Bölüm 3- Çölün Üzerindeki Gölge

31 1 1
                                    

       "Neredeyiz biz nasıl geldik buraya? Sen bir büyücü müsün neden bunu yapıyorsun?" endişeli ve korkmuş gözlerle adama bakıyordu. Büyük bir kum tepesinin ortasında tepenin etrafından dolaşan dev kraliyet kervanına bakıyorlardı. "Sakin ol ve sakın bir şey belli etme sen akıllı bir adamsın baban akıllı bir adamdı doğal davran şimdi aşağı iniyoruz. Çoktan geldiler bile."

       Aynı anda sırtlarına bir mızrak ucu dayandı."Kimsiniz siz? Burada işiniz ne hemen cevap verin!" 2 koruma asker çok ciddi bir şekilde mızraklarını bastırıyorlardı. Biraz daha bastırırlarsa derilerinden içeri girecekti."Ramses'e söyle geri döndüm beni gördüğü zaman tanıyacaktır.".  

       Beraber tepenin arkasından aşağı doğru patikaya benzer bir yoldan aşağı doğru inmeye başladılar. Tabii ki mızraklar hala sırtlarındaydı. Saltanat Arabasına yanaşmak için izin istediler. Ramses arabadan hiddetle inerek "Sanıyorum ki ismini söylemek için fazla ukalasın. Mısır Firavununun karşısında olduğunu unutma. Diz çök hemen. Siz de çekin mızraklarınızı zavallı adam yeterince acı çekti !" Ramses gülümsedi."15 yıl. 15 yıldır nerelerdeydin her yerde seni arattım. Hiç yaşlanmamışsın eski dostum Makalani." Ramses arkadaşının omzuna elini koydu. "Memphis'ten beri seni yakalamaya çalışıyorum Ramses bu kadar Güneyde ne yapıyorsun?" dedi Makalani. "Ebu Simbel'e yaptırdığım tapınaklar sonunda bitmiş. Sevgili eşim Nefertari ile birlikte açılışa gidiyoruz. Senin gelmen çok iyi oldu anlatacak bir sürü şeyin vardır eminim.". Makalani'nin suratı asılmıştı istemsizce ve bunun sebebini sadece görevli arkadaşı biliyordu."Hadi bize eşlik et arkadaşın için bir araba ayarlarız sen bizim arabamızla geliyorsun." 

      Ramsesle beraber arabaya yürüdüler. "Güzelliğinden hiç bir şey kaybetmemişsin Nefertari ama biraz solgun gördüm seni." Makalani Nefertari'nin elinden öpmüştü. "Seni görmek de çok güzel ama giderken hatırladığım kadarıyla bana Dünya'nın en güzel mücevherlerini vaat etmiştin." Nefertari gözünün ucuyla Ramsese baktı. " Unutur muyum hiç Ramses nasıl küplere binmişti beni öldürteceğini sanmıştım."dedi Makalani."Öldürtecektim. Ama getireceğin bilgiler benim için önemliydi onları anlattıktan sonra öldürmeyi planlıyorum." dedi Ramses. Birbirlerine baktılar ve gülmeye başladılar. 

        "Hatırlıyor musun Ramses Baban katip olarak beni seçtiğinde sarayın odalarında gülerek koşuşturmuştun." ikiside geçmişe bir yolculuk yapmışlardı dalgın dalgın. "Evet dedi o zamanlar daha 9 yaşındaydım. Sen ise aynıydın o zaman yaşını 20 olarak söylemiştin. İşte anlayamadığım bir şey de bu. 48 yaşındayım Makalani. seninle ilk tanışmamızdan bu yana 39 yıl geçti ama bir gün bile yaşlanmıyorsun en azından 60 yaşında olmalısın." Ramses ciddiyet ve şaşkınlıkla Makalini'nin suratına bakıyordu."Bu bakışları biliyorum. Büyük babanın bakışları. Sandığından daha yaşlıyım Ramses sadece zaman ikimiz için aynı işlemiyor.". "Biliyorum" dedi Ramses. "Babam hikayeni anlatmıştı. Ona da babası anlatmış. Horemheb'e eski kralların mezarlarını tek tek sen göstermişsin bazıları çok eski olmasına rağmen." diye ekledi Ramses. "Evet. Krallar Vadisi yapılırken oradaydım." diyerek onayladı Makalani.

       

Zamanın KülleriHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin