlere sürüklüyordu. Ve ben Hiçbir şey diyemiyordum bu sefer. Biraz yurüdükten sonra deniz kıyısına geliyoduk. Partinin arka kısmı böylelikle partiden de uzaklaşmamış oluyorduk. Hilmi cem kumsala oturmuş bana bakıyordu.
- oturmayı düşünmüyor musun ?
Bunun üzerine bende oturuyordum. Önce bir sessizlik oluyor ikimizde konuşmuyorduk sadece denizi seyrediyorduk. Sessizliği bozan Hilmi oluyordu
- sen oraya ait değilsin
- o kadar mı belli oluyor.
- evet ya da ben seni dikkatle izlediğimden fark ettim.
- sen beni mi izledin.
- evet bir sakıncası mı var
- hayır yok. Ben seni görmedim o yüzden.
- biraz etrafına baksaydın görürdün.
Hiçbir şey diyemiyorum doğru söylüyordu bende konuyu değiştiriyordum.
- hadi anlat bakalım o kadından niye saklanıyordun.
- ha şu konu önemi yok ya boşver
- boşveremem bir daha karşılaşırsak anlatacağını söylemiştin. Evet dinliyorum.
- o kadın bana aşık bende onu istemediğimi söyledim o da anlamadı bende ondan kaçmak zorunda kaldım
- bu kadar mı
- kısacası bu kadar
- ilginçmiş
- neden
- o kadın istenmez mi hiç çok güzel bir kere
- evet çok güzel ama sen kadar değil.
Bana iltifat mı etmisti evet bana güzelsin demişti ben ise yine hiçbir şey söyleyememiştim. Biraz utanmıştım tabi biraz da yanaklarım kızarmıştı. O ise çenemden tutup eğilen başımı eliyle yukarı kaldırdı.
- senin gibi kızlar kaldı mı hala
- bilmem belki de vardır
- yok. ben görmedim
- neyse ya kalkalım mı artık geç oldu deyip kalkıyorum benim kalkmam üzerine o da kalkıyordu. Biraz yurüdükten sonra parti yerine geliyorduk gözlerim merveyi arıyordu ama bulamıyordum. Gitmişti galiba hem de bana söylemeden. Ben ise tek başıma kalmıştım Hilmi de gitmişti. Bende oradan çıkıyordum hemen arabayı par ettiğimiz yere geliyordum. O da ne arabada yoktu. Merve arabayı götürmüştü anlaşılan napıcam ben şimdi diye düşünürken yine o ses
- noldu
- arabam yok arkadaşım götürmüş.
- gel bırakayım o zaman seni
- tamam deyip onu takip ediyordum. Biraz yürüdükten sonra motor beliriyordu. Hilmi elindeki kaskı bana uzatıyordu.
- hadi tak şunu da gidelim
- ben motora binemem
- neden
- daha önce hiç binmedim
- tamam bu ilk olur işte
- binmeyi bilmem ben üstelik korkarım da
- bilinmicek bisey yok ben sana gösteririm hadi.
Deyip motora biniyordu bense biraz tereddütten sonra kaskı takıp motora biniyordum.
- şimdi bana sıkıca sarıl sakın bırakma
- tamam diyorum ürkekçe.
- korkma ben yanındayım
- tamam sende hızlı gitme.
- peki.
Deyip motoru çalıştırıyordu. Bende onun dedigini yapıp ona sıkıca sarılıyordum. Başlarda biraz korksam da sonra alısıyordum. Hilmiye yolu tarif etmem ve onun da yolu bulamaması daha eğlenceli kılıyordu yolculuğu. Ve sonunda evi bulmuştu. Tam inmeye çalışırken beni durduyordu
- dur ben indiririm şimdi düşersin falan.
- tamam diyorum benimde işime gelirdi zaten. O ise motordan inip beni kucağına alıp indiriyordu. Ve bunu yaparken nefeslerimizi hissedecek kadar yakındık birbirimize.onun kollarından ayrılıp konuşmaya başlıyorum.
- hiç beklediğim ve güzel bir geceydi herşey için teşekkürler
- rica ederim benim için de öyleydi.
- neyse iyi geceler deyip tam uzaklaşırken kolumdan tuttu
- numaranı vermicek misin ?
- vermem mi gerekiyor
- gerekmiyor ama versen iyi olur
- gerekmiyosa vermeme de gerek yok iyi geceler deyip yanından ayrılıyorum...
![](https://img.wattpad.com/cover/48536856-288-k999888.jpg)