Tessa ısrarla çalan kapının sesi ile uyanmıştı. Eline telefonunu alıp saate baktığında saatin 9 olduğunu gördü. Hızla yatktan kalkıp odadan çıktı. Kapıdan çıktığı gibi yarı uyur yarı uyanık bir şekilde ne olduğunu anlamya çalışan William ile karşılaştı. Gözleri bir süre ona takılsada konuşmadan yanından geçip merdivenlere yöneldi. Dün ona dedikleri yüzünden ona hala kızgındı. Aşağıya inip kapıyı açtığında Becky hışımla içeri girdi. Bir yandan da söyleniyordu.
"Tabii. Ben sorunlarım ile boğuşurken siz uyuyun. O sersem Eddie kadar beni umursamayın. Ne olacak?" Tessa ise arkasından ne olduğunu anlamaya çalışır gibi bakarken kapıdan giren Kate ile dikkatini ona verdi.
"Uyandırdıysak üzgünüm. Becky biraz sinirlide. Eddie ile kavga ettiler." son kısmı fısıldayarak söylemişti. Tessa başını 'anladım' dercesine salladı ve kapıyı kapatıp Kate ile birlikte salona yöneldi. Becky salonda bir ileri bir geri yürüyor aynı zamanda da Eddie'ye söyleniyordu.
"Umarsız pislik. Tamam yıl dönümümüzü unuttun onu anladım. Hadi bunun unutup bara gittin onu da anladım. Ama bardaki kızlarla oynaşıp fotoğraf çekilmekte ne demek? Sen nasıl böyle birşey yaparsın? Yaptın bari suçunun delillerini yok et gerizekalı. Fotoğrafları hala ne demeye telefonunda saklıyorsun? Birde karşıma geçmiş pişkin pişkin 'Açıklaya bilirim Beckett.' diyor. Senin o içinde fındık kadar beyin olan kafanı patlatırım ben. Salak!!"dedi ve olduğu yerde tepinmeye başladı. Tessa onu kocaman gözlerle izlerken William merdivenlerden yavaş bir şekilde iniyordu.
"Ne oldu Becky?"diye sordu salona girdiğinde. Becky derin bir nefes aldı ve konuştu.
"Senin o beyin yoksunu arkadaşın üçüncü yıl dönümümüzde bara gidip sarhoş olana kadar içmiş. Birde üstüne kızlarla fingirdemiş."dedi sinirle. William gözlerini şaşkınlıkla büyüttü ve kaşları havalandı.
"Emin misin?"diye sordu Becky'e. Becky sinirli bir nefes aldı ve William'a baktı. William biraz daha burada kalırsa şiddet göreceğini anladı ve hızla kapıyıya yönelirken gözleri Tessa ile buluştu. Ama Tessa başını diğer tarafa çevirerek ona bakmayı reddetti. Bunun üzerine derin bir nefes verip askıdan ceketini aldı ve dışarı çıktı.
Tessa dış kapının sesini duyduğunda gözlerinin yandığını hissetti ama ağlama isteğini geri itti. Becky ise bir süre daha söylendikten sonra durdu ve koltuğun kenarına çöküp ağlamaya başladı. Tessa ve Kate hızla onun yanına gitti ve ona sarıldı. Becky bir yandan ağlarken bir yandan da mırıldanıyordu.
"Y-Ya artık beni se-sevmiyorsa? Y-ya benimle mutlu ol-ola-olamıyorsa?"diye sayıklıyordu hıçkırıklarının izin verdiği ölçüde. Tessa onun bu haline üzülmüştü. Becky'i çok seviyordu. O olmasaydı belki de William onu diğerleri ile hiç tanıştırmayacaktı. Ona biraz daha sıkı sarıldı ve onu tesselli etmeye çalıştı.
"Olur mu öyle şey. Eddie seni çok seviyor. Gözlerinden belli. Sana aşk ile bakıyor, ağzından çıkan her kelimeyi dikkatle dinliyor. Bir hata yapmış ama herkes hata yapabilir. Sen de onu seviyorsun. Değil mi?"diye sordu ondan uzaklaşıp yüzüne baktı. Becky artık ağlamıyordu ama sesli bir şeklide iç çekiyordu. Başını olumlu anlamda sallayınca devam etti.
"Bir kerede ondan dinle. Eminim pişmandır. Hadi sil göz yaşlarını. Sonra da Eddie'i ara."dedi yatıştırıcı bir ses tonu ile. Becky tekrar başını olumlu anlamda salladı ve elleri ile göz yaşlarını sildi.
"T-tamam. Arıyacağım."dedi ve çantasına ulaşıp telefonunu aldı. Ama o daha arayamadan telefon çalmaya başladı.
"Sam arıyor."dedi ve aramayı yanıtladı.
"Sam?"diye soludu ama karşı taraftan Sam'in sesi dışında başka seslerde geliyordu.
"Beck burada durum biraz karışık."dedi Sam ardından Jason'un sesi duyuldu.
"Edwards Stueward Camplle. Olgun biri gibi davranıp kapıyı aç." Becky anlamamazlıkla kaşlarını çattı.
"Ne oluyor?"diye sorabildi en sonunda ve kendisini merak ile izleyen arkadaşlarına baktı.
"Eddie kendini odasına kilitledi. Elinde bir kase fıstıkla."dedi ve bıkkınlık ile bir nefes verdi. Ardından Eddie'nin sesi duyuldu.
"Beckett gelmeden çıkmayacağım. Gelmezse bütün bu fıstıkları yerim!"diye tehtid ediyordu. Becky'nin gözleri kocaman açıldı ve hızla yerinden kalktı.
"Hemen geliyorum."dedi ve telefonu kapattı. Tessa ile Kate ona açıklama bekler şekilde bakıyordu.
"Eddie kendisini odaya kilitemiş ve ben gitmezsem fıstık yiyecekmiş."dedi hızlı hızlı. Tessa duyduğu şey ile kaşlarını çattı.
"Fıstık?"diye sordu anlamayarak. Kate kocaman açılmış gözleri ile yanıtladı onu.
"Eddie'nin fıstığa alerjisi var."dedi ve koşarak kapıdan çıkan Becky'nin peşinden gitti. Tessa ise onların peşinden gitti.
"Gelmemi ister misin?"diye sordu. Kate başını olumsuz anlamda salladı.
"Gerek yok canım. Bu iki sersem nasıl olsa barışacak. Seni ararım."dedi ve koşararak arabaya bindi. Tessa eve girdi ve mutfağa gidip kendine bir sandviç yaptı. Onu afiyet ile yiyip bulaşıklarını kaldıracağı sırada kapının açılma sesini duydu. William gelmişti. Hızlıca bulaşıkları kaldırıp makinaya dizmeye başladı.
William mutfaktan gelen ses ile oraya yöneldi. Tessa bulaşıkları makinaya dizerken eğilmişti ve giydiği pijamanın şort altlığı biraz yukarı kaymıştı. Tessa'nın süt beyazı teni William'ın gözleri önündeydi. Bir süre birşey diyemeden kocaman gözlerle Tessa'nın bacaklarına baktı. Ardından kendine gelmek için başını iki yana sallayıp mutfaktaki masaya yöneldi ve sandalyeye oturdu. Tessa onu duymuştu ama tepki vermemişti.
"Birşeyler hazırlar mısın Tessa? Çok açıktım."dedi William. Tessa onun hiçbirşey olmamış gibi davranmasına sinir olmuştu. Sinirle dolaplardan birinden bir kase, diğerinden mısır gevreği,buz dolabından sütü ve çekmeceden bir kaşık alıp masaya onun önüne bıraktı ve içeri geçti. William önüne konan kahvaltıya baktı ve derin bir iç çekti.
"Hak ettin Will. Kaseyi kafanda parçalamadığına dua et."dedi ve yemeğe başladı.
