Arkadaşlar bu kitaba yeni başladım. Olumlu veya olumsuz eleştirilerinizi bekliyorum.İyi okumalar... :)
"İskender Yıldırım" diye seslendi. Mavi üniformalı mahkeme görevlisi.
"Buyrun" dedim.
"Mahkeme tarafından bekleniyorsunuz" dedi ve içeri girdi.
Hiç uzaktan göründüğü gibi değildi adliye ortamı tabiî mahkeme de yargılanılacak olan sizseniz. İçimde biriken heyecan ve tedirginliğin yüzüme vurmasına izin vermeden sakince girdim odaya.
"Şöyle geç" dedi, umursamaz bir tavırla hakim.
Tam başını kaldırmış söze başlamak üzereydi ki kendimi tutamayıp kıkırdamayla gülme arası bir ses çıkardım. Sonrasındaysa gür kaşlarını çatıp bana döndü.
"Neyin var senin?" dedi. Gözlerini gözlerime dikmiş açıklama yapmamı bekliyordu.
"Hiçbir şey! Hiçbir şeyim yok hakim bey. Sadece duvarda ki adalet yazısına gülüyorum" dedim ukalaca.
"Ne varmış yazıda?" dedi hakim. Aslına bakarsanız bu benim için bir fırsattı, kendimi ifade edebilmek için iyi bir fırsat.
Hemen söze girdim. "Hakim Bey adaletsizliğin daniskasının yapıldığı bir odada adalet yazısını görmek sizce de biraz ironik değil mi?" dedim, kendime güvenerek.
"Pekiyi, karşımda cinayetten yargılanan bir adamın mahkeme salonunda adaletizlikten dem vurması sence ironik değil mi?" dedi. Şimdiden sinirlenmeye başlamıştı.
"Neye göre, kime göre adaletsizlik Hakim Bey?Eğer sizin için masum çocukları kaçıran birini öldürmek cinayet ise haklısınız bir cinayet işledim ancak o masum çocukların annelerine göre o adamı öldürmekle dünyayı bir pislikten temizledim" diye cevapladım hakimin sorusunu. Belki de böyle bir cevap beklemiyordu. Verecek cevap bulamamanın mahcubiyetiyle yüzü kızardı.
Elindeki tokmağı sertçe önünde ki masasına "Tak,Tak,Tak" diye üç kez vurup "Yeter artık bu konu çok uzadı" dedi ve devam etti. "Dosyanı inceledim olanlar hakkında az çok bilgim var fakat bir de senden dinlemek istiyorum, anlatmak ister misin?" diye sordu.
İstediğim olmuştu. Olayları başından sonuna kadar anlatabilecektim.
"Evet, Hakim Bey isterim" diye cevapladım istekle.
"Senden olayları en ince ayrıntısına kadar anlatmanın istiyorum" dedi ve benim konuşmamı beklemeye koyuldu.
"Üniversite son sınıftaydım ve o sene Zeynep benim okuduğum üniversiteye geçiş yapmıştı..."
Hikâyeyi sevmiş olmanız dileğiyle...(:
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Suskun
Short Story"Haklısınız ben suskunum ama bu sadece beni dışarıdan gören insanların fikri, onlar kendileriyle konuşmayanlara suskun diyorlar. Kendilerine göre haklılar da fakat ben sadece sizinle konuşmuyorum çünkü siz bana yalan söyleyebilirsiniz, arkamdan konu...