BÖLÜM 18

88 1 3
                                    

Selim yavaş yavaş gözlerini açıyordu. Terden sırılsıklam olmuş, her yerinden kanlar akıyordu. Acı çektiği o kadar belliydi ki, O'nu öyle gördükçe kalbime hançerler saplanıyordu. Acılarını dindirmek için canımı bile verebilirdim.

''Selim... Selim lütfen bana bak... Kendini bırakma... Buradan beraber çıkacağız tamam mı? Seni çok seviyorum. Aşkımıza kimse engel olamayacak. Burada ya da sonsuz hayatta...'' Selim'in beni duyması için adeta haykırıyordum. O'nunsa ağzını açıp tek kelime söyleyecek mecali kalmamıştı.

Cem yavaş adımlarla yanıma geldi. Adamlarına emir verip beni sandalyeye bağlattı. Benimse gözüm Selimdeydi. İçeri girdiğimden beri gözümü ondan ayırmamıştım.

Biraz sonra adamlar dışarı çıktı ve koskoca fabrikada ben, Selim, Cem kalmıştık. Selim ile aramızda 5metre vardı ama aramızda sanki dağlar vardı. Ona ulaşamamak beni kahrediyordu. Cem önüme gelip diz çöktü ve belinden silahını çıkardı.

''Biliyorum buradan elele çıkmak istediğin kişi Selim... Ama hayat her zaman istediklerimizi vermez bize. Bazen zorlamak gerekir değil mi? Sen zorlamadın Sevde... Selim'i elde etmek için, O'nunla bir ömür geçirmek için çabalamadın. Oysa benim her anım sensin. Seni gördüğümden beri senden başkasını yanımda hayal etmedim ben. Bana evet deseydin işler buraya kadar gelmeyecekti. Ama sen beni buna zorladın.''

Yapabildiğim tek şey ağlamaktı. Hıçkırıklar arasından konuşmaya çalıştım: '' Bu yaptıklarının ne bu dünyada ne de ahirette hesabını veremezsin... Yalvarırım bırak bizi. Söz veriyorum polise de gitmem. Kimsenin haberi olmaz. Selim'in hiç suçu yok! O'na bunları yapamazsın tamam mı?''

''Yanılıyorsun Sevde. Selim'e bunları ben yapmıyorum. Sen yapıyorsun. Birazdan tetiği ben çekeceğim ama katili sen olacaksın.''

Korkudan kekelemeye başlamıştım.''Ne-ne katili? Ne diyorsun sen? Saçmalama lütfen. Bak çöz beni oturup sakince konuşalım lütfen olur mu?''

''Ben seninle defalarca konuşmayı,uzlaşmayı istedim fakat sen yüz çevirdin Sevde.''

''Tamam sen haklısın. Bak bizi buradan çıkarırsan ne dersen yapacağım. Bu yaptıklarınla beni gerçekten sevdiğine inandırdın. Seni sevmeye başladım. Ama sen Selim'i öldürürsen hapise girersin ve biz evlenemeyiz değil mi?'' İçimden gelmeyerek sarfettiğim bu cümlelere Cem'in inanması için dua ediyordum.

''Merak etme ben her şeyi ayarladım. Önce aşkımızın engeli olan bu adamı ortadan kaldıracağım sonra seninle yurtdışına uçacağız.''

Ne kadar konuşsam da nafileydi. Başımı çaresizce önüme eğip düşünmeye başladım. Aklıma babam geldi. Şimdi kim bilir ne haldeydi. Benim şu anki durumumu bilse eminim kahrından ölürdü.

Şu an babamın dizinin dibinde olmak için dünyaları verirdim. Ah babam keşke o ortaklık olmasaydı. Keşke biz mersine hiç gitmeseydikte bunlar yaşanmasaydı.

Sanki bir daha babamı göremeyecektim. Allah'ım sen kavuştur bizi. Sen eski mutlu günlerimize dönmemizi nasip et.

Selim'in sesiyle kendime geldim. Etrafa baktığımda Cem yoktu. ''Sevde, Sevde iyi misin?''

''Selim ben iyiyim. Asıl sen nasılsın? Ben sana yaşattıklarım için özür dilerim. Sana yalan söyledim Selim. Sensiz yaşayamam ben. Seni çok seviyorum.''

Yara bere yüzü içerisende gülümseyen dudaklarını seçebiliyordum:''Acılarımı unutturdun bana. Ben de seni çok seviyorum. Burdan sağ da çıksam ölü de çıksam sakın o pislik herife boyun eğme tamam mı?''

''Böyle konuşma lütfen. Burdan çıkacağız Allah'ın izniyle.''

Cem içeri girdi ve konuştuğumuzu farkederek Selim'in üstüne yürüdü.

''Son dakikaların Selim bey. Sevde'ye uzun uzun bak. Çünkü bir daha göremeyeceksin. Ahh öbür tarafa mektup atılıyor muydu. Sen iyi bilirsin böyle işleri. Sana düğünümüzden fotoğraflar atarız.'' Kulak tırmalayan kahkahalarının ardı arkası kesilmiyordu.

''Ulan sen de erkek misin be? Elim kolum bağlı olmayacaktı ki sana gününü gösterecektim.''

Bu laflar Cem'i daha da çileden çıkardı. Belinden silahını çıkarıp Selim'in şakaklarına dayadı.

Bağırmaktan sesim kısılsa da devam ediyordum:''Allah aşkına yapma. Beni öldür Selim'e dokunma. O'nun suçu yok.''

Selim gözlerini bana dikmiş gülümsüyordu. En son dediği şey şu oldu ''Gözlerini kapa. Seni seviyorum.''

Gözlerimi sımsıkı kapattım ve Cem tetiğe bastı. Artık her şey bitmişti....

Gözlerimi açtığımda Selim'in cansız bedeni yerde upuzun yatıyordu. Benimse ne konuşmaya ne de tepki vermeye halim kalmamıştı. Aldığım her nefes adeta bıçak olup içimi parçalıyordu.

Hayatta en değer verdiğim iki erkek vardı biri babam biri Selim. Fakat yanımda ne babam var ne de Selim. Selim'i artık sonsuza kadar kaybetmiştim. Düşünemiyordum, tepki veremiyordum, ağlayamıyordum. Artık en dibe batmıştım. Beni kimse kurtaramazdı...

Cem silahı içeri giren adamına hızlı şekilde verip ellerimin bağını çözdü. Beni çekiştirerek fabrika kapısından dışarıya arabaya götürdü ve kapıdan çıkarkenki sözleri şuydu ''Artık bir ömür beraberiz.''

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Sep 04, 2015 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Geçmişten Gelen MektupHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin