BÖLÜM 16

84 5 0
                                    

Selim bana baktıkça ben de gözlerimi ondan alamıyordum. Bir an gözlerinden sıyrıldım ve hızlıca eve doğru yürümeye başladım. Selim de arkamdan geliyordu. Tıpkı mersin sahilinde ilk kez peşime takıldığı gibi... Ama bu yaptığı doğru değildi sonuçta O artık evli. Peşimi bırakacağa benzemiyordu, ben de birden olduğum yerde durup hızlıca kendisine döndüm.

''Neden geldin?'' Biraz hüzünlü biraz da sinirli bakıyordum Selim'e.

Dudaklarını bastırarak gözlerini yere çevirdi, sanki bana bakmaya utanıyordu. Eski Selim olsa gözlerini gözlerimden ayırmazdı.

''Sana her şeyi anlatacağım ama ayaküstü olmaz. Akşam müsaitseniz hem sizi ziyarete gelelim hem de olan biten her şeyi anlatayım olur mu?''

Kafamda ona sormak istediğim o kadar soru vardı ki, karısıyla bize geleceği fikri bile merakımı bastırmamıştı.

''Pekala akşama bekliyoruz sizi.'' Deyip arkama bakmadan yoluma devam ettim. Mahallemizi öğrenmiş, evimizi öğrenmiş ve gelip burnumuzun dibine yerleşmiş. Anlatacaklarını dinlemek gerek tabi ki...

Düşünceli düşünceli yürürken arkadan kolumu kavrayan bir elle sıçradım. Tedirgin şekilde arkamı dönünce annem olduğunu görüp bi ''ohh'' çektim. Paranoyak gibi her an Cem'in ensemde olduğunu düşünüyordum.

''Anne neden öyle sessiz geliyorsun. Yüreğim ağzıma geldi.''

''Bu kadar korkacağını tahmin etmedim kızım. Başka bir şey mi var?''

''Ahh hayır hayır bir şey düşünüyordum da sen de sessiz gelince ürktüm. Hayırdır pazardan mı?'' dedim poşettekilere meraklı gözlerle bakarak. Bu arada kapının önüne de gelmiştik.

''Evet yardım et de şunları içeri taşıyalım.''

Poşetleri mutfağa götürdük ve annemle birlikte dolaba yerleştirirken gayet sakin bir şekilde;

''Bugün Selimle konuştuk.'' Dedim. Annem baya şaşırmış olacak ki elinden poşeti düşürdü.

''Sahi mi?'' dedi ve şaşkınlığından kurtularak ''Eh Sevde eninde sonunda karşılaşacaktınız kızım.''

''Beni gördüğüne şaşırmadı biliyor musun?''

''Bu çocuğun amacı ne çok merak ediyorum.''

''Ben de. Ailecek bugün bize gelecekler. O zaman öğreniriz bakalım amacını.''

''Ne kadar erken söyledin kızım. Akşama ne kaldı ki şurada hiçbir hazırlığımız yok.''

''Bana da yeni söyledi Selim. Yuşa'yı pastaneye yollarız bir şeyler alır telaş etme hemen.''

...

Gidip Yuşa'ya haber verdim ve üzerimdekilerden kurtulmak için odama çıktım. Ben ikisini yan yana görmeye nasıl dayanacaktım. Selim'in bize gelmesini bir yandan çok istiyordum bir yandan istemiyordum. Selim'e karşı hislerim doğru değildi belki ama kalbim hala O'na aitti. Duygularım içimde birikti ama anneme söz verdiğim için bu sefer ağlamadım. Selim'in karşısında güçlü duracaktım.

...

Az sonra kapı çaldı başıma şalımı alıp koşarak kapıyı açtım. Gelen Selim ve ailesiydi. Selim en arkada önde iki hanım durmuş bana bakıyorlardı. Bir süre tepkisiz kalıp daha sonra başımı iki yana sallayarak;

''Kusura bakmayın. Buyrun içeri.'' Dedim.

Füsun teyze bana sıkıca sarıldı. Sanki yıllardır görmediği evladına kavuşmuş gibi bağrına bastı beni. Önce şaşırdım bu tavrına ama sonra ben de O'na sıkıca sarıldım. Füsun teyzenin dış görünüşü ve maneviyatı değişmişti ama kokusu hala aynıydı. Kokusunu ciğerlerime doldururken ağlamaklı suratla kendisine baktım, ellerini tutarak;

Geçmişten Gelen MektupHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin